MASUMİYETİMİZ-DOLANDIRICILIK-SOSYAL GÜVENLİK

16 Şubat 2017

                

           Dolandırıcılar bizim en masum duygu ve beklentilerimiz üzerinden kendi amaçlarını gerçekleştirirken, bizim paramızı, umutlarımızı, geleceğimizi tüketmektedirler.

           Bir kamu kurumuna bir miktar para verilmesi halinde işe girmeyi taahhüt etmekten tutun dolandırıcılığın bir çok boyutu vardır. Bazen dolandırıcılar menfaatlerinin uyuştuğu kişiler ile birlikte kurumsal işyerlerini dolandırmaktadırlar.

           Yaşanmış şu örneklere  göz atabiliriz;

  1. Birkaç bayan Düzcenin bir ilçesinde bir yerleşim yerinin ileri gelenlerinin ön lisans ve lisans proğramından mezun kişileri hedefleri alarak farklı zamanlarda tek tek konuşarak, kendilerinin MİT’ten geldiğini personel alımı yapacaklarını, muhatap oldukları kişileri araştırdıklarını, güvenli bulduklarını, MİT’e görevli olarak almak istediklerini göreve başlamak isterlerse 200.000TL nakit teminat vermeleri gerektiğini, konuyu hiç kimse ile paylaşmamalarını söylemiş, bunu kabul eden kişilere ise banka hesaplarına aylık MİT personeline ödenen kadar maaşlarını ödemeye başlarlar bu şekilde birbirinden habersiz aynı yerleşim yerinden 13 kişiyi ikna ederler, Bu kişiler birbirlerini tanıyan kişiler olmasına rağmen hiç biri diğerlerine bu durumu bildirmez. Zaman zaman sıradan görevlere gönderilirler. Örneğin X şehir merkezinde yabancı illerden gelen araçların plakasının  not edilmesi gibi görevleri yüklerler. Bu şekilde dolandırılan kişilerden birinin kız arkadaşı bende bu teşkilata katılabilir miyim görüşmesinden ardından, abisinin ben MİT’im demesi ile ortaya çıkan hadisede şüpheliler tutuklanır ceza evine atılırlar, bu defa ceza evinde biz sahte MİT operasyonu ile yakalandık, amacımız buradaki örgüt üyelerinin ilişkileri çözmek diyerek bir fısıltı yayarak beraat kararları (kişi başı 20.000TL karşılığında) alma vaadi ile tutukluları dolandırırlar, yetmez gardiyani sen, Cezaevi  Müdürü yapacağız diye dolandırırlar, önceki MİT adı kullanılarak yaptıkları dolandırıcılıktan  bir süre sonra tutukluluklarının kaldırılmaları üzerine bu defa cezaevinden şikayetlerin gelmesi ile cezaevindeki dolandırıcılık ortaya çıkar.
  2. Ankara’da bankalardan kredi almayı iş edinmiş olan bir işyeri bir büroyu işyeri  adresi göstermekte normal koşullarda kredisi alamayan veya düşük tutarlı kredi alabilenlere yüksek kredi için aracılık etmektedir. Şu yöntemi kullanmaktadırlar. Kredi alacak kişi başvuru yaptığında bu kişiyi işyerlerinde sigortalı yüksek ücretli çalışan olarak göstermekte işe giriş ve birkaç aylık geçmiş dönem çalışmasını SGK ya işveren olarak bildirmekte, para cezalarını ve geçmiş dönem primlerini ödemekte, sigortadan yüksek kazançlı hizmet cetveli ve ücret bordrosu ile bankaya başvuru yapmaktadır. Bu şekilde bir kişinin 600.000TL kredi aldığı tespit edilmiştir. Bu paranın bir kısmı kredi kullanan ve  kredi işlemlerine aracılık eden kişiler arasında paylaşılmaktadır. Onlarca işlem geçmiş 3-5 ay içinde yaşanmıştır. Krediler tabiki ödenmemekte, olay sahte sigortalılık araştırması sırasında SGK yetkililerince tespit edilmiş bulunmaktadır.
  3. Yurtdışı borçlanması için sigortalının iş takibini üstlenen kişi tarafından 80.000TL si borçlanma bedeli vatandaşımızdan alınmasına rağmen, borçlanma başvuru yapılmadığı gibi borçlanma bedeli de SGK ya ödenmeyerek, iş takibini üstlenen kişinin cebinde kalmış olmaktadır. (Bu kişi hakkında SGK danışma bürolarının bilgisi olmasına rağmen vatandaşlarımız halen bu veya benzeri kişilere güvenerek kandırılmaya, dolandırılmaya devam etmektedir.
  4. BAĞ-KUR sonrası SSK emeklisi olmak için 3,5 yıl sigortası olmaya çalışan binlerce vatandaşımız toplumumuzda kimin nasıl yaptığını çok iyi bildikleri sistemle, bir işyerince çalışmış gibi gösterilerek SGK ya ödenmesi gereken primler bu kişilerin cebinde kalmakta ödenmemekte, prim ödenmeyince  prim borcundan sorumlu işveren ve yetkillerinin prim borcuna vakıf olmaları ile araştırmalarında vekil veya işveren şifresini bilen kişilerin bunu yaptıklarını öğrenince gerçek çalışma olmadığından şikayet yoluna gitmektedirler. Bu şekilde hem sigortalı günler silinmekte (prim ödense de silinir) hemde aldıkları aylıkların kesilerek geçmiş ödemeleri borç çıkarılmaktadır. Ben şahsen her hafta 1 veya 2 kişinin 30-110.000 civarında SGK ya borçlu çıkarıldıklarını görmekteyim.

 

SONUÇ : Hem tüm yaşam alanlarında dolandırılmayalım, hemde sosyal güvenlik alanında geçersiz işlem yaptırıp, sonrasında mağdur olmayalım, inanınki geçersiz sigortanın şikayeti sadece haksızlığa uğramış işverendende değil, kişinin kavga ettiği, boşanmak istediği eşinden, miras kavgası çıkınca kardeşinden, eşi varsa terkettiği sevgilisinden, kendisine gıcık olan komşusundan arkadaşından ve hatta aynı işyerinde durumu bilen ve kendisi haksızlığa uğrayan diğer işçiden gelebilecektir.

              Gerçek olmayanın açığa çıktığı zamanlar bizim hasta olduğumuz, artık çalışmadığımız, daha mağdur olduğumuz dönemde geleceğini ve geçmiş yılların keyfinin bir anda hüsrana ve pişmanlıklara dönüşeceğini kabullenmeliyiz.