HER ÇALIŞAN BİREYSEL EMEKLİLİĞE GİRMELİ Mİ- YASAL OLARAK ZORLAMAK NE KADAR DOĞRU

11 Haziran 2016

 

18.07.2015  tarihli yazımda Bireysel Emeklilik ve Sosyal Güvenlik arasında seçim yapmaya esas verileri ve sonuçları değerlendirmeye çalışmıştım.

Sosyal Güvenliği sağlayan sistemlerden birisi tabiki, Resmi Kurumlarca sağlananlardır.

SGK (Memur,İşçi,Bağımsız Çalışanlar), Bankalar, TOBB gibi kuruluşlar sosyal güvenlik sağlıyor.

OYAK sosyal güvenlik sonuçlu denebilecek çözümler sunuyor.

Bankaların bazılarının kendi ikinci bir ödemeye imkan veren sistemi var.

Ekonomisi iyi ülkelerde sosyal güvenlik,

  1. Zorunlu sosyal güvenlik,
  2. İşyeri organizasyonunca  sağlanan birikimler,
  3. Bireysel emeklilikle sağlanan birikimler,

Olarak sıralanabilecektir.

Bir haktan diğerine geçmek için birinci hakkın dolması gerekir. Bu bakış açısı ile şu söylenebilir. Öncelikle kişiler SGK kapsamında prim yatırsınlar, örneğin bağımlı çalışan (işçi, memur) sadece aldığı ücret-maaşla değil isterse kendisi takviye prim ödeyebilsin. Burada sınır tavana kadar ödemedir. Nitekim bu husus hem 4a hem 4b sigortalısı olanlara tanınan bir hak olduğu gibi 5510 ek 3 uygulaması ile döner sermayelerden doktorlara tanınan bir hak olarakta karşımıza çıkmaktadır. Yani ek prim ödeyelim, ödeyecek isek bunu ödeyelim önce tavana (kazanca) kadar SGK lı olma hakkını kullanabilelim, düzenlemeler buna göre yapılsın. Sonra bireysel emekliliğe geçelim.

Bireysel emeklilikte ülkemiz gerçeği siz kendi birikiminizi iyi bir borsacı gibi takip etmediğiniz sürece sistem iki yılda bir verdiğini geri almakta nerede ise 0 birikim sonucu çıkmaktadır. Ne insanımızın vakti buna izin vermektedir. Ne bilgi düzeyi.

Devletin % 25 destek verdiği Bireysel emekliliği zarar kapısı  olmaktan çıkarmanın bir yolu elbetteki vardır. Sigorta şirketlerine denir ki, her bir katılımcının, sigortalının birikimi SGK güncelleme rakamlarında az olamaz, (TÜFE + GH’nın % 30’u)  az olursa buna sen katlanırsın ey bireysel emeklilik şirketi bu kuralı koydum denildi mi evet en azından parası değer kaybetmez katılımcının.

Arzu edilen SGK tavanı aşanların bireysel emekliliğe zorunlu yönlendirilmesidir.

Ancak yapılmak istenen düzenlemeler ile her çalışanın katılımı zorunlu hale getirilmek istenmektedir. Evli üç çocuklu (bu en az nüfus  sayısı devlet politikası olarak özendirilmektedir)  bir çalışanın ayda bırakın 100 ,10 TL bile bu sisteme katkı yapmasını beklemek insaf ölçüsü ile bağdaşmayacaktır.

Bireysel emekliliğe yapılan ödemelerin bilindiği gibi SGK priminden ve vergiden istisna tutarları bulunmaktadır.  Gerçekte 100 TL bedel işçinin cebinden 78 TL civarında bir para olarak çıkacaktır. Üstelik işçi bu para 78 TL cebinden çıkacak paraya birde 100 TL kabul edilerek % 25 devlet desteği alacaktır. Yani işçiden 78 çıkacak ama değer 125 olacaktır. Yararlıdır evet iyidir ama işçi bu 78 TL yi daha ödeyecek bir imkana sahip değildir. O halde herkese zorunlu bireysel emeklilik gelecek ise işçi bir miktar parasal olarak teşvik edilmelidir.

Mevcut hali ile Bireysel Emekliliğinin herkesi biraz borsacı yapmasının ve bir ölçüde kumara,bahis benzeri seçimlere itmesinin olumsuzluğunun yanında, asgari kazançtan prim ödenen işçinin SGK prim istisnası nedeni ile işverenin taban kazançtan az ödeme yapamayacağı kuralını düşündüğümüzde, aslında bireysel emeklilikten yarar sağlayan her işçi için işverenin yükü artacağından, işverenin ya bireysel emeklilik nedeni ile tabandan az prim yatıracağını kabul etmek, hükümleri bu şekilde değiştirmek veya işvereni ayrıca teşvik etmek gerekecektir.