Binlerce sağlık çalışanının buruk bayramı

14 Mart 2015

Bugün 14 Mart Tıp Bayramı yani doktorlarımız ve sağlık personelimizin özel günü. Ama artık eskisi gibi değiller. Piyasalaşan sağlık sisteminde tıpkı üretim bandında cıvata sıkan bant işçisi oldular.

Yaptığımız sosyal güvenlik reformu ile sosyal güvenliği ikiye ayırdık. Biri emeklilik diğeri sağlık diye. Direkt vatandaşın cebine para veren emeklilik sistemiyle oynadık ve emekli aylıklarını düşürdük.

Tam tersi olarak da vatandaş hastalandıkça para verdiğimiz sağlık yatırımcılarını ise sevindirdik. Yıllık kamu sağlık harcamamız 2002’de GSMH’nin yüzde 2’si kadar iken şimdi yüzde 5’in üzerine çıkardık. 2014 yılında devletin ve vatandaşın SGK dahil toplam sağlık harcamamız 300 milyar lirayı aştı.

Bu arada hekimleri ve sağlık personeliniz de tıpkı işçiler gibi üretim bandının işçileri yaptık, ne kadar çok muayene ederlerse, ne kadar çok keser, biçerlerse o kadar para kazanıyoruz zannettirip, sağlık yatırımcılarına para kazandırıyoruz.

NELER OLUYOR? 

Bırakın özel hastaneleri, kamu hastanelerinde bile performans olayı sonucu doktorlar ne kadar çok muayene ve ameliyat eder, ne kadar çok tetkik ve tahlil isterse o kadar para kazanır hale getirildi. Özel hastanelerde ise durum daha da vahim.

Sağlık sisteminin piyasalaşarak para ile ölçülmesi ve kamu da performans uygulaması sonrasında hekimler ve sağlık personeline olan güven erozyona uğradı. Her yaptıkları veya yapmadıkları iş ve işlemler hasta veya hasta sahipleri tarafından sorgulanır oldu. Bunun sonucu da itibar ve güven kayması doktor ve sağlık personeline karşı darp, hakaret olaylarının çoğalmasına sebep oldu.

ÇOK ŞEY DEĞİŞTİ

Ülkenin sağlık politikaları son 12 yılda hızla değişti, bunda mevcut (tarihin en uzun süreli) Sağlık Bakanı’nın etkisi büyük. Ama aynı zamanda IMF politikalarının da etkisi çok büyük. Bu arada politika değişikliği çok hızlı olduğu gibi gel-git, deneme-yanılma olayları da çok etkili. Gelecek belirsizliği meslek sevgisini yok etmek üzere. Hekimler de artık tıpkı fabrikaların imalat bantlarında çalışan işçilere dönüyor. Kendi inisiyatiflerini kullanamıyorlar. Karar alma-uygulama süreçlerinde de artık yoklar. Bu nedenle de kendileri hakkında başkaları karar veriyor ve uyguluyor. Uygulamanın sıkıntılarını ise maalesef hekimler çekiyor.

İSTİFA EDECEKLER

Son 2 yıldır, özellikle tam gün yasalarından sonra hemen her gün 3-4 hekim büroma geliyor. Bunların büyük bir kısmı da üniversitelerde profesör ve doçent unvanı ile çalışanlardan oluşuyor. Hepsi de istifa etmek istediklerini ama sosyal güvenliklerinin akıbetinin ne olacağını soruyorlar. En iyi şartlarla nasıl emekli olabileceklerini, istifadan sonra özel hastanelere geçerlerse veya muayenehanelerine devam ederlerse ne olacağını merak ediyorlar.