ATATÜRK ‘ÜN İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK POLİTİKASINA KATKILARI

29 Ekim 2014

ATATÜRK ‘ÜN İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK POLİTİKASINA KATKILARI

Osmanlı İmparatorluğun da  işçi işveren ilişkileri, 19. Yüzyılın ikinci yansında zamanın Borçlar Kanunu olan 1860tarihli mecelle ile düzenlenmeye gidilmiştir.

Mecelle bireyci ve aşın liberal bir nitelik taşıyor. Mecellede işçi işveren ilişkileri "icare-i ademi" yani insanın kiraya verilmesi başlığı altında ele alınmış; işçi de, Roma Hukukunda olduğu gibi, nefsini kiraya veren insan olarak  tanımlanmıştı.

Kısaca işçi kiralaması olmuştur.

 Maden çalışanları yönünde düzenlemeye gidilmiştir.

1863 tarihli "Maden Nizamnamesi",1865tarihli Dilaver Paşa Nizamnarnesi ve 1869tarihli Maadin "Nizamnamesi" isimli tüzükler vardı. Bunlar arasında .dönemine göre ileri normlar getirmiş olanı Maadin Nizamnamesiydi. Bu nizamnamede zorunlu çalışma yasaklanmakta, işçi sağlığının korunması, iş güvenliğinin sağlanmasıyla,işçiye işverenlere iş kazaları durumunda tazminat ödenmesine ilişkin hükümler bulunaktaydı. Dilaver Paşa Nizamnamesi  ise işçiyi korumaktan çok üretimi artırma amacına yönelikti ve zorunlu çalışma

esasını benimsemişti.

GREVLER BAŞLAMIŞ

Meşrutiyetin ilanından sonra, siyasal faktörlerin de etkisiyle, imparatorlukta, ağır çalışma koşullarına karşı bir grev dalgasının esmeye başladığı görülmüş; bu. grev hareketleri "İttihat ve Terakki" iktidarınca 1909 tarihli Tatil-i Eşgal Kanununun çıkarılmasına yol açmıştır. Bu kanunla kamu hizmeti gören işyerlerinde sendika kurulması ve grev yapılması yasaklanmıştır.

ATATÜRK MADENCİLERİ İLGİLENDİREN İLK KANUNLARI ÇALIŞMA HAYATINA GETİRMİŞTİR

Kötü koşullar altında oldukça yoğun işçi grubunun çalıştığı Ereğli kömür bölgesi için iki kanun çıkarılmıştır.

Geçim ve çalışma şartları bakımından korunmaya en çok muhtaç bulunan bölge kömür işçilerinin durumlarının düzeltilmesi amaçlanmıştır.

28 Nisan 1921tarih ve 114 sayılı "Zonguldak ve Ereğli Havza-i Fahrniyesinde mevcut kömür tozlarının amele menafii umumiyesine olarak fürühtuna dair kanun" çıkarılmıştır. Bu Kanunla Zonguldak ve Ereğli kömür bölgesinde üretim sırasında ortaya çıkan ve işletmece terk edilmiş bulunan 'kömür tozlarının açık artırma yoluyla satılarak tutarının işçiler yararına kullanılması sağlanmıştır.

 

Bunun hemen arkasından Ereğli kömür bölgesi maden işçileri hakkında uygulanmak üzere 10.9.1921 tarih ve 151 sayılı "Ereğli Havza-i Fahmiye maden ameledinin hukukuna müteallik Kanun" çıkarılmıştır.

 

151 sayılı Kanunla Ereğli kömür bölgesinde işveren ve işçi ilişkileri düzenlenmiş ve emek sermayeye karşı korunmuştur. Kanun zorla çalıştırmayı yasaklamış, çalışma süresi, asgari ücretler, en küçük işe alınma yaşı ve işçi eğitimi konularında emek yararına hükümler getirmiştir. Öte yandan işverenlere, işçi koğuşları ve hamamlar yaptırma yükümü konulmuştur.

 

YAPILAN ESASLI DEĞİŞİKLİKLER

Ø  8 saat çalışma esası,

Ø  Fazla Çalışma karşılığı iki kat ücret ödeme,

Ø  Asgari Ücrette Devlet ,çalışan ve işveren koordinasyonu,

Ø  Maden de 18 yaş altı çalıştırmaya yasak,

Ø  Fazla Mesai de çalışanın onayı,

Tüm bunlar o günün koşullarında çalışma hayatında Sosyal Politikalar.

 

Oysa Dünya da o yıllarda 18 yaş sınırlaması henüz hayata geçirilmemiştir.

Çalışan işçilere koğuş ve lojmanların yapılması gibi ileri düzende haklar.

 

151 sayılı Kanun ile Sosyal Güvenlik alanında

a) İşverenler hastalanan, kazaya uğrayan işçileri ücretsiz olarak tedavi ettirmeye, bunu sağlamak için maden yakınında hastane açmaya ve doktor bulundurmaya mecbur tutulmuştur. Sağlık kurum ve personelinin

sayısı, nerelerde bulunacağı, ortak kurumların giderlerinin madenciler arasında nasıl bölüneceği bir tüzükle saptanmıştır.

b) İşverenlerin iş kazaları halinde işçiye, ya da kaza ölümle sonuçlanmışsa ailesine, tutarı yargı organlarınca saptanacak bir tazminat ödemesi esası konulmuştur. Kazanın işverenin kusurundan doğması halinde Kanun ayrıca işverenden para cezası alınmasını gerektirmektedir.

c). Kanunun getirdiği en önemli tedbirlerden biri de, maden işçileri için "ihtiyat ve teavün sandıkları"nın kurulmasının ve bu amaçla bir yönetmelik çıkarılmasının öngörülmüş olmasıdır.

 

Sözü edilen yönetmelik "Amele Birliği ve İhtiyat ve Teavün Sandıkları Talimatnamesi" adıyla 22.7.1923günü çıkarılarak, kömür madenIerin de"ihtiyat ve teavün sandıkları" kurulmuştur. Bu sandıklar kanun gereği "Amele Birliği" adıyla birleştirilmiştir.

 

SANDIKLA MADENCİLER

1- İş kazaları ve hastalık durumunda yardım yapılması. Bu işçilerin sözü edilen durumlarda tedavileri işverenlerin sağlık tesislerinde yapılacağından burada söz konusu olan yardım, işçilerin çalışmadıkları sürede geçimini sağlamalarına yardımcı olacak bir sosyal gelirin sağlanmasıydı.

2 – Muhtaç durumdaki işçi ailelerine yardım yapılması,

3 – Ödünç para verilmesi,

4 – İşçilerin konut edinmek amacıyla kuracakları  konut kooperatiflerine kredi sağlanması,

5 – İşçilerin ya da aile fertlerinin ölümü durumunda cenaze giderlerinin karşılanması.

 

ÇALIŞAN 1 GÜN HAFTA TATİLİ YAPAR

21 Ocak 1925'te hafta tatili kanunu çıkarılarak resmi dairelerle, sanayi ve ticari özel kurumlarda çalışanlara haftada bir gün dinlenme hakkı tanınmıştır. Daha sonra 1935yılında Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun'la, hafta tatili pazar gününe alınmış ve bazı istisnalar dışında cumartesi 13'ten sonra başlamak üzere 36 saate çıkarılmıştır. Haftada 6 günden fazla çalışılması yasaklanmıştır.

 

İŞ KANUNU

Cumhuriyet devrinde 1926 yılında Mecelle kaldırılarak Borçlar Kanunu kabul olunmuştur. Bu. tarihten 3008 sayılı İş Kanununun yürürlüğe girdiği 1937 yılına kadar geçen dönem içinde, 151 sayılı Kanunun dışında kalan alan ve yerlerde işçi ve işveren ilişkileri Borçlar Kanunu ile düzenlenmiştir.

151 sayılı Kanunun kapsamı dışında kalan alan ve yerlerde 3008 sayılı İş Kanununun kapsamına girmeyenler için, bu durum 1937 yılından sonra da devam etmiştir.

 

1930 tarihli Umumi Hıfsızsıhha Kanunudur. Bu Kanun başka düzenlemeleri yanında kadın, çocuk ve bütün işçilerin korunmasına ilişkin hükümler de taşımaktaydı. Bu Kanun ile,

a) Hamile kadınların doğumdan önce ve sonraki 3 er haftada,

b) 12 yaşından küçük çocukların sanayi işlerde ve madenler de,

c) 12-16 yaşları arasındaki çocukların gece mesaisi ile günde 8 saatten fazla çalıştırılmaları  yasaklanmıştır.

 

Türkiye Atatürk'ün direktifi ile birlikte  1932 yılında Uluslararası Çalışma Teşkilatı'na(ILO)  girmişti. İşte bu şartlar altında 1934 yılında hazırlanan tasarı 8.6.1936da kanunlaşarak 3008 sayılı İş Kanunu doğmuş ve 1937yılında yürürlüğe girmiştir.

 

3008 sayılı İş Kanununun amacı, çalışan ve çalıştıranlar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi, çalışma koşullarının düzeltilmesi, işçi hakları ve işçi sağlığının korunması esas alınmış,ilk defa İşçinin İhtiyarlık haklarında sosyal güvenliğinin korunması esası için yasal düzenlemeyi işaret etmiştir.

 

Cumhuriyetin ilk yıllarında çalışma hayatını ilgilendiren kanunların temeli atılmıştır.

 

Bununla kalınmayarak çalışma hayatını oluşturan ,işçi,köylü,esnaf ve sanayici içine alan geniş kapsamlı kanunlar ile düzenlemelere yer verilmiştir.

 

VEDAT İLKİ

 

 

[email protected]