BAHAR ERKEN GELDİ PEKİ YA LEYLEKLER

15 Mart 2018

Mevsim normalleri bu yıl değişti, küresel ısınmaya bağlı kışı göremeden bahara geçiyoruz.

Çiçekler açtı,bahar nerede ise 40-50 gün öncelenmiş oldu, çiçekleri takip eden günlerde leylekleri görürdük, bakalım onlarda erken mi gelecekler, yoksa küresel ısınma gökyüzünün örneğin ilk 1000 metre yüksekliğinde de, leylekler  göç için şöyle bir katman gökyüzüne bakıp kontrol edip yok ya daha göç mevsimi gelmedi deyip bildikleri zamanda mı gelecekler, ama o zaman baharın başına değil ortasına gelecekler (normalde nisan ayı başında çokça görüyoruz,mart sonuna gelmiş oluyorlar).

Leylekli bir çok sözümüz var,

Bebekleri leylekler getirir,

Lakırtıyı leylekler yapar.

Ama ben ille de leyleğin en özeli ne derlerse sabah gün doğumu ritüellerini takip eden öğrenir diyeyim.

Sosyal güvenlik alanında da bir çok dilek ve temennimiz leyleğin lakırtı düzeyinde kalsa da , bazıları var ki televizyonlarda boy boy görürsünüz  programa çıkmak için üste para verip proğramlar üzerinden kendilerine iş toplamaktalar. Yurt dışı sık sık örneğini gördüğümüz bu kişiler şimdi yer yer yurt içi kanallarda yer almaktalar. Çoğu zaman doğru söyleseler de, yer yer reklam amaçlı mümkün olmayan hususlarla ile sunum yaparlar.

Sosyal güvenlik ne zaman lakırdı da kalıyor. Hepimiz biliyoruz. Hepimizi söylüyoruz çözüm gelmiyor.

İlk işe girişi var sigortalı günü yok, dava kazanan alıyor keşke yasla düzenleme ile bir gün verilse ve onca davaya gerek olmasa,

Kadınların doğum borçlanmalarının sigorta öncesi doğumlarında borçlanılması bu da gelemedi,

Yaş geldi eksik gün tamamlanmıyor, ya var olan günle emekli olalım aylık az olsa da ya geçmiş için borçlanma hakkı olsun örneğin erkek 70 yaş kadın 65 yaşına gelince bu hakka sahip olsun.

Bu hususlar hep yasa değişikliği gerektiriyor.

Konuşmalar hep lakırdıda kalıyor. Ben bu lakırtıdan kurtulmak istiyorum. Olsun bitsin ne engeli var ki,

Bir çok sigortalı için, hak sahipleri için sosyal güvenlik ihtiyacını kolaylaştırılan çözümler geldi.

Özelleştirme üzerinden 40 yıla yakın zaman oldu (1983 sonrası) Kamuda o tarihte 400 bin işçi vardı, 696 KHK öncesi bu sayı üçte birden daha aza indi(Kamu bankaları hariç) ancak aynı dönemde Türkiye nüfusu 2 katına yaklaştı.

En tantanalı özelleştirme TEKEL içindi, özelleşti geçti gitti, Sıra Şeker Sektörüne geldi. Olacak mı olmayacak mı, bu noktada ilk tespitim geçmiş özelleştirmelerinin karşısında sadece örgütlü işçi sendikaları vardı ama iş Şekere gelince sadece işçiler değil hatırlayalım üreticilerde örgütlü bir topluluk, yani hem işçisi hem pancar üreticisi örgütlü ( bu yönü ile diğer özelleştirmelerden ayrışır),

Yine lakırdı babından olsa bile, Leyler geldiğinde 696 KHK işçileri asıl kadrolarına geçmiş olacaklar, Şekercilerin tadı mı kaçacak yoksa daha mı güvenceli olacaklar. Öncelikle üç başlık altında şu sırayla yazıları kaleme almakta yarar var.

  1. Özelleştirme sonucu personelin çalışma yaşamları ve emekliliklerinin akibeti,
  2. Şeker için özelleştirme ne olur, kim alır, nasıl olur,yargıda şeker fabrikaları personeli hangi hakları aldı, bu güne etkisi ne sonra ne olur.
  3. Özelleştirilen personelin emeklilik hakkı ile 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrolarına geçecekler için benzerlik,zıtlık bir taraftan kamu işçisinin sayısını azaltmak diğer yandan artırma sonucunu doğuran işlemler arasında nasıl bir bağ olduğu;

Üç başlık halinde incelemek istiyorum.Bakalım ne sonuçlara  ulaşabileceğiz.