YURT DIŞI KISMİ AYLIK (2) ASGARİ AYLIK NEDEN UYGULANMAZ

21 Kasım 2017

     Hem Almanya hem Türkiye çalışması olan gurbetçilerin borçlanma ile Türkiye’den tam aylık hakları yanında kısmi aylık talebinde bulunma hakkı bulunmaktadır.

     Almanya ile sosyal güvenlik sözleşmemizde şu hüküm bulunmaktadır.

Madde 29

     Türk Sosyal Sigorta Mercii için aşağıdaki hususlar geçerlidir:

     (b) Yetkili Türk Sosyal Sigorta Mercii bilahere, (a) bendine göre nazari olarak tespit edilen aylık veya gelirin, kendi mevzuatına göre geçen prim ödeme sürelerinin her iki akit taraf mevzuatına göre geçen prim ödeme sürelerinin toplamına olan oranına uyan kısmını hesaplar, bu şekilde hesaplanan aylık veya gelir meblağı, gereği halinde, Türk mevzuatında öngörülen en düşük aylık, aylık veya gelir düzeyine çıkartılır.

      Bu düzenleme ile Türkiye’den kısmi aylık alan kişilerin aylıkları en düşük aylık veya gelir düzeyine yükseltilir. Ancak burada gereği halinde koşulu bulunmaktadır.

      Peki asgari aylık veya gelir nedir.

      506 sayılı  SSK md.96 Aylıkların Alt Sınırı başlığı altında 2000 öncesi dönem için  gösterge tablosunun % 70 i esas alınırken,2000 sonrası % 35 olarak esas alınmış, ayrıca ölümde tek hak sahibi için % 80, iki hak sahibi için % 90 üzerinden aylık  alınması şeklinde  alt sınır aylıkları 55 ve 67.maddelerinde malül ve ölüm aylıkları bakımından % 60’ı üzerinden aylık bağlanması şeklinde düzenlenerek alt sınırlar belirlenmiştir.

       5510 sayılı kanunda da 4 a için ölüm ve malüllükte 7200 günden az günü olanlar için asgari kazanç üzerinden % 40 tan az olmaması, 4b ve c sigortalıları için yine asgari kazançların üzerinden 9000 günden veya % 50 den az olmaması (md. Ölüm md.27,malullük md.33), yaşlılık aylığında ise asgari kazancın % 35’ten az olamaması  (md.55) şeklinde düzenlenmiştir.

       Asgari aylık diyeceğimiz alt sınır aylıklarına ilişkin geçici hükümler (md.2), engelliler bakımından alt sınır, 1.10.2008 öncesi başlayıp 3600  günü olmayanlar için ABO desteği hep alt sınır aylıklarını etkilemektedir.

       İş kazası ve meslek hastalıklarında kazancın % 70’i esas alınarak belirlenen hesaplama şekli hep sigortalıları koruyan hükümlerdir.

       Benzer hükümler 5434 ve 1479 sayılı kanuna tabi olanlar bakımından da geçerlidir.

      Türkiye Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi 01.11.1965 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 506 sayılı SSK ise 1964 tarihlidir. Yani Sözleşme Kanundan sonra yürürlüğe girmiştir. 506 sayılı Kanunun ilk halinde  Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 29.maddesinde düzenlenen alt sınır aylıklarını sınırlayan bir hüküm olmamasına rağmen 506 sayılı kanunun 96.maddesine eklenen (Ek: 20/6/1987-3395/10 md Yürürlük 9.7.1987.)  “Bu madde hükmü sosyal güvenlik sözleşmeleri gereğince bağlanan kısmi aylıklar için nazara alınmaz”

         Düzenlemesi ile  SSK lılar için alt sınır koymuştur.

         Başka alt sınır yokmudur. 5434 sayılı kanun Ek md.19 da “(Ek fıkra: 21/4/2005 – 5335/3 md.) Ülkemiz ile diğer ülkeler arasında yapılan sosyal güvenlik anlaşmaları gereğince bağlanan kısmî aylıklar için bu madde hükümleri uygulanmaz.” Düzenlemesi getirilmiştir.

         O halde Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi özelinde yer alan alt sınır aylığının önü 5434 sayılı Kanunun 2005 değişikliği 506 sayılı kanunun 1987 yılı değişikliği ile kesilmiştir. Yine 5510 sayılı kanunun  55.maddesi düzenlemesi olarak “Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri gereğince bağlanan kısmı aylıklar için bu fıkra hükümleri uygulanmaz”  hükmü ile iyice işlevsiz hale getirilmiştir.  

         Gerçekte değişiklikler öncesi sözleşme hükmü de esasen etkin olarak kullanılamamıştır.

         Sosyal güvenlik sözleşmelerinde yer alan diğer ülkede başlangıcın Türkiye içinde başlangıç sayılacağına dair hüküm bulunmasına rağmen 3201 sayılı kanunun buna aykırı hükümler taşımasına rağmen on binlerce dava sonrası kanun değişikliği yapılmak sureti ile başlangıç sayılabilir hale getirilmiştir.  

         Anayasamızın 90.maddesi uyarınca Uluslararası sözleşmelerin iç hukuka üstünlüğüne rağmen   maalesef sosyal güvenlik alanında özellikle SGK tarafından iç hukuk daha üstün kabul edilmektedir. Yargı ise başlangıç tarihlerinin esas alınması gibi uygulamaları ile iki taraflı sözleşmeleri daha öne almıştır denebilir.

         Peki Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin gereği hallerde ibaresinden ne anlaşılmalıdır. Hiçbir koşulda uygulanamaz hale gelen, aksine iç hukuk normları sevk edilmesi karşısında , kısmi aylıkta alt sınırı gerektiren haller neler olmalıdır. Bu husus çalışılmamış düşünce üretilmemiş bir haldir. Gereği halleri şu şekilde düşünebiliriz. Sosyal Güvenlik Kurumunun tam aylık bağlamayı zorlaştırdığı aylıklar, Türk sosyal güvenlik mevzuatına göre alt sınır kadar Türkiye günü olan olaylar (örneğin 45 yaşında 3.600 TR günü, 7200 günü Almanya olan, ölümde 900 günü TR, 3000 günü Almanya olanlar, Malülde 1800 gün TR, 5000 gün Almanya günü olanlar) bu gruplar alt sınır aylık almalıdırlar. Bunlardan 3600 günü olup 60 yaşa erişen erkekler gibi,  ölüm 900 gün olarak düzenlenmeden 1.000 gün TR, 400 gün Almanyası varken ölenler gibi kanunla sonrada değişen günle bağımsız aylığa hak kazanabilenler alt sınırdan yararlanmalıdır. SGK bu kişiler için kısmi aylığın başladığı tarihteki koşulların gerçekleştirilmesini aramaktadır.

        Gereği hallere Alman Sosyal Güvenlik uygulamaları da esas alınabilir. Örneğin 5 hizmet yılı olanlara yaşı geldiğinden azda olsa yaşlılık aylığı bağlanabildiğine göre, Almanya yönünden bağımsız tahsis koşullarının gerçekleştiği hallerde Türkiyenin de aylıkları alt sınır aylıklarına çıkarması mümkün olabilmelidir. Borçlanma gücünden yoksun kişilerde, özellikle malül ve engelliler de  alt sınır aylıklarından kısmi aylıklarda da yararlanabilmelidir.

          Konu çalışılıp sınırlayan yasal hükümlere rağmen ve SGK ya nazara kısmi aylıkların gereği hallerin gerçekleşmesinin ve bazı sigortalılara uygulanmasını yolu aranmalıdır