ANAYASA MAHKEMESİNİN SANDIK EMEKLİSİNE TAZMİNAT VERMESİ- HUKUKİ DEĞERLENDİRME

25 Haziran 2015

 

     Anayasa Mahkemesinin Bireysel Başvuru yolu ile önüne gelen Vakıfbank Sandık emeklisi iken aylıkları azaltıldığı için dava açan birinin istemlerinin karara bağlandığı karar  Ali Tezel’in 25 Haziran 2015 tarihli   Anayasa Mahkemesi’nin emekliye tazminat kararı kimlere emsal olacak ? başlıklı yazısında  değerlendirmişti.

   Söz konusu karar Anayasa Mahkemesinin Başvuru nolu 2013/1426 ve 25/03/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış ve basında müjde havasında yankı bulmuştu.

   Açıklamalarda yer aldığı gibi aylık hesaplama yönteminin 2000 yılından itibaren değişmesi üzerine Banka Sandıkları da kendi uygulamalarını ve dayanaklarını SSK’ya benzetmek için değişiklikler yaptılar. Somut olayda Vakıfbank’ın bu değişikliği 2002 yılında gerçekleştirdiği anlaşılıyor.

    Durum şu ki bir çok açılan dava aslında 6111 sayılı yasadan önce mahkemelerde reddedilmiş ve kesinleşmişti. 6111 sayılı yasa ile yapılan 2011 yılı değişikliği 25.02.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe girmişti.

     6111 sayılı yasa ile gelen bu değişiklik Anayasaya aykırı bulunmamıştı. Karar şöyleydi

Anayasa Mahkemesinin  Esas Sayısı

 :

 2011/42

Karar Sayısı

 :

 2013/60

Karar Günü

 :

 9.5.2013

R.G. Tarih-Sayı

 :

 25.7.2014-29071

 6111 sayılı Kanun’un:

B- 53. maddesiyle, 17.7.1964 günlü,  506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20. maddesine eklenen fıkranın;

     1- Birinci, ikinci ve üçüncü cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal istemlerinin REDDİNE,

2-  Dördüncü cümlesinin;

a- “…yürürlüğe girdiği tarihten önceki artışlarda ve…”bölümünün Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE,

b- Kalan bölümünün Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE,

 Denilmek sureti ile 6111’le karşı yeniden Anayasaya aykırılık için  25.07.2014 tarihinden itibaren iptal veya itiraz yolu ile 10 yıl süre ile gidilmesinin yolunu kapamış oldu.

 

     Bireysel başvuruda tazminat verin diyen karar ve istemin bazı özellikleri bulunmakta.

     Öncelikle  davacı talebinde yeniden yargılanma, yani isteğini reddeden mahkeme kararının yeniden lehine verilmesini isteme talebi bulunmamaktadır. İstek sadece tazminat yönünde olduğundan mahkeme tazminata karar vermiş ancak kararında davacının dava tarihi öncesi zararı kadar değil daha azını vermiştir. Kararda yer alan ifadelerden birisi davacının yasal değişiklik olmasa idi “…BAŞARI ŞANSI YÜKSEK OLAN DAVASINI” kaybetmiştir (89 nolu başlık) ifadelerinde dayanak yapılmıştır.

    Öncelikle kararda Anayasa Mahkemesince 6111 sayılı yasa ile gelen kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına dair verilen Anayasa Mahkemesine rağmen konunun Anayasaya aykırılık, mülkiyet hakkı ve diğer yönlerden incelenmesi ve bir bireysel başvuruya konu olması mümkündür. Kural Anayasaya aykırı değildir ama tazminatı gerektirir sonucu ilginçtir.

    Diğer önemli husus ise devir yoksa kural uygulanamaz. Vakıfbank Sandığı devredilmediğine göre ne yerel mahkemede ne Yargıtay’da ve ne de Anayasa Mahkemesin Bireysel Başvurusunda bu kuralın sınırlayıcı bir etkisi düşünülemeyeceğinden,  dayanak veya değerlendirme sebebi olarak alınması mümkün değildir. Bir yandan devre kadar kural uygulanmaz derken diğer yandan mevcut davalara da uygulanır diyen 6111 kuralını, davalar devredilen sandıklardan kaynaklanıyorsa diye anlamak , devir yoksa, devir olmayan sandığın davasında uygulanmaz sonucuna varmak daha isabetli bir çözüm olmalıdır.

    Devredilmeyen sandıklar bakımından sınırlayıcı tek hüküm 5510 geçici md.20 fıkra 12’de yer alan “30/4/2008 tarihinden itibaren, sandıklarca bağlanmış/bağlanacak olan gelir veya aylıklara yapılacak artışlar, 506 sayılı Kanuna göre bağlanan gelir veya aylıklara yapılan artışlardan fazla olamaz. “ kuralı olduğundan ister yerel mahkeme ister Yargıtay ister Anayasa Mahkemesi haklı bulsun, ister bulmasın bu ihtilaflar 2008 öncesi dönemle sınırlı kalmıştır.

    Davanın bir kişilik tazminat olması, onunda indirime tabi tutulması nedeni ile sosyal güvenlik bakımından çokta önemli bir yanı bulunmamaktadır.

   Ancak davanın hukuk tekniği bakımından önemi bulunmaktadır. Anayasa mahkemesi aykırı değildir dediği bir kuralı bireysel başvuruda temel hakların kullanımı bakımından ihlal nedeni sayması kanaatimizce önemli olduğu gibi, devredilmeyen sandıkların davasına 6111 ile gelenin kuralın uygulanması da bizce kabul edilebilecek bir yön değildir.