Sözcü Gazetesi: Geçici Personele Tazminat Bir Var Bir Yok
6 Kasım 2010
ÇALIŞANLARIN SÖZCÜ’SÜ
Geçici Personele Tazminat Bir Var Bir Yok
2010 yılında kamuoyunu çokça meşgul eden “Geçici Personel” uygulaması halen yargı aşamasında. Ancak anlaşılan bu kadar ihtilaf ve çeşitlilik bazılarına yetmiyor. Bilindiği gibi 04.02.2010’da yayımlanan BKK ekinde tanımlanan “Geçici Personel Çalıştırma Esasları” ile bu kapsamda çalıştırılan personele ilk defa 2010 yılında iş sonu tazminatı hakkı getirilmişti. Bu tazminat tıpkı memurların emekli ikramiyesi, işçilerin kıdem tazminatı, 4/b’li sözleşmeli personelin iş sonu tazminatına benzer biçimde bir toplu para imkânını emeklilik veya ölüm gibi hallerde tanıyordu. Bu kuşkusuz bir eksiklikti ve giderilmesi isabetliydi.
Kamu işlerinin gördürülmesinde çalıştırılan memur, 399 sayılı KHK’ye tabi sözleşmeli personel, 4/b’li sözleşmeli personel, işçi personel, 4/c’li geçici personel ayrımı bunların hak ve sorumluluklarının farklı farklı oluşu zaten belli bir karmaşa doğuruyordu. Maliye Bakanlığı’nın bir yazısıyla ilave bir ayrımın da kendi içinde geçici personele özel olarak getirildiği anlaşılıyor. Zira söz konusu yazıda geçici personelden yalnızca özelleştirilen kurumlardan atanan geçici personele bu hakkın tanındığı, diğer geçici personelin böyle bir hakkının bulunmadığı belirtiliyor. Oysa geçici personel sırf özelleştirilen kurumlardan atanmıyor, TÜİK başta olmak üzere çeşitli kurumlara doğrudan atanan geçici personel de var. Üstelik yine kıdem tazminatı veya emekli ikramiyesinden farklı olarak bu tazminattan damga vergisi yanında bir de gelir vergisi kesileceği belirtiliyor ki bu da yasal bir eşitsizliği işaret ediyor. Zira bir Gelir Vergisi Kanununun 25.maddesinde yapılacak küçük bir değişiklikle bu eşitsizlik de pekâlâ düzeltilebilirdi. Görünen o ki ehil ellerde kapsamlı bir personel reformu yapılıncaya kadar kamudaki personel sistemi karmaşık yapısını artırarak sürdürecek.
Soru: 01.01.1959 doğ. 01.03.1994’te başladığım SSK sigortalılığında 31.10.2010 tarihi itibariyle 2 bin 492 günlük primim var. 1982 ve 1983 doğumlu (1983 doğumlu çocuğum 2010’da vefat etti) iki çocuğum için borçlanma yapabilir miyim? Nasıl emekli olabilirim? Sevgi KOÇ
Cevap: Doğumlar sigortalılığa başlamadan önce gerçekleştiğinden borçlanma talebinizi SGK reddeder. Yargı yoluna başvurabilirsiniz ancak bu konuda ışık tutacak daha önce açılmış davalar henüz neticelenmedi. 2010 yılında vefat eden çocuğunuzun 1985’e kadar yaşamış olması borçlanmanız için yeterliydi. Bundan önceki primleriniz hep SSK primi olduğundan doğum borçlanması yapamazsanız kalan bin 108 günlük süreyi isteğe bağlı olarak da ay be ay ödeyebilirsiniz. 3 bin 600 günü 23.05.2011’den önce tamamlayamayacağınızdan 01.01.2017’de 58 yaşı doldurarak 3 bin 600 günle emekli olabilirsiniz.
Soru: Basit vergi mükellefi ve SSK emeklisiyim. Aldığımız duyumlara göre SSK emeklisi olarak çalıştığımızdan dolayı vergi kesilecekmiş. Bu olay doğru mu bir yere başvurmamız gerekir mi? H.İlhami BORLU
Cevap: SSK, özel banka sandıkları veya Emekli Sandığı emeklilerinden vergi mükellefi olarak emeklisiyken çalışmaya devam edenlere 2003 Eylül ayından bu yana geçen süreler için sosyal güvenlik destek primi (SGDP) ödeme zorunluluğu bulunuyor. Vergi mükellefiyetiniz daha sonra başlamışsa başladığı tarihten bugüne SGDP ödeme yükümlülüğünüz ortaya çıkar. Siz bildirmeseniz de SGK ileride muhakkak durumunuzu tespit edebilir. O nedenle faiz yükünüzün artmaması bakımından vergi kaydınızla birlikte SGK’ya başvurmanızı öneririm. Adı vergi olmasa bile SGDP de emekliyken çalışmanın vergisi olarak değerlendirilebilir.