ALİ TEZEL

1 MAYIS EMEK İÇİN NEDİR?

1 MAYIS  EMEK İÇİN NEDİR?

Vahşi kapitalizmin emek üzerinde baskıcı tutumu sonucu,18 yüzyılın sonu 19 yüzyılın başlarında emek yoğun işlerde sömürülmeye başlanmıştır.Avrupa ve İngiltere sanayi ve ticaret alanında dünya ekonomilerinde Pazar payı adına pasta da büyük bir dilime sahip idi. İşçilik maliyetleri düşürme adına küçük işletmeler sona ermiş yerine sanayi Fabrikaları yer almış yüzlerce işçi sosyal haklardan yoksun bırakılarak zor şartlarda çalışma koşullarında üretim yapmaya mahkum edilmişlerdir.
1 Mayıs hareketinin  ilk tohumu kapitalist üretim ile dünya’da adını duyurmuş olan Ülke’de Amerika ‘da başlıyor, diğer ülkelere yayılıyordu. 1874 yılında dört eyalette ücretlerin düşürülmesine karar verildi. İşçiler buna direndi. Toplantı polis tarafından basıldı. 10 işçi lideri asıldı, 14'ü hapishaneye kapatıldı. 1877 yılında bütün baskılara rağmen 8 saatlik işgünü isteyen ve ücretlerinin düşürülmesini protesto eden işçiler eylemleri ile sesini duyurdu.12 işçi hayatını kaybetti.

1 Mayıs 1886 günü Amerikan işçileri genel greve çıktı. 80 bin işçi sekiz saatlik işgünü için direnişe geçti.Bir çok işçi polis tarafından öldürüldü.Bu olaylar üzerine dört işçi lideri idam edildi. 1888 Aralığında toplanan Amerikan İşçi Federasyonu 8 saatlik işgünü elde edilinceye kadar, her yıl 1 Mayıs'ta kitle gösterileri düzenleme kararı aldı. Fransız ve Belçika İşçi Sendikaları Konfederasyonları sekiz saatlik işgünü için savaşım kararı alıyordu.

14-21 Temmuz 1889'da Paris Kongresi ile kuruluşu gerçekleştirilen II. Enternasyonal, 1 Mayıs'ı işçi sınıfının uluslararası birlik ve dayanışma günü ilan etti. 1890 yılından sonra 1 Mayıs'lar bütün ülkelerde uluslararası işçi bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Birçok ülkede 1 Mayıs tatil günü olarak kabul edildi. 
1919 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) kuruluş kongresinde 8 saatlik işgünü karara bağlandı
.

ÜLKEMİZDE EMEK 1 MAYIS DUYARSIZ KALMADI
Ülkemizde sendikalaşma hareketi bir asırlık geçmişe sahiptir.Osmanlı imparatorluğu Hasta adam ilan edildiği yıllarda ucuz iş gücü adına fabrikalar açılmaya başlanmıştır. 1835 yılında İstanbul'da Feshane, İzmit ve İslimiye'de Çuha fabrikaları kuruldu. 19. Yüzyılın sonuna doğru devlet fabrikalarının sayısı arttı. İlk fabrikaların kurulmasını izleyen yıllarda ilk işçi hareketleri ve örgütlenmeleri de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Sendikalaşmanın temelleri İşçi Dernekleri ile birlikte atıldı.Ameleperver Cemiyeti Kuruldu. Taşkızak tersanesi işçileri 1872 yılında greve çıktı.Bunu diğer işçi grevleri de izledi. Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası işçileri, iskele hamalları, liman işçileri, Şirketi Hayriye (Denizyolları) işçileri, tütün işçileri, İstanbul mürettipleri grev yaptı. 
1908 yılının Ağustos ve Eylül aylarında 30 grev yapıldı ama İttihat ve Terakki iktidarı tarafından kanla bastırıldı ve grevleri yasaklayan bir yasa çıkardı. Türkiye'de işçi sınıfının doğuşu ve örgütlenmeye başlaması yaklaşık 100 yıllık bir geçmişe sahiptir. Demiryolu, tütün, tramvay, deri, gazhane işçileri zaman zaman grevler gerçekleştirdi. 
Bu yıllarda iş günü 14 saati geçiyordu. Kadın ve çocuk işçiler sömürülüyorlardı.

 İŞÇİNİN ALINTERİ CUMHURİYET DÖNEMİNDE
Kurtuluş savaşı yıllarında işçiler, ülkelerinin savunulması için emperyalist ülkenin askerleri ile savaşarak oldu.İşgal altındaki İstanbul'da askeri depolardan silahlar kaçırılarak Anadolu'ya götürülmesi için örgütlenirlerken grev silahını da işgalcilere karşı kullandılar. Şark Şimendiferleri (Demiryolları) işçilerinin grevi özel bir önem kazanır. Bu greve 1400 işçiden 1200'ü katıldı ve 10 gün sürdü. 
Grev istemlerinin başlıca şunlardı: 
İşgalcilerle işbirliği yapan hainlerin işten uzaklaştırılması, günlük iş süresinin 8 saate indirilmesi, ücretlerin artırılması, ücretli hafta tatili, iş kazalarına uğrayanlara tedavileri boyunca gündelik ödenmesi, işten atılan demiryolu makasçısının işine dönmesi idi. 
Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan İzmir'de toplanan İktisat Kongresin'de(1924); 
İşçi önerilerinin başlıcaları şunlardı: 8 saatlik işgünü, 1 Mayıs'ın işçi bayramı olması, işçilere dernek kurma ve toplantı hakkı, toplu sözleşme yapma hakkı, bir iş yasasının çıkarılması, ücretli tatil idi. Ancak istemler gerçekleştirilmedi. Amele Teali cemiyeti, özellikle 1924-1926 yıllarında işçi eylemlerinde çok önemli bir rol oynadı.30 bin işçiyi örgütledi. 
Hükümete 1Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlamaya ikna etmese de 1Mayıs tatil edilmesini sağladı. Hükümet tarafından 1 Mayıs'ı 1925'de "Bahar ve Çiçek Bayramı" diye ilan edildi. 
1927'nin sonlarında Amele Teali Cemiyeti "yasadışı bulunarak" kapatıldı. 150 etkin sendika üyesi ve derneğin yönetim kurulu tutuklandı. Dernek binasına el kondu. Örgüt dağıtıldı. Bu yıllardan sonra uzun süre işçilerin örgütlenmesine olanak tanınmadı. 
1936 yılında Türkiye'de ilk İş Yasası çıkartıldı. 3008 sayılı İş Yasası örgütlenmeyi ve toplu sözleşme hakkını içermiyor ve grevi yasaklıyordu. İlk kez işçi temsilciliği uygulamasını kapsayan yasa, çalışanlara güvenceler getirmiyordu.

 II.Dünya Savaşı Sonrası Türkiye’de Sendikal Hareket: 
1946'da İşçi Sigortaları Kurumu ve Çalışma Bakanlığı kuruldu.1947 yılında ilk kez sendikalar kanunu çıkarıldı. Bundan sonra işçiler hızla sendikalaşmaya başladılar. Ne var ki Sendikalar Kanunu, grevi ve toplu sözleşmeyi yasaklıyordu.5 yıl sonra Türkiye’nin ilk Sendikası Kuruldu. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) 1952 yılında kuruldu. 
1963 yılında 274 ve 275 Sayılı yasalar çıkarıldı. Sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev hakları bu iki yasada düzenlendi. İşçi sınıfı, sınırlı da olsa bu yasalarda yer alan örgütlenme ve eylem olanaklarını da kullanarak sendikal mücadelesini yükseltti.Grevli toplu sözleşmeli hakları başlıyordu. 
Ülkemizde Türk-İş desteklemediği grevlere karşı çıkmalar başlayınca bazı sendikalar Türk-iş çatısından çıkarıldılar. 
Bunun üzerine Türkiye Maden-İş Sendikası, Lastik-İş Sendikası, Gıda-İş Sendikası, Basın-İş Sendikası ve Zonguldak Yeraltı Maden İşçileri Sendikaları 13 Şubat 1967 tarihinde Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)'nu kurdular. 
DİSK kurulması ile birlikte sendikacılıkta farklı bir hava esmeye başladı. 
Tek konumda olan Türk-İş Karşısında işçilerin alternatif örgütleneceği bir sendikal hareket ortaya çıkmıştı. 
DİSK emeğin sömürülmemesi konusunda toplu sözleşme ve grev konusunda kararlı adımlar atması ile öne çıkıyor. Ucuz emek sömürüsüne karşı çıkanlar artık DİSK örgütleniyordu. 
Özel sektörde çalışan emekçiler DİSK etkin bir örgütlenmeye giderek çalışan bilincini artırmayı hedeflemiş ve hedefine de hızla ulaşıyordu. 
1980 askeri darbesi ile sendikal hareketteki gelişmeler engellendi. Bu dönemde binlerce sendikacı, sendika görevlisi ve işçiler tutuklanırken, Türk-İş dışındaki konfederasyonlar ve üye sendikaları kapatıldı. Örgütlenme hakkına doğrudan yasak ve kısıtlamalar yanında toplu sözleşme hakkına kısıtlamalar getirildi. 
12 Eylül darbesi ile Sendikalar darbe mağduru oluyor.274 ve 275 sayılı yasadan doğan kazanımlar kaybediliyordu.İşçi ücretleri geriliyor ve yoksullaşma süreci derinleşiyordu. 
DİSK kapatılırken tek sendika hayatta kalıyordu. Alternatifsiz kalan tek sendika Türk-İş olurken,DİSK’in kapatılması ile Türk-İş’e katılmayan sendikalar bağımsız sendikalaşma içinde yer alıyorlar.

01 Mayıs Resmi Tatil Oluyor:
12 Eylül Askeri darbesi ile kesintiye uğrayan 1Mayıs Günün tatil olarak ilan edilmesi 5892 sayılı yasa ile 2429 sayılı yasada yapılan düzenleme sonucu 2009 yılından itibaren Ülkemizde Resmi Tatil günü olarak ilan edildi. 1 Mayıs günü Emek ve Dayanışma Günü tatili olarak benimsenmiştir. 
Bu günün tatil olarak ilan edilmesinde İşçi Sendikalarının etkin talepleri neden olmuştur.

2821 ve 2822 sayılı Kanunlarda artık işlevini yitirmiş ,6356 sayılı Sendikalar ve Toplu Sözleşme Kanunu 07/11/2012 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

 

 Kanunun amacı, işçi ve işveren sendikaları ile konfederasyonların kuruluşu, yönetimi, işleyişi, denetlenmesi, çalışma ve örgütlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile işçilerin ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını belirlemek üzere toplu iş sözleşmesi yapmalarına, uyuşmazlıkları barışçı yollarla çözümlemelerine, grev ve lokavta başvurmalarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

İş Kolları 20 Ana Bölümde belirtilmiştir.

ÇSGB İŞ KOLU KODLARI

1

Avcılık, balıkçılık, tarım ve ormancılık

11

Çimento, toprak ve cam

2

Gıda sanayi

12

Metal

3

Madencilik ve taş ocakları

13

İnşaat

4

Petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç

14

Enerji

5

Dokuma, hazır giyim ve deri

15

Taşımacılık

6

Ağaç ve kağıt

16

Gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk

7

İletişim

17

Sağlık ve sosyal hizmetler

8

Basın, yayın ve gazetecilik

18

Konaklama ve eğlence işler

9

Banka, finans ve sigorta

19

Savunma ve güvenlik

10

Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar

20

Genel işler

 

TÜM GELİŞMELERE GÖRE ÜLKEMİZDE SENDİKACILIK MEMUR SENDİKALARI

Ülkemizde memur sendikaları faaliyet göstermekte olup,sınırlı haklarla 657 tabi ve sözleşmeli memurların haklarını belirlerken,emekli memurlar için hak kazanımları oluşturuyor.

Memur sendikaları grev yapamasa da jet hızıyla toplu sözleşmeleri imzalıyor.

Bundan da bir grup memnun olur iken,bir grup memnun değildir.

Kamu çalışanlarının sendikalı olmasına rağmen grevsiz bir toplu sözleşme yapılmasına zorlanmaları,Anayasa da yapılan değişiklik ile uyuşmazlığın Devletin belirlediği Kamu Görevlileri Hakem Kurulu tarafından alınan kararlar ile dayatması öngörülmüştür.

Bu sene ilk defa ILO tarafından tertip edilen Dünya da sendikal harekette en çok üyesi olan sendikayı davet ederken Memur-Sen bu hakkı kullanacaktır.

%12,38 ORANINDA SENDİKALI İŞÇİ VAR

Bugün ülkemizde 13.844.196 SGK çalışan işçi var.1.714.397 işçi sendikalı olup %12,38 oranına denk geliyor.

Türk-İş yakın takipçisi Hak-İş olup son belediyeler ve kamuda taşeron işçilerin kadroya alınması ile birlikte TÜRK-İŞ sendikalı işçi sayısına yakın Hak-İş sendikası işçiye sahip olacaktır.

Öngörümüz 2023 yıllarda artık Hak-İş 1.Sendikal örgüt haline gelecektir.

Milli İstihdam seferberliği olsa bile,sendikalı işçi çalıştıran işyerleri için önemli adım atılmalı teşvik verilmelidir.Bunun içinde ilk adım 2017 yılında asgari işçi ücretleri için uygulamaya konulan 100 liralık teşvik için toplu iş sözleşmeli işyerleri için BKK ile farklı bir uygulamaya gidildi.

2018 ve sonrası Kıdem Tazminat fonu fikri masa da olacaktır.

İş Kazaları,Meslek Hastalıkları,Genç İşsiz oranları,Kadınların İstihdam alanında yeterince yer bulamaması da gündeme gelecektir.

Tarımda çalışanlar,çocuk işçiler de gündeme gelecektir.

Mevsimlik işçilerin yaşadıkları sorunlar çözülür mü?

Her sene olduğu gibi Sanatçı borçlanması da unutulmayacaktır.

Taşeron işçilerin kadro sorunu çözülse de bazılarının kadroya girememesi,KHK ile giden memurların özlük hakları ,kamu görevinden el çektirilenleri de bu sene göreceğiz.

Özel istihdam büroları ve yasası eleştiri konusu olacaktır.

Sendikalarında bugün özeleştiri yapması gerekir.

TİS işçi haklarının yeterince temsil edilememesi.

Sağlık Çalışanları,Kamu Çalışanları da hak arayışı içinde yerlerini alacaktır.

Meydanlarda sendikal hakları verilmeyen Beyaz yakalı/mavi yakalı, taşeron/kadrolu/sözleşmeli, kol işçisi/kafa işçisi de olacaktır.

 Grev yasakları etkinleştirilerek Mili Güvenlik gerekçe gösterilerek engelleme sürdürülmektedir. Grevi engelleme adına Yüksek Hakem Kurulu dayatması ile toplu sözleşmelerin sonuçlandırılması. 

İşsizlik sigortası kullanımı ise istenilen düzeye getirilmemiştir. İşsizlik maaşı alma sürelerinde artış hayata geçirilememiştir. İşsizlik sigortası maaşları istenilen düzeye çekilmemiştir.Fon daha çok işveren kesimine teşvik olarak yansıtılmıştır. Bunun yanında işsizlere iş kurmaları yönünde kredi olarak kullandırılması azınlıkta kalmıştır.

Sağlık Harcamalarında katkı payları %200 artırılmış. Sağlık piyasalaşmıştır.

İşverenler tarafından asgari ücretler işçi maliyetinde hesaplama unsuru olduğundan artışlar enflasyon düzeyinde tutuluyor. Gerçek anlamda yaşam standartlarına yakın asgari ücret beklentisi devam ediyor.Eğitim ve sağlık ücretsiz olması gerekirken,paralı eğitimde çalışan kesim zorlanıyor.

5510 sayılı yasa ile emekli yaşları Kadın ve Erkek sigortalılarda 65 yaşına kadar uzatılıyor. Emekli aylıkları hesaplama adına yeniden revize edilmesi bekleniyor.Gerçek intibak yasası bekleniyor. Torba yasalar ile borçlar her zaman son denilerek yapılandırılıyor.

Sendikalar ise Küresel ekonomi karşısında işçi hakları yönünden sendikal örgütlenmenin önemine göre hareket etmeleri gerekecektir.Sendikalar sosyal adaleti, toplumsal gelişmeyi, ülkenin ve halkın çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmada anahtar görevi yapacaktır.Sendikal örgütlenmenin olduğu bir ülkede kayıt dışılık  söz konusu olmadığından ülke kalkınmasına da etkin bir rol oynar.

Sendikal hareketlerde artık 21 yüzyılın çalışma koşullarına göre şekillendiği için 12 Eylül mantığı ve gözlüğü ile sendikalara bakmamız gerekecektir.Devletin sendikalaşan işyerlerine de teşvik vermesi gerekli. Bunun içinde kaynak işsizlik sigortasını gösterebiliriz.

Kamu Sendikacılığı da bu alanda kararlı bir tutum sergileyerek , kamu çalışanlarını sendika şemsiyesinde bir araya getirerek Avrupa Standartlarında grevli toplu sözleşmeli sendikal haklarını rahatlıkla kullanmalıdır.Teşmil dayatması ile sendikalı çalışanlar mağdur edilmemelidir.

İşçiler borç sarmalında mücadele ediyor,kredi kartları ve tüketici kredi borçlarıyla birlikte bankalar,icra daireleri arasında mekik dokuyor.İşe iade davalarına kılıf hazırlamak için ikale dayatması devam ediyor. Mobbing mağdurları dikkate alınmalıdır.

Hakkını aramak isteyen ,sendikal düzene geçmek isteyenler işverenler tarafından tazminatsız kapının önüne konuluyor.

VEDAT İLKİ

 

vedat.uzman@gmail.com

Exit mobile version