Olağan koşullarda işveren işçiyi çalıştırmak istemekte işçide çalışarak ücretine hak kazanmaktadır.
Bu dönemde bazı işyerlerinin faaliyetlerine geçici olarak ara verilmiştir.
Bu gibi işyerlerinde çalışan işveren ve işçiler ne yapacaktır.
4857 sayılı İş Kanunu md. Md.24′ ve 25 te hem işçi hem işveren yönünden;
III. Zorlayıcı sebepler:
işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa.
İşçi ve işverenin haklı nedenle fesih hakkını kullanabilecekleri düzenlenmiştir.
Fesih hakkının kullanılması bakımından 1 haftalık süre sonra fesih hakkı veren bu kural işverenin ücret ödeme borcunu da sınırlamaktadır.
Zira 4857 sayılı iş kanunu md.32 de ücretin bir iş karşılığı olduğu düzenlenmiştir.
Yine İş Kanunu Madde 40 düzenlemesinde fesih hakkı kullanılmasa dahi;
” 24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenir.”
47. maddeye göre ise hafta tatili ücreti de ödenecektir.
Özetle iş kanunu 7 günden fazla süre için ödeme yapılmayacağı ücretinden yarım ödeneceği düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bireysel iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmelerinde aksine hüküm bulunmadıkça çalışılmayan süre için ödeme yapılmasın ilk bir haftalık yarım ücret dışında tamamen işveren insiyatifine kalmıştır.
Kamu görevlilerinden idari izinli sayılanlar bakımından maaşlar bir kesinti olmaksızın ödenmektedir.
Bu noktada iş sözleşmelerin feshinden sonra işsizlik sigortasına hak kazananların İşsizlik sigortasına başvuru yapmaları bir güvence olarak karşımıza çıkarken, (Zorlayıcı nedenle işyeri 1 haftadan fazla kapalı kalanların ister işveren ister işçi feshi olsun diğer koşulları varsa işsizlik sigortasından ödeme almaya hak kazanılır.)
Sorun iş sözleşmeleri feshedilmemiş olanlar ile diğer koşulları tamamlamadığı için işsizlik sigortasından bir ödemeye hak kazanamayacaklar bakımından Devletin yeni bir ödeme sistemi getirmesidir. Bir diğer sorun ise işsizlik sigortasından yapılacak ödemelerden çok daha fazla ücret geliri elde edenler bakımından yaşanacaktır. Yüksek ücretleri telafi eden bir kural bulunmamaktadır.
Çalışanlardan hastalığa yakalananlar bakımından tedavi süresince Sosyal Güvenlik Kurumundan geçici iş göremezlik ödenekleri nedeni ile çalışanlardan hastalığa yakalananlar bakımından bir güvence bulunmaktadır.
İşsizlik sigortasından yararlanma imkanının getirdiği en büyük açmaz belki de işsiz kalmak ve eski işyeri açıldığında işyerine alınmamak olabilecektir.
Bir çok nedenle kapatılan işyerlerinin ücretlerinin hastalık önlemleri süresince asgari ücretin netinin 2/3 oranı kadar devlet tarafından ödenmesi ve aynı dönem için SGK işçi ve ve işveren payı istenmemesi devlet tarafından yatırılması veya bu sürelerin sigortasız süre olarak kabulü gibi önlemler uygulanabilecek önlemler kapsamında düşünülebilecektir.
En azından bu dönemde işsiz kalan kişilerin zorunlu ihtiyaçlarının karşılanacağı ayni yardım gibi bir sistemin kurulması hastalıkla mücadelede yetersiz beslenme sorunlarının önüne geçecektir.