ALİ TEZEL

Akşam Gazetesi–Emekliler haciz işlemine dilediği zaman itiraz edebilir







Emekliler haciz işlemine dilediği zaman itiraz edebilir

ali.tezel@aksam.com.tr


 




Ali Bey, SSK emeklisi olan babam, yazılarınız üzerine kredi kartı borcundan dolayı maaşının 1/4’üne haciz koyan bankaya 11.03.2008 tarihinde dava açtı. Haczedilmezlik şikayetinde bulundu ve yapılan kesintilerin geri ödenmesini istedi. 25.03.2008 tarihinde dava lehimize sonuçlandı. Kesilen parasını almak için icra müdürlüğün gittiğinde kendisine sadece son iki ay kesilen 306.00 YTL geri ödendi. Toplam kesilen tutar 1.000 YTL civarıydı. İcra müdürü, davanın açıldığı tarih itibarıyla sadece bu son iki aya ait kesintiyi geri alabileceğini, diğerlerinin bankaya çoktan yattığını söylemiş. Sizce bu uygulamada haksızlığa uğramış olabilir miyiz? İlknur Tamel

Hanımefendi, babanızın emekli aylığına ne zaman haciz veya kesinti uygulandığından bahsetmemişsiniz ama haciz-kesinti işlemine itiraz ettiğiniz andan itibaren de İcra Tetkik Hakimliği icra-kesinti işleminin durdurulmasına karar vermiş. Yani artık babanızın emekli aylığını çektiği banka ister kredi kartı borcu olsun ister tüketici kredisi geri ödemesi olsun bir kuruşuna bile dokunamaz. Ancak, icra-kesinti işlemine itiraz ettiğiniz andan önceki kesintiler için şimdi (Asliye Hukuk) mahkemede banka aleyhine dava açmanız gerekir. Açacağınız dava ile babanızın aylığından daha önce yapılan icra-kesintileri de geri alabilirsiniz. Hatta baştan icra işlemine rıza gösterilse veya ses çıkarılmasa bile daha sonra dilediğiniz zaman cayıp, bankayı şikayet etme hakkınız da var. Mesela, Yargıtay 12’nci Hukuk Dairesi’nin

2006/14978 esas ve 2006/17396 karar sayılı, 26.09.2006 tarihli kararına göre, “506 sayılı Yasa’nın 121. maddesi gereğince, bu Kanuna göre bağlanan gelir, aylık ve diğer yardımlar, nafaka borçları dışında haciz veya devir ve temlik edilemez. Bu hüküm, kamu düzenini ilgilendirir. Mahkemece resen gözetilmelidir. Borçlunun süresiz şikayet hakkı vardır. Ancak, haciz sırasında ve daha sonra bu haktan borçlu feragat edebilir.”

Ayrıca, sizden daha önce tahsil edilen paralarla ilgili olarak da açacağınız davaya örnek teşkil etmesi bakımında konuyla ilgili iki ayrı Yargıtay kararı daha veriyorum.

1-Yargıtay 11’inci Hukuk Dairesi E: 2001/10143, K: 2002/2566, Tarih:21.03.2002


  • KISMEN HACZİ CAİZ OLAN ŞEYLER


  • BAĞLANAN GELİR VE AYLIKLARIN HACZİ


  • MAAŞA UYGULANAN BLOKE İŞLEMİNİN KALDIRILMASI VE TAHSİLİ


  • TEMLİK SENEDİ

    506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na göre bağlanan gelir ve aylıklar ile sağlanan yardımlar haciz edilemez. İcra İflas Kanunu 83. maddesi uyarınca borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi caiz olmayan bir malın haczedilebileceği hakkında alacaklı ile yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir… Bu durum karşısında davacının imzaladığı temlik belgesinin, maaşta tasarrufu engelleyici nitelikte bir sözleşme olduğu ve Borçlar Kanunu 19. ve 20. maddeleri uyarınca geçersiz sayılacağının göz önüne alınması gereklidir.

    2-Yargıtay 11’inci Hukuk Dairesi

    E: 2002/1508, K: 2002/5286, Tarih: 27.05.2002


  • EMEKLİ MAAŞI


  • KREDİ BORCUNUN ÖDENMEMESİ


  • HACİZ


  • TAKAS VE MAHSUP


  • TAKASI MÜMKÜN OLMAYAN ALACAKLAR

    SSK Kanunu gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar nafaka borçları dışında haciz veya başkasına devir ve temlik edilemeyeceği gibi, bu mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar geçerli değildir. Yine, bu alacakların takası da kabil değildir. Bu itibarla şahsa imzalatılan, kullanılan kredi borcunun yatırılmaması halinde emekli maaşının kesilmesine yetki verildiğine dair belge baştan itibaren batıl olup, buna dayanarak yapılan kesintilerin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davacının emekli maaşından kesilen miktarın bankadan tahsiline karar verilmesi gerekir. (506 s. SSK. m. 121) (2004 s. İİK. m. 83) (818 s. BK. m. 19/2, 118, 123)







    İstediğiniz an malûlen emekli olabilirsiniz

    Kasım 1990 emekli sandığı girişliyim,

    30 Ağustos 1991 yılında hava astsubayı olarak mezun oldum. 1999 yılında Emekli Sandığı Sağlık Kurulu’nca hakkımda “ADİ MALUL OLDUĞUNA” şeklindeki sağlık raporu ile çalışmaya devam ettim. Yeni yasaya göre (TSK’da sağlık raporlarında yüzdelik kullanılmıyor) bu raporumla emekli olabilir miyim?

    Eğer olamaz isem yeni yasa ile ilgili hazırlanan ek yasanın geçici 4’üncü maddesi kimleri kapsıyor. Ben bu maddeden faydalanamaz mıyım? Bu soruyu Emekli Sandığı’na sormama rağmen kimse yanıt veremedi. Lütfen acilen yanıt bekliyorum. Zira bu cevaba göre malûlen emekli olma durumum olacak? Mesut Ali Şimşir-

    Sayın okurum, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun 44’üncü maddesine göre, “Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya düçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma giren iştirakçilere (malul) denir ve haklarında bu kanunun malullüğe ait hükümleri uygulanır.

    Şu kadar ki, bunlar yazı ile istedikleri takdirde haklarında bu kanun hükümleri uygulanmaksızın malullüklerinin mani olmadığı başka vazife ve sınıflara nakil suretiyle tayinleri yapılmak üzere istifa etmiş sayılırlar. Bunların, istifa etmiş sayıldıktan sonra dahi, bu kanun hükümlerinin uygulanmasını istemek hakları mahfuzdur. Ancak, kurumlarında başka vazife ve sınıflara nakli mümkün olanlardan özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tabi olanlar, bu yükümlülüklerini tamamlamadıkça veya maluliyetlerinin yeni vazifelerine de mani olduğuna dair 50’nci madde uyarınca yeniden rapor almadıkça bu haklarını kullanamazlar…”

    Bu madde metninden de görüleceği üzere malullük hakkınızı tekrar kullanabilirsiniz ama siz TSK mensupları için özel kanun olan 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 112’nci maddesine göre, subay ve astsubaylar, fiilen 15 yıl hizmet etmedikçe istifa edememektedirler. Fakat siz yükümlülük süresi olan 15 yılı tamamlamış olduğunuzdan elinizde var olan malul raporu ile (halen geçerliyse) malulen emekli olabilirsiniz.







    Duyuru… Reform semineri var

    24 Nisan 2008 Perşembe günü tam gün sürecek olan, Sosyal Güvenlik Reform Kanunu sonrasında ortaya çıkacak gelişmelerin açıklanacağı, “SOSYAL GÜVENLİKTE YENİ DÖNEM BAŞLIYOR” isimli seminer vardır. İşverenler, işçiler, Bağ-Kur’lular olmak üzere Sosyal Güvenlik Reformu Kime Ne Getirecek, Ne Götürecek? sorularına cevap aranacak. Seminere katılmak için (0212) 631 29 00 no’lu faksa ya da pramit@pramitegitim.org e-posta adresine taleplerinizi iletebilirsiniz.

    Detaylı bilgi ve katılım için 0212 621 89 14 numaralı telefonu da arayabilirsiniz.
  • Exit mobile version