ALİ TEZEL

ANITKABIR-YAĞMUR-BAŞBAKANIMIZIN KAYAN AYAĞI-ALTERNATİF İŞ GÜVENLİĞİ SİSTEMİ

               Anıtkabir ziyaretinde sayın Başbakanımızın yağan yağmur nedeni ile ayağı kaymıştır. Bu olay üzerinden iş güveliği önleminin ne olduğunu belirtmek gerekirse, İş güvenliği kurallarına göre kayan zeminlerde işçiye altı kaymayan ayakkabı verilir,  ayrıca işyerlerinin zeminleri kaymayı engelleyecek şekilde yapılır. Şemsiyenin varlığı kaygan zemine ve tehlikelere engel değildir.
             Yine Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında  İstanbuldaki iş kazasının değerlendirildiği ve hukuki boşluk olup olmadığının araştırılacağı, Başbakanlık teftiş kuruluna görev verildiği belirtilmiştir.
              İş Sağlığı ve Güvenliği iki kısımdan ibarettir. İlki kuralın  yeterli olması diğeri denetimin yeterli olmasıdır.
              En son 6331 sayılı kanun, yönetmelik ve eki düzenlemeler ile alınması gereken tüm önlemler sayılmış, sıralanmıştır. Yargı kararlarına göre ise işveren kazayı önleyen her türlü tedbiri maliyetine bakılmaksızın almak zorundadır denilmiştir.
             Sorun denetim noktasındadır. Çalışma Bakanlığı denetimleri personel yetersizliği nedeni ile çok sınırlıdır. SGK ise iş kazası olduktan sonra gelir bağlama aşamasında denetim yapmaktadır. Denetimin yetersizliği açık olduğundan 6331 sayılı kanun ile yetki bu alanda çalışan şirketlere verilmiştir. Çoklu denetim  Çalışma Bakanlığı’nın işyerleri ve denetim firmaları üzerinde denetim yetkisi vardır. Denetim şirketleri ve Çalışma Bakanlığı’nın teftişe yetkili personeli aslında tüm işyerlerinin denetimine yeterli bir denetim potansiyeli oluşturulmuştur.
            6331 sayılı Kanunun getirdiği denetimin finans esasını işverenlerin karşılaması oluşturmaktadır. Yani işverenin maliyet yükü artırılmıştır. Her ne kadar kısa vadeli primlerin oranları düşürülmüş olsa da küçük işletmeler hariç denetim şirketleri bedelleri işverenden alırlar. İster yetersiz denetim personeli, ister isteyerek eksiklik diye nitelendirelim sistem bu şekilde çalışmakta, iş kazaları sayısal olarak azalsa da daha az sayılara indirilememiştir. Bunun temel nedenleri arasında az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde maliyetleri azaltma ve karlılığı artırma istekleri işvereni istemese de önlem almaktan kaçınmaya yöneltmektedir. Zira ideal iş güvenliği maliyetlerin sektörlere göre tüm maliyetin % 3-4 ünü oluşturmaktadır. Ancak eksik kazanç bildirimi, malzemenin düşük düzeyli tutulması, iş güvenliliği alınmaması işverenin kar ettiği en önemli noktalar kalmaktadır. Mevcut sistem içinde ölüm veya sürekli iş göremez hale gelmenin en büyük zararını SGK çekmekte, siyasi etkilere açık olan bu sistem içinde örneğin Soma ölümlerinde bağlanan gelirlerin artırılması gündeme gelebilmektedir.
           ALTERNATİF SİSTEM
             İş kazası ve meslek hastalıkları sigorta türü bakımından kısa vadeli sigorta olarak adlandırılmaktadır. Bizden uzun kısa  sigorta tüm hak ve sorumluluklar SGK kapsamındadır. Ancak Almanya gibi ülkelerde kısa vadeli sigortalar yani kaza ve meslek hastalığı halinde sigorta yükü Sandıklara bırakılmış ve bu sandıklara iş güvenliği üzerinde denetim hakkı getirilmiştir.
    

               Bize uyarlandığında ise olması gereken;
    1- Öncelikle  kısa vadeli sigortalardan kaza ve meslek hastalığı halinde gelir bağlama işlemleri SGK içinde özerk bir yapıya kavuşmalı.

    2– Yeterli olgunluğa erişince özel sigorta şirketleri gibi bu alanda çalışacak şirketlere bırakılmalı, yani hem kısa vadeli sigorta primlerini tahsil yetkisi hem gelir bağlama yetkisi bu şirketlere bırakılmalıdır. Bu şirketler  kendi yapılarını karlı tutabilmek için  kendi çalışanları aracılığı ile denetleyecektir. Gerek SGK gerekse özel şirketlerde tüm yönetim giderlerinde gelir-harcama dengesindeki oran % 2 olmalıdır. Toplanan primlerden denetim ve yönetim masrafları bu kadardır. Yani iş güvenliğinin denetim  maliyetleri yönetim+denetim = % 2 olduğuna göre denetim maliyeti daha düşüktür. Ancak 6331 ile gelen maliyetler  daha yüksektir (varsayımsal düşünülmüştür, maliyetler hesaplanıp belirlenecek oran burada değiştirilecektir).

     3- İSTER alternatif öneri Sandık kurulsun (SGK üst yönetimi bu seçime asla taraf değildir. Daha önce düzenlenen bir sempozyumdaki izlenimim bu yöndedir).  İster SGK içinde bağımsız bir yapı oluşturulsun. Öncelikle işveren iş güvenliği denetim şirketleri ve yetkililerinin  ödemesini yapan yer olmaktan çıkarılmalı, Buna ilişkin tüm ödemeler prim adı altında SGK’ca toplanmalı ve iş güvenliği sözleşmeleri SGK üzerinden yapılmalı, işverenden bağımsız olan bu denetim firmaları, ekonomik bağımsızlığını da kazandığından tam bir denetim yapmalılar, SGK ve Çalışma Bakanlığı yetkilileri bu şirketler üzerinde denetim yapmalıdır. Sandıkların kurulması halinde ise bu şirketleri belirli şartlar ile Sandıkların birer görevlisi olmalıdırlar.

          İyi olsun diye yapılan bir çok düzenleme işçilere ekonomik güvenceler getirse de, işveren yönünden bakıldığında işverene ekonomik yüktür. Örneğin işsizliğe karşı önlem olarak, temelde kıdem ve ihbar tazminatının yanında, işsizlik sigortasından ödeme getirilmiş,yetinilmemiş işe iade sistemi ile 4 aylık boşta geçen süre 4-8 aylık iş başlatmama tazminatları getirilmiştir. Öyle bir hale gelmiştir ki bu sistemde, bazen çalışıp bazen işe iade davası açmak karlı hale gelmiştir. Güvence bir tek olmalı ve yeterli olmalıdır. Her iyi olsun düzenlemesinde işçiler yarar sağlar iken işveren maliyet hesabını daha çok yapmaktadır. Bunun ne ilgisi var denebilirse de artan işçilik maliyetlerinin işverenin iş güvenliği önlemlerini almada çekingen davranmasına neden olduğu savunması ileri sürülebilecektir.

SONUÇ          : İş güvenliği kurallarında uygulanması gereken kurallar yönünden yasal boşluk yoktur. Giriş örneğine dönersek, zeminin kaygan olmaması imalat aşamasındaki sorun, kaymayı önleyici ayakkabı ise işleyiş aşamasında bir sorundur. Ancak iş güvenliği denetimi bu iki aşamada yer alır. Akla yerlerin yağmuru hızla emecek şekilde hazırlanmış olması veya yerlerin silinmesi gelse de ne olursa olsun hepsi denetim aşamasında görülüp, önlem alacak mercilerin harekete geçirilmesi sorunudur.

                       İş güvenliği ve sağlığı genelde işyerlerinde işçiler üzerinden anlaşılmaktadır. Örneğin bir alışveriş merkezi veya Anıtkabır ziyaretinde olduğu gibi kullanıcılar bakımından yaşanan sorunlar ise belki iş güvenliği kurallarına kıyasen bir uygulama bulabilecektir. İş güvenliği kamu çalışanı içinde söz konusu olduğuna göre Anıtkabir’de yeterli iş güvenliği denetimi yoktur. Başbakanımızın yürüdüğü yerde olmayan denetimin özel iş yerlerinde olması, tam uygulanması ise çok zordur.
                      Sorun her şeyden önce bağımsız ve yeterli denetim ile yaptırım uygulanmasıdır.

 

Exit mobile version