CAN DOSTLARIN YERİ NERESİ ACABA HATAYI BAŞKA YERDE Mİ YAPIYORUZ ?

30 Temmuz 2024

Benim ilk mesleğim hayvanlar ile ilgili idi Tarım Bakanlığında 9 yılı biraz aşan süre veteriner sağlık teknisyeni olarak çalıştım, Hukuk sonrası yıllarca kısa vadeli sigortalar yani iş kazası ve meslek hastalıkları ile uğraştıktan sonra son yılları sosyal güvenliğin anlaşılmazlığını anlamak ile geçiriyorum.

Sokak hayvanları Belediye sınırları içinde Belediye’nin sorumluluğundadır.

Sahipli hayvanlarda öncelikle sahiplerinin sorumluluğunda olup, sahipli hayvanların sahiplerinin sorumluluğundan koşulları oluştukça sahibi ile birlikte yerel yönetimlerin birlikte sorumluluğuna gidilebilecek ihtimaller oluşabilecektir.

Evimde evcil hayvan köpekte oldu sonraki sahibini buldu sonraki yıllarda evcil hayvan giriyor ise eve benim girmeyeceğim duygusu oluşana kadar deneyim kazandım.

Pek çok şeye heves ediyoruz. Tik tok sosyal medya hızında olmasa da evcil hayvan sevgimiz sorumluluğumuz geçip gidiyor.

Önce istediğimiz ırk ve türde hayvanı sahiplenecek bir ortam yok.

Sonra sahiplendiğimiz hayvan açlığının giderilmesi kadar sevgi, ilgi ve zaman ayrılmasını istiyor.

Hiç kimse bir amanın- körün köpeğini yerini başka bir şeyle dolduramaz, bazı bireyler için hayvan sahibi olmak yaşam sevinci olmasından öte temel bir ihtiyaç, geçen izlediğim bir dizide köpeklere klorlu su koklamayı öğretmişler köpekler su kaçaklarını nokta olarak buluyorlardı. Norkotik köpekler kadar depremde yahut felaket anlarında keni-köpek gibi hayvanları bir çok kişiyi uyandırarak yaşam kurtardıklarını hep görüp duyumsuyoruz.

Ama kedi köpek eve geldi, ilgi gösterdiğimizi sevdiğimizi zannedip hayvanı huysuzlaştırıyoruz. Huyu bozuluyor kakası, kemirmesi, huysuzluğunu hayvandan bilip cezayı hayvana kesiyoruz, huyu suyu bozulan bir hayvanı kim sahiplenir, bazen kötülerimiz var hayvana şiddet uyguluyor, şiddet mutlaka vurmak değildir, aç bırakmak, kapalı bırakmak, sevmemek, ilgi göstermemek şiddet olarak söylenebilir.

Huyu bozulan hayvan terkedilen hayvan oluyor, sokağa uyum sağlarken zorlanıyor, kötü huyları gelişiyor.

Önce hayvan eğitimini öğrenmeli, içimizde süreklilik arz edecek bir  sevgi yoksa evde hayvan beslememeliyiz. Seviyorsak benim tercihim hayvanın bir bahçesi olmalı azıcıkta olsa, yoksa hayvan gezebilmeli, gezdirilmeli, aç bırakılmamalı sevgisiz ve ilgisiz bırakılmamalı huyu suyu bozulmamalı, toplum olarak anasının babasını, evladını, eşini sokağa atan, kovan değişimlere şahit olurken, evcil hayvanlar bundan nasibini almayacak mı, köpek, kedi sahibi olmak çocuksuzluğun karşılığı olmamalı, çocuklu ve hayvanlı yaşamayı öğrenmeliyiz, ülkemizde çocuk sahipliği yerine hayvanları çocuk yerine koymaktan vazgeçmeliyiz. İnsan sevgisi insan yavrusu sevgisi yerine hayvanı koyarsak bir gün vazgeçeriz hemde hayvanların huyunu bozarak, ama hem çocuklu hem köpekli olmak çocuk köpekten vazgeçemeyeceği, bizde çocuktan vazgeçemeyeceğimiz için çokta yerinde olacaktır.

Sokaktaki hayvanlar hayvan cinsi olarak iki farklı gruptalar hep sokakta olanlar, bunlar kırsal kesimlerde yaşayanların şehirleşmesi nedeni ile köylerden şehirlere göçen, getirilip bırakılan ve eskiden de o şehirde olanlar bir de sokağa terk edilmişler.

Hayvanlar  hep sevgi kaynağı mı,  Okutup birde 18 yıl aile terbiyesi verdiğimiz yavrularımız dahi bazen yanlışa, suça sürükleniyorlar. Hayvanlar yanlış yapmayacaklar mı, içgüdüleri çok mu güçlü, örneğin sizin kullandığınız kokunun salınımı ile kokuya hassas olan bir köpek size saldırabilir mi? Sahi aldığınız ürünüz üzerinde dikkat köpek saldırısına neden olabilir yazıyor mu, nerede onlar sadece  size ürün satıyorlar. Gidecek çok yol var.

Evdeyken sokağa terk ettiğimiz hayvanla sokakta yaşayabilir miyiz. Bunun cevabı çok zor.

Sokakta hayvanların kendileri güvende mi ile başlamak daha doğru, hayır güvende değil, dünyada her şeyin sonunu getiren tüketen, bazı hayvanların neslinin bile kökünü kazıyan insanlık köpekler ile boğuşacak. Zira baskın insan davranışı kendinden başka bir varlığa tahammül edemiyor. Hatta artık kendi cinsine de tahammül edemez hale geldi, sosyal medya ile sosyal ortamı seçmek zorunda kalsak sosyal medya seçiliyorsa insanlıkta ölüyor olarak anlamaktayım.

Sokak hayvanları sağlık tehlikesi oluşturur mu buna mutlaka evet demeliyiz.Biti pireyi saymadan önce bir andan biyolojik tehdide dönüşebilirler. Mesela  biri kalksa kuduz mikrobunu onlarca yüzlerce binlerce köpeğe enjekte etse ki bu çok zor bir iş değildir. Sizce nasıl bir kaos çıkar, önlenebilir mi önlenemez mi ?,

Köpekler, kediler güvenli doğal ortamlarda olmalıdır. Hangi nedenle olursa olsun yerleri sokak yani bizim insaf  ve merhamet alanımız değildir. Zira ne insafsızlar var ki hayvanları onların zulmunden kurtarmak çok zorlaşır.

Köpekler birini ısırır parçalar, kovalar korkutur, bir yerden düşmesine bir araç çarpmasına neden olursa hangi değer üstündür. İnsan mı sokak köpeği mi.

Sokak köpeği zarar verirse Belediye görevlisi en alttan en üste kadar dünde bu günde suçlanır mı, Belediye Tazminata mahkum olur mu bu soruda evet olarak cevaplanır. O halde suç oluşuyorsa, tazminat isteniyorsa korunacak köpek değildir. İnsandır önce zarar gören birey korunmalıdır. Sonra kamu görevi yapan Belediyeciler.

Evcil arslanı, kaplanı olan vardır herhalde yahut pitonu akrebi olanlar sokağa bıraksınlar kim isterler ki?

Köpekler hayvan haklarına uygun bakım, doğal ortam ilgi ve sevginin olduğu alanlarda toplanmalı, alanlar sürekli sosyal medyadan paylaşılmalı, toplanma alanları kamunun seyrine açık olmalıdır.

Sokaklarımız da köpekler olmalıdır. Ama sahipli, ama sahibinin tasmasından ve ipinden tuttuğu hatta bir çocuğun gezdirdiği, herkesin sevgisi ve ilgisine açık köpekler çocuklarımızın sahiplenme duygusunu geliştirecektir.

Ben yine evde değil bahçeli bir evi hak ettiğini düşünüyorum köpeklerin, Kangala, Kurda şöyle serin serin esen bir bahçenin keyfini çıkarmalılar, yol arkadaşı olmalılar insana, hayvanla birlikte yürüdükçe genç kalmalı insan, durmuşluğunun, oturmuşluğunun tüm fazlası gitmeli, insan sevdiğini insan olsun hayvan olsun sokağa terketmemeli, önce insan insana vefayı, anayı, babayı, kardeşi, dostu arkadaşı da yoklamalı insan, hayvanda bir can bırakın  susuz bırakmayı bile yasaklayan bir dine mensubuz, insanı ve dini hassasiyeti olanların duygularını, beklentilerini birer insan beklentisi olarak ve hayvan hakkı değil insan hakkı olarak bakmak can dostu diyorsak  canlı olduğunu ve iyilik sınavı verdiğimizi hatırda tutarak yeni sürecin insani  değişime neden olmasını diliyorum.