Korona virüsünün tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de istila etmesinden beri herkes gibi ben de her gün tabloyu taklip ediyorum.
Dışarıdan bakınca sayı ama içeriden bakınca acılara gark eden tabloda dikkat çekici nokta, test edilenlerin yaklaşık yüzde 15’inin pozitif çıkması ve bulaşmış olanların da yaklaşık yüzde 3’ünün hayatını kaybetmesi.
Kuşkusuz önemli bir rakam bu, ama sonuçta yüzde 3, oysa bazı gerçeklerin önem derecesi yüzde 50-60-70-80-90 gibi oranlarda. Örneğin yaşamın sonbaharı denilebilecek yaşlılık dönemini insanların çoğunluğu görüyor ve o dönemde istisnasız herkesin mübrem derecesinde ihtiyaç duyduğu en önemli dayanak emekli aylığı oluyor.
Her türlü mal varlığınıza haciz gelip el konabiliyor, eşiniz terk edebiliyor, ama biri var ki sizi her koşulda bırakmadan destek oluyor: Emekli aylığı. Siz istemediğiniz sürece haczedilemez olan emekli aylığınız gün geliyor düzeyine göre yaşam konforunuzu belirliyor.
Evet, evlere kapanıyoruz, kapanmamız gerekiyor da, çünkü salgının aynı anda daha çok sayıda insanımızı tedaviye muhtaç etmesi halinde bu yoğunluğu kaldıracak hastane kapasitesi veya halen var olanlar canhıraş çalışıyor olsalar da yeterli sağlık personeli sayısına ulaşmak dünyanı hiçbir ülkesinde mümkün değil.
Öte yandan sağlık sektörü kadar olmasa da gıda üretim, dağıtım ve perakende sektörü, gıda lojistiği, tarımsal faaliyetler, hijyen ve temizlik ürünleri sektörü canlılığını korumaya devam ediyor. Zira günde 2-3 defa acıkıyoruz ve bünyemiz bunu hatırlatıyor, önlem amacıyla daha yoğun olarak hijyen ve temizlik ürünlerini kullanıyoruz.
Oysa yüzde 3’ümüzün yaşamı için büyük tehlike oluşturacak bu önemli tehdide önem verirken bazı gereksinimleri ise atlayabiliyoruz.
Örneğin hayat akıyor, bu arada Mart-Nisan-Mayıs 2020 aylarında da emekliliği gelenler oluyor, Korona emeklilik takvimini etkilemiyor. SGK çalışanları da Korona tehdidi altında çalışmaya devam ediyor, zira işin bu yanında değişen bir şey bulunmuyor.
Yani Korona hayatımızda başat aktör halinde gelse bile emeklilik planlaması önemli bir ihtiyaç olma niteliğini korumaya devam ediyor.
- Emekli olduğumda ne kadar aylık alabileceğim?
- Emekli olmama üç yıl var, ödediğim primler bağlanacak aylığımı ne kadar etkileyecek?
- Kendim prim ödemek istiyorum, ne kadar ödersem aylığım ne kadar artar?
- Askerliğimi (veya doğumumu) borçlansam ne kadar ödemem halinde aylığım ne kadar etkilenir?
- Yurtdışı borçlanmasında Temmuz 2019 furyasını kaçırdım, bundan sonra ne yapabilirim?
- Primlerini aldığım Emekli Sandığı sürem vardı, onu canlandırmak istesem ne kadar ödemem gerekir?
- Silinen Bağ-kur sürelerim var, hizmet ihtiyacıma göre ödeyerek daha erken emekli olmamla ödemeden daha geç emekli olmam arasında parasal fayda/masraf dengesi nasıl oluşur?
- Ortağı olduğum şirketten sigortalı olduğum için SSK sürelerim Bağ-kur’a aktarılıyor, buna karşı ne yapabilirim? Zararım nedir?
- Bağ-kur’a devam ediyorum, SSK’ya geçsem ne zaman Bağ-kur’da kalsam ne zaman emekli olurum? SSK’dan emekli olsam ne kadar Bağ-kur’dan emekli olsam ne kadar aylık alırım?
- Önemli sağlık sorunlarım var, malulen veya engellilikten hangi şartlarda emekli olabilirim? Hangisi benim için daha uygundur? Normal statüde ne kadar, malulen emeklilikte ne kadar engelli emekliliğinde ne kadar aylık alabilirim?
- 2000 yılı öncesinde Bağ-kur’a tescil olmamış vergi mükellefiyet sürelerim var, bunları hizmete ekletebilir miyim?
- Devlette çalışan tıp doktoru veya akademisyenim, özelden tatminkâr ücretle bir teklif var, SSK’dan veya Emekli Sandığı’ndan emekliliğim hangi koşullarda gerçekleşir? Benim için doğrusu hangisidir?
- İşten çıkartılırsam (Veya emekli olursam) kıdem tazminatı ve diğer haklarım tam olarak kaç TL olur?
- Memuriyetten sonra SSK statüsünden emekli oldum, memurluk dönemimin emekli ikramiyesini nasıl alabilirim?
- Emekli aylığımda yanlışlık yapıldığını düşünüyorum, nasıl doğrulatabilirim?
- Part-time çalışmaya geçsem aylığıma yararı olur mu?
- Bundan sonra birkaç yıl asgari ücretten çalışsam aylığım ne kadar etkilenir?
vesaire vesaire.
Gibi sorular önemimi korumaya devam ediyor.
Öyle ya bu sorulardan kendimizle ilgililerinin cevabını biliyorsak ne ala, ama bilmiyorsak bu kendi geleceğimizi dahası kendi ekonomimizi ihmal etme anlamına gelmiyor mu?
Sorular daha da çeşitlenebilir, zira karmaşık mevzuatlarından birine sahip sosyal güvenlik mevzuatında sorular bitmez.
İşte gündeme Korona hâkim olsa da bu sorular sahipleri için önemli parasal imkânları içeren niteliğinden bir şey kaybetmez.
Yanıtları e-mail, whatsapp, telefon, faks gibi uzaktan iletişim araçlarıyla da alınabilecek soruların önemini Korona sadece algıyı etkileyip geçici olarak perdelemektedir.
Unutulmamalı ki kaybedilen vakit nakittir.
Şevket TEZEL
Fahrettin Kerim Gökay Cad. No:21/1
Hasanpaşa-Kadıköy/İSTANBUL
Tel: 216-5506009
Faks: 216-5506007
Gsm: 551-1008282