YURT DIŞI BORÇLANMA DAVASI SÜRENLER NE YAPSIN

9 Ekim 2014

    6552 sayılı kanunun 28 ve 29.maddesi 3201 sayılı kanunun  1.maddesinin değiştirilmesi ek 5 maddesinin ve 6552 sayılı kanunun 28 ve 29 maddeleri ile değiştirilmesinden sonra SGK tarafından 2014/27 sayılı genelge yayımlanmış bulunmaktadır.

    Artık ilgililerin bu konuda yeterli bilgisi olmakla, kısaca vatandaşlıktan çıkanlar, çıktıkları tarihten öncesi süreleri borçlanabilecekler ve sözleşmelerinde açık hüküm bulunan ülkelerde geçen süreler borçlanılabilecektir. Genelgede 18 ülke olarak sayılmıştır. Başlangıç sayılmayan ülkeler Danimarka, İngiltere, İsveç, Libya, Norveç,Romanya, Sırbistan,İspanya,İtalya, Portekiz gibi ülkeler ise başlangıç sayılmayacaktır.

    (Libya için durum farklıdır 01.09.1985 tarihinden sonraki Türk işveren nezdinde geçen hizmetler Türkiye hizmetidir. Öncekiler borçlanmaya tabidir. Kaynak Sezai Öztürk Yargıtay.21.HD üyesi Yurtdışı Borçlanması ve Aylık Hakları Yetkin Yayınları sh. 183 vd.)

     Kanunda kanunun geriye yürüyeceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Aksine yayım tarihi olan 11.09.2014 tarihinde yürürlüğe girmektedir.

     Ancak kurum 2014/27 sayılı genelgesi ile vatandaşlıktan çıktığı için borçlanması kabul edilmeyenler ile 18 ülkedeki borçlanma sürelerinin  Türkiye başlangıcı sayılmayacağına dair işlemleri nedeni ile açılan davalardan vazgeçilmesi durumunda;

    Genelge 2.3.- Davalardan vazgeçenlerin işlemleri

  1. başlığında vatandaşlıktan çıkanların daha önce kuruma başvurdukları tarihte geçerli olan borçlanma tutarları üzerinden borçlanabileceklerini,
  2. başlığında ise daha önce aylığa-tahsise hak kazanmış ise geçmiş dönemden itibaren aylık bağlanacağını,

 Kabul etmiş bulunmaktadır.

  Buna göre örneğin 2 yıl önce borçlanma başvurusunda bulunanlar o tarihteki miktar üzerinden ödeme yapacaklar asgari ücret-kazançta meydana gelen artışlardan etkilenmeyeceklerdir.

  Emeklilik tarihleri de geçmişte kalanlar tahsis koşulları varsa birikmiş geçmiş dönem aylıklarını da alabileceklerdir.

  Öncelikle davalardan vazgeçmeye esas olmak üzere kurumun işlem yapıp yapmayacağının veya nasıl işlem yapacağını belirlemek içinde genelgede  bir usulde gösterilmiştir.

  2.3- c) başlığında “(a) ve (b)’de belirtilen durumda olan dosyaların tespit edilmesi halinde, davadan vazgeçmeleri durumunda dava konusu taleplerine istinaden işlem yapılacağı hususunda dosya sahiplerine bilgi verilecektir” denilmiş olmakla, işlemde endişe eden ilgililerin vazgeçme öncesi kuruma başvuru yapmaları işlem yapılabilir  yazısından sonra vazgeçmeleri daha uygun bir yöntem olabilecektir.

   Vazgeçme aşamasında sorun 3201’e geçici 8 olarak eklenen madde gereğince davacıların feragatlarında aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilmeyeceğidir. Yargılama giderleri  içinde davacı tarafından yapılan masraflar, karşı tarafın yaptığı masraflar ve davanın kazanılması veya kaybı halinde alınabilecek vekalet ücretleri bulunmaktadır. Mevcut tarifeye göre 1.500 TL vekalet ücreti ve her dava için 450 TL civarında harç ve gider avansı ödenmiştir. Buna göre davadan vazgeçen yapılan yargılama giderini alamayacak, avukatı da SGK’dan alabileceği vekalet ücretinden mahrum olacaktır. İşte sırf bu nedenle davacı avukatları vazgeçme işlemlerine hiçte taraf olmamaktadırlar. Avukatlarına rağmen davadan vazgeçenlerin ise avukatları ile iç işlemlerinde avukatın mahrum kalacağı iş bu dava vekalet ücreti sorun oluşturacaktır.

   Kanaatimize göre bir kesimin davalarından vazgeçmesi kendi yararlarınadır. Bilindiği gibi tahsis için (aylık başlangıcı için) borçlanma bedellerinin ödenmesi gerekmektedir. Başlangıç sayılmama davalarının bir çoğunda tahsis talebi de vardır. Bu kişiler hemen olmasa da  davaları sonunda birikmiş aylık alabileceklerdir. Ancak hemen aylığa hak kazanmak istediği halde mavi kartlı-vatandaşlıktan çıkmış olan kişilerin aylıkları başlamayabileceklerdir.

     (Hazır emekli olmadıkları halde, sırf borçlanma bedellerini düşük yatırmak için yıllarca davalarını sürüncemede bırakan ve 4 yıl sürdürüp, parasını geç yatırarak kar etmek isteyen davacılar için bu öneri geçerli olamayacaktır. Maalesef bunun önüne geçen bir sistem ve çözüme rastlayamadık)

    Hemen aylığa başlayabilecek olanlar, emekli-tahsis koşulları tamam olanların davalarından vazgeçip ödeme yapmaları aylıklarının bin önce başlamasına, sağlık ve diğer haklardan yararlanmalarına imkan vereceğinden uzayan dava sürecine göre daha karlı bir yöntemdir. Üstelik ilk başvuru tarihinde geçerli olan tutarları ödeyeceklerdir.

    Dava açmayan kişilere ise kanunun geriye götürülme imkanı tanınmamıştır. Davasını 11.09.2014 tarihinden sonra açanlarda bu haktan yararlanamayacaktır. Yurtdışı ile ilgili davaların yarısını mavi kartlılar oluşturmaktadır. Bu yönde yapılacak işlemler binlerce davadan oluşan mavi kartlı dosyalarla yargı yükünü de azaltmış olacaktır.