Sözcü Gazetesi: Taşeron İşçilerinin Kıdem ve Güvence Haklarına Dair Yaygın ve Ortak Sorunları
1 Şubat 2009
ÇALIŞANLARIN SÖZCÜ’SÜ
Taşeron İşçilerinin Ortak Sorunu
Eşim 2001 yılından bugüne kadar Ankara’daki bir kamu hastanesinde sözleşmeli şirket elamanı olarak çalışmaktadır. Hastane her yıl işveren konumundaki taşeron firma ile sözleşme yapmaktadır. Bu nedenle her yıl işten girdi çıktı yapılarak sözleşme yenilenmektedir. Sözleşmelerinde “İşten çıkarken veya çıkarıldığı takdirde hiçbir şey talep edemez”, şeklinde ibare bulunmaktadır. Buna göre;
1- Hastane ve taşeron firma arasında yapılan sözleşmede, çalışanlar hakkında böyle bir şartı ileri sürmesi hukuki midir? Eşim hangi tür sözleşme haklarına sahiptir?
2- Eşim işten sebepsiz olarak çıkartıldığında veya kendi rızası ile çıktığında Hastaneden veya taşeron firmadan hak talep edebilir mi?
3-İşten çıkarılır veya rızası ile işten ayrılırsa işsizlik ödeneği alabilir mi? Serdal TEMİZTÜRK
Sayın Okurum,
İş Kanununa göre asıl işveren-taşeron ilişkisi bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkinin adıdır. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu bulunuyor.
Birincisi iş sözleşmesinin alt işverenler arasında devredilerek bugüne kadar süregeldiği savıyla son taşerona dava açmaktır. Ancak kıdem tazminatı almak için iş akdinin buna uygun feshedilmiş olması gerektiği için, bu yola çalışmanız devam ediyorken başvuramazsınız.
Bu nedenle ikinci yol olarak gerçek işverenin çalıştığınız kamu kurumu olduğunu diğerlerinin sadece kaydi işverenler olduğunu iddiasıyla doğrudan asıl işverene yani kamu kurumuna dava açmayı tercih edebilirsiniz.
Bu nedenle gerçek işverenin çalıştığınız kamu kurumu olduğunu diğerlerinin sadece kaydi işverenler olduğunu iddiasıyla doğrudan asıl işverene yani kamu kurumuna dava açmaktır.
Çünkü taşeronlar değişmesine rağmen kurumdaki çalışmanızın sürüyor olması, talimat verme yetkisinin bizzat kamu kurumu tarafından kullanılması, devirlerin sizden habersiz gerçekleşmesi, her bir devrin bir yıllık süre dolmadan yapılmasının temelinde kıdemden kaynaklanan sorumluluğun bertaraf edilme amacı olduğu savlarıyla dava açabileceğinizi belirteyim.
Kanun önemli
Sözleşmelerindeki işten çıkarken veya işten çıkarıldığında hiçbir hak talep edilemeyeceği yönündeki hüküm safsatadan ibarettir. Yasalara aykırı olarak konan sözleşmelere konan hükümlerin hiçbir bağlayıcılığı yoktur. İş Kanunu hak ve yükümlülükleri ortaya koymuş olup, bu hükümlere göre hakkınız var veya yok olur.
Belirli nitelikteki sözleşmeler sona erdiğinde aradaki bağ da sona ereceğinden sözleşmeleri imzalamaya devam etsin. Eşiniz yeni sözleşme imzalamazsa işten ihbar süresiz ayrılmış olur. Ama ne zaman taşeronu sözleşme teklif etmez işten ayırırsa hem son kaydi işveren olan taşeronu hem de asıl işveren olan hastaneyi muhatap alarak o işyerinde çalışmış olduğu toplam süreye terettüp eden kıdem tazminatını almak amacıyla dava açabilir.
Nitekim alt işveren işçisinin iş sözleşmesinin alt işveren tarafından feshedilmesine ilişkin olarak feshin geçersizliği ve işe iade davasında feshin geçersizliği ve işe iade hükümlülüğünün alt işverene ait olduğunu belirten ve asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfat bulunmadığından işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemeyeceğini savunan Yargıtay 9.H.D.’nin 2004/20368 E. ve 2005/12913 K. nolu kararında “Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden ise asıl işverenin alt işverenle birlikte sorumluluğu olduğu belirtiliyor.
Ücretini alamama gibi haklı nedenler dışında işçi işten kendisi ayrılırsa hem kıdem tazminatı hem de işsizlik ödeneğini alamaz. İşten çıkarılırsa bunları alma hakkına sahiptir. Ama kıdem tazminatı hakkı için yargı yoluna başvurmak zorunda kalacaktır.