HABERTÜRK-Patronlar için Avrupa, işçiler için Çin’i isteyemezsiniz
17 Şubat 2010
Patronlar için Avrupa, işçiler için Çin’i isteyemezsiniz
TÜSİAD’ın yeni patronu Ümit Boyner, esnek istihdam modelleri istemiş… Yani, işçilere, çalışanlara az para verelim, kârımız çok olsun demek istiyor. Ancak, öte yandan da yüzümüz Avrupa’ya dönük olsun demeyi de ihmal etmemiş. Kısaca, patronlara Avrupa şartları, işçilere Çin şartları istiyorum diyor…
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, işsizlikle ve istihdamla ilgili soruları yanıtlarken de şöyle demiş:
“TÜSİAD olarak bizim görevimiz istihdam yaratmak ve işsizliğe çare olacak yatırımlar yapmaktır. Biz esnek istihdamı da savunuyoruz. Çünkü işsizlikte yapısal bir soruna doğru gidiyoruz. İşsizlik sadece Türkiye’nin değil küresel ölçekte yaşanan bir sorun. İşsizliği yok etmek hepimizin hedefi olmalı. O kadar çok değişik faktörün işlemesi gerekiyor ki verimli büyümeye gidebilelim. Türkiye’nin verimli bir modele geçmesini sağlamak zorundayız. Neticede bütün Türkiye’nin istihdama kavuşması daha iyi bir iş gücüyle çalışması çok önemli. Türkiye’de girişimciler var. Maalesef bir çoğu finansmana erişemediğinden şirket veya büyük işletme olma noktasına geçemiyor. Kendi içinde akışkanlık sağlayacak ve belli verimlilik ölçüsüne geldikten sonra büyük işletme olabilecek yani süreklilik içinde istihdam yaratan bir sisteme geçmekten bahsediyorum. AB’de de bunun örnekleri var. Bizim demografik olarak farklı yapımız var. Bütün bunları göz önüne alarak yeni bir sanayi stratejisi üzerinde çalışmalıyız. Bizim programın hedefini de bu oluşturuyor.”
***Sanki Patronlar kâr peşinde değil istihdam derdinde
Boyner’i dinlerken sanırsınız ki daha çok kâr etmek isteyen patronlar örgütü değil de Türkiye’de işsizlere iş sağlamak için kurulmuş yardım derneğinin başkanı. İşyeri açanın, işletme kuran özel sektörün tek bir amacı vardır kâr elde etmek, yoksa işçiye iş vereyim, onlar da iş sahibi olsun diye bir düşüncesi olmaz. Mecbur olduğu için işlerini yaptıracak birilerini işe alır. Ancak, bunu milletin gözünün içine baka baka saptırması Neoliberallerin yeni uygulamalarından birisi. Bakın etrafınıza, neoliberallerin etkinliğinin giderek arttığı, işçi hakları, sosyal haklar ve örgütlenme haklarının azaltıldığı dönemin içindeyiz, bakın etrafınıza emek ve emekçiler devamlı savunmada, sermaye ve kâr amaç edenler ise her türlü aracı kullanarak devamlı saldırıda.
***Esnek çalışma nedir?
Esnek çalışmanın özü şu, işçiyi, dinlendiği, bir işten bir işe geçerken geçen zaman için para vermemektir. Ancak, işçinin de kendi emrettiği zamanlarda işe gelmesini ve işçinin başka işverenlere gitmesini de istememektir. Yani canım isterse geleceksin ama ben sana canımın istediği kadar para vereceğim sen de sesini çıkarmayacaksın demektir.
Örnek:
Konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse, en uygun örnek metro büfesi olabilir.
Bir metro istasyonunda büfe çalıştıran bir işverenin en çok işi olduğu saatler, insanların sabah işlerine (07-09 saatlerinde) giderken 2 saat ve akşam evlerine (18-20 saatlerinde) giderken 2 saatlik zaman diliminde işi olduğunu düşünerek bir işçi işe almakta ama sadece sabah 2 saat işe geleceksin sonra git, akşam tekrar 2 saat işe gel ben de sana günlük 4 saat para vermeyi istemektedir. Bunu kabul ettirebilecek yasal alt yapı oluşursa işçi esnek saatlerde çalışacaktır.
Bu durumda işçinin alacağı para yarım yevmiyedir ama gün içinde iki kere işe gidip geleceği için ulaşım masrafı ikiye katlanacaktır. Öğle yemeği giderlerini de işveren değil işçi ödeyeceği için giderleri artacaktır.
İşveren açısından az para vermek demektir. Bu örnekte işçi tam süreli olsa sabah 07’den akşam 20’ye kadar (öğlen bir saati düşersek) toplam 12 saat çalıştığı ve buna uygun olarak tam günlük ücretin yanında 4 saatlik de fazla mesai parası alması gerektiği haldeki fazla mesasi zamlı ödeneceği için işçi bir günde iki yevmiye alacaktır.
Ancak, iş esnek çalışma modeline düşerse bu kere sadece 4 saatlik çalışma parasını yani yarım yevmiye alacaktır. İşte işverenlerin istediği de budur.
***İşçinin diğer giderleri esnemiyor
Esnek çalışma modelinde işçilerin gelirleri azalırken, işverenlerin giderleri düşmektedir. Ancak, ne hikmetse geliri düşen esnek çalışan işçinin giderleri esnememektedir. Kira ödediği ev sahibine ben gündüz evde yokum, akşamları yatmaya geliyorum yarım kira vereyim diyemediği gibi ulaşım ücretleri ikiye katlanmaktadır.
***Milli gelirden emeğin aldığı pay azalırken, sermayenin ki artıyor
Tıpkı, Akparti Hükümetinin ilk başladığı günlerde emeğim Milli Gelir içindeki payı yüzde 32 iken şimdi nasıl yüzde 17’ye düşmüşse, bu payı daha da azaltmanın yolu esnek çalışma modeline geçmektir. Şayet, patronlarımız TBMM’den esnek çalışma modelleri geçirebilirlerse emeğin milli gelirden aldığı payı Çin’de olduğu gibi yüzde 10’a indirebilirler. Ancak, kendiler için örnek gösterdikleri AB ülkelerinde emeğim Milli Gelir içindeki payının yüzde 40’lar düzeyinde olduğu görmek istemezler. Yani, kendileri için AB’yi isterken, emeğin ÇİN’e gitmesini isterler.
***Zamanın kontrolü işverende
Esnek çalışma da işçi ve “zaman” üzerinde işverene hâkimiyet olanağı vardır. Öte yandan işverenler-patronlar esnek çalışma diyerek, atipik çalışma modellerinin yaygınlaştırılmasını da istemektedirler.
Belirli süreli iş akitleri, part-time çalışma, çağrı üzerine çalışma, ödünç işçilik gibi normal işçi-işveren ilişkisi gibi bir de taşeronlaştırma ile işlerin firma dışına taşınarak örgütlenmelerinin önüne geçmek de amaçlarından birisidir.
Esnek çalışma modelleri, işgücü maliyetlerini giderek işçinin fiilen çalıştığı saatler için yapılan ödemelere yaklaştırmakta, fazla mesai, ikramiye, prim gibi ödemeleri ortadan kaldırdığı gibi belirli durumlarda potansiyel işgücü maliyetlerini -ihbar ve kıdem tazminatlarını- ortadan kaldırmakta, iş güvencesi hükümlerini etkisiz kılmaktadır.
***Esnek çalışma modeli
1-Örgütsüz işçi demek?
Esnek çalışma modellerini isteyen, patronlar esasen örgütsüz işçi istiyorlar ki dilediği kadar az para verip, dilediği gibi emeğin sömürebilsin.
2-Taşaronlaşma demek
Bundan 15 yıl kadar önce de işçi ile işveren, iş ile işçi arasına taşaronları sokarak daha az ücret, daha kötü ve örgütsüz çalışma koşulları oluşturan patronların bu uygulamaları Yargının vicdanlı ve hukuk bazlı kararları ile yavaş yavaş çözüldükçe, yeni yeni uygulamalar getirmeye çalışıyorlar. Tıpkı, Özel İstihdam Büroları aracılığıyla yeni köle yaratma çabalarında olduğu gibi.
3-Kölelik demek
Bakın, Özel İstihdam Büroları aracılığıyla işçi kiralamak için Hükümet ile birlikte nasıl yoğun çaba sarfediyorlar. Bir fırsatını bulsak da ÖİB’lerin işverenlere işçi kiralamasını uygulamaya sokabilsek peşindeler.
Çünkü, ÖİB aracılığıyla işçi alırlarsa, iş ile işçi arasına ÖİB girecek, işveren ile işçi arasına ÖİB girecek ve dikensiz gül bahçesi, çöpsüz üzüm olacak.
4-Kıdem tazminatı yok demek
Esnek çalışma modellerinde kıdem tazminatı ya hiç olmuyor ya da ücretler düşük ödendiği için düşük oluyor.