ALİ TEZEL

2015 YILI MİLLİ KOMİTE ETKİNLİĞİ ARDINDAN

 

20-21 Kasım 2015 tarihinde İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Derneği (Türk Milli Komitesi)’nin 2014 yılı Yargıtay Kararlarını Değerlendirilmesi Semineri Ankara Hukuk Fakültesinde yapılmış oldu.

 

Kısa Notlar İletmek Gerekirse

ÖNCEKİLERDEN NE FARKI VARDI

Son yıllarda katılımcılara sözlü soru sorma fırsatı verilirdi. Kürsü hakimleri ve avukatlara söz hakkı verilmedi. Son oturumda son söz olarak 21 HD Başkanı ki oturum başkanı İzmir Barosundan Doktora Öğrencisi avukat Evran Kırmızı’ya verilen söz hakkı bir istisna idi. Meğer milli komite başlangıç yıllarında da bu uygulamayı yapıyormuş.

Bazen milli komite ilkleri yaşıyor. Geçen yıl İstanbul’da konuşmacı doçent bir hoca için Milli Komite geçmişinde böyle bir olumsuzluk yaşanmadığı beyan edilmişti.

Bu yılda bir ilk oldu bir hocamız bir davacının haklı bulunmasını eleştirirken  hacca gidenler için “telef olmazdı” deyiverdi.  Halbuki adam haçtan dönmüş birde tazminat davası kazanmıştı. Hiçbir ölüme, kazada olsa- terörde olsa insan onuru için telef dememek daha güzel olurdu. Parisin acısı yaşanırken, Ankara’da ölen canların göz yaşı bile daha kurumadan, Soma, Ermenek önümüzde dimdik dururken, Suruç daha şurada iken ben bu sözü şahsen hazmedemedim, yakıştıramadım. Umarım basılı eserde yer almaz, çıkarılmış olur. Zira Can hocam her can inancı ne olursa olsun azizdir. İnsana duyulan saygı gereği bütün ölümle insanlık onuru için saygıyı hak eder. Halbuki katılabildiğim 13 komite toplantısında hiç avukattan garipsenecek tek bir söz çıkmamış olmasına rağmen, söz verilen hocanın garipsenen davranışı ile yadırganacak bir söz söylememiş olan hakim, avukat ve katılımcalara söz verilmemesi kanımca sözlü soru hakkının isabetsiz kullanıldığının bir ispatı olarak kabul edilmelidir.

 

HUKUK ADINA NELERİ NOT ALMALIYIZ.

  1- 15  yıl  3600 gün ile SGK belgesi alıp, işten ayrılanlar kıdem tazminatı almaya devam edecek.

      Bu kişilerin işten ayrılmadan iş görüşmeleri, ertesi gün işe başlamaları niyeti okunmadan kıdem tazminatı haklarını almaya devam edecekler.

 

  2- 1.10.2008 ve sonrası ölümlerde 900 gün borçlanma ile tamamlanamayacak, bu kişiler 1800 güne tamamlayarak ölüm aylığı alabilecekler. Bu uygulamayı son Anayasa Mahkemesi Kararı ve devam eden içtihatlar doğruluyor. Değişeceğine dair şimdilik bir emare yok.

( Eleştiri getiren Hocamızın görüşleri içtihadı eleştiren yönde)

 

   3- THY grev olayında 9 HD ve 7 HD kararlarına aykırı olan 22 HD kararına karşı Anayasaya Mahkemesi kararı  22 HD’nin ret kararı aleyhine.  (Sınırlı iş yavaşlatmaları önümüzdeki yılların en büyük tartışma konusu olacak görünüyor)

    4- Hangi iş asıl iş, alt işverende gösterilen hangi işçi asıl işveren işçisi üzerinden ret ve kabul karar örnekleri sunuldu (Bu konu karmaşık ve belki de liste liste sayarak örneklemeyi hak ediyor)

   5- Özel okul öğretmenleri yenilememe iradesi kendilerinden gelmedikçe kıdem tazminatı almaya devam edecek.

    6- İşverenin izin vermemesi üzerine rapor alıp hacca giden ve devamsızlık nedeni ile işten çıkarılan işçinin kıdem tazminatı alacağına dair bir karar bulunmakta.

    (daha önceki yazılarımızda  örneğin hacca gidecek zamanı önceden bilinen kişi, kızı doğum yaptığından yıllık iznini kızının yanında geçirmek isteyen anne, erken tatil rezervasyonundan yararlanmak isteyen tatilcinin belirli süre öncesinde (üç ay 6 ay öncesi gibi) başvurusu halinde işverenin takdir hakkı olmaksızın izin vermesi yolunca kanuni bir düzenlemenin iyi olacağını kaleme almış ve torba yasa sırasında hiç nazara alınmamıştı)

      7- Satış temsilcilerinin primlerinden fazla mesai alacağının mahsubu ile kalırsa fazla mesai uygulamasından vazgeçilmiş yerine  ücretini % 50 zamlı almasını belirten ve zammı sınırlayan karar değerlendirildi.

 

      8-Radyoloji teknisyenlerinin sınırlı süreyi aşan çalışmalarının yasak çalışma kapsamında fazla mesaiye tabi olduğu ancak yıllık 270 saatin ücret içinde şart edildiği hallerde bunun yasak kapsamında olmadığı beyan edildi.

 

        9- Yıllık ücretli izin yerine ücret ödemesi halinde bunun ancak mahsup edileceği, hatta ilerleyen yıllarda işverenin artan ücretin farkını vermesi gereğine işaret edildi.(Aksi yönde  7 HD kararları bulunmakta)

 

     10- Süt izni verilmiyor ise süresinin yasak çalışma kapsamında fazla mesaiye tabi olması yönünde görüş oluştu.

 

     11-Sendika yöneticilerine ödenen tazminatta kıdem uygulama sınırının ve faizinin olduğu söylendi.

 

       12-Ücret koşullarının kötüleştiği, indirildiği işyerinde bunu gerektiren işyerinin ekonomik koşullarında kötüye gidişte ispatlanırsa uzun süren düşük ücret ödemesi geçerli olur. Yoksa işçini muvafakatı gerçekleşmez.

 

       13-Askere gidenin kadrosu örneğin TİS’te bitince işe alınacak kuralı varsa dolu kadro aksi halde işe iade bakımından boş kadrodur.

       14- Daha önce 18 yaştan önce geçen ve Kuruma gün bildirimi yapılmayanların günlerinin 18 yaştan sonraya eklenmesine dair yeni kararlar olduğunu duymuştum, ancak böyle bir uygulamanın gelişmediğini müşahade ettim. Yani yine hükümde 18 yaş sonrasına eklemeler yapılarak Kuruma gün bildirilenlerin erken emekli olmaları, bildirilmeyenlerin geç emekli olmalarını zorunluluğu yaşatılacak. Dava kazandım çokta sevinemeyeceğiz.

        Sıralanmaya çalışılanlar yapılan değerlendirmelerin çok küçük bir bölümü ve benim ilgi alanıma yakın olanlar. Her bir konuşmacı hocanın ele alıp üzerinde durduğu pek çok karara doğru dendi veya eleştirildi. Ayrıntılarını her yıl yapıldıktan yaklaşık 1 yıl sonra basılan kitapçıklardan öğreneceğiz.

Exit mobile version