CORONA VİRÜSÜ ÇALIŞMA HAYATI-ÖNLEMLER- İŞ KAZASI-TAZMİNAT- (1 İŞÇİLER)

16 Mart 2020

İster sağlık ister iş sağlığı ve güvenliği olsun ilk kurallar ;

Önlem  hayat kurtarır- önlemek ödemekten ucuzdur.

Hastalığın görüldüğü ülkeler sırasına sonradan girmemiz alınan önlemler sayesinde olsa da bizden önce hastalık görülen ülkelerin hastalıkla mücadelesinde elde edilen yöntemlerinden başarılı olanları kullanma imkanı elde edilmiş oldu.

Genel sağlık sistemimizde sağlığa erişimin yaygınlaşması tüm hastalıkların tedavisini ülkemizin genel sağlığı anlamında bizi belki dünyanın en sağlıklı ülkesi yaptı.

1- FESİH  VE ÇALIŞMAKTAN KAÇINMA HAKKI VEREN HÜKÜMLER 

İş kanununa tabi  İşçiler yönünden; 

      Madde 24 – Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:

      I. Sağlık sebepleri:

        b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan  buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.

       Bu hükme göre işyerinde işveren veya işçilerden biri bulaşıcı hastalığa yakalanırsa işçi tazminatlı olarak iş akdini feshedebilecektir. Ancak burada kural aynı işyerinde bulaşma riski bulunan alanlarda çalışılmasıdır. İşyerini dar olarak anlamak gerekir. İşyerinin bir şubesinde hasta işçi olması diğer şubede çalışan işçiye bu hakkı vermeyecektir.

İş kanununa tabi İşverenler yönünden;

             İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı

             Madde 25 – Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir: 

             I- Sağlık sebepleri:       

             b) İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda.

           İşverenin virus taşıyan işçisinin öncelikle işyerine almamalıdır. Zaten karantina ve tedavi zorunluluğu nedeni ile hasta olduğu anlaşılan tüm bireylerin çalışmasını bırakın ortalıkta dolaşması  söz konusu olacağından, bu hüküm yerine işyerine devamsızlık sürelerine ilişkin bildirim süreleri+ 6 haftalık süre sonunda fesih hakkının doğacağını kabul etmek daha uygun olacaktır.

   Borçlar Kanunun kapsamında çalışan işçilerin (Ev Hizmetleri gibi)  iş sağlığı ve güvenliği önlemleri tam olarak alınmalı ve uyulmalıdır.(TBK md.417)

Genel anlamda bütün işlemlerde geçerli olmak üzere sağlık koşulu sağlamayan her hangi bir işlemde kendilerine düşen çalışma görevi de dahil üstüne düşen yükümlülükleri yerine getirmek zorunda değildir. (TBK.md.97)

İş Sağlığı ve Güvenliğine daire 6331 sayılı kanunda 5 ve 6 . maddelerinde yer alan kurallara göre iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin her tür önlem alınmalı, uyulması sağlanmalıdır. Uyulmaması halinde işçinin kaçınma, önlem alınana kadar çalışmama her iki tarafında iş sağlığı ve güvenliğine aykırılık halinde her iki tarafında ayrıca fesih hakları bulunmaktadır.

Ancak acil hallerde ve afet hallerinde 6331 sayılı kanun dahi uygulanmaz (md.2, 2/f)

  Corona salgınana karşı alınan önlemlerde tüm çalışma kurallarını aşan kurallar olduğundan, daha ağır önlemler alınırsa alınan önlemler geçerli olacaktır.

2- HASTALIĞA YAKALANANLAR BAKIMINDAN YASAL HAKLAR

 a- İşyeri dışında hastalığa yakalananlar;

Bu kişilerin veya ölümlerinde hak sahiplerinin hakları uzun vadeli sigortalardan aylık almaya yönelik olabilir.  Hastalığın bulaşmasının işyeri ile bir ilgisi bulunmamaktadır.

   b-İşyerinde hastalığa yakalananlar bakımından;

İşyeri dışında hastalığa yakalanan birisinin işyerinde çalışması  yahut işyerine gelen kişilerin mağazaya gelen müşteriler, hastaneye gelen hastalardan hastalığa yakalanması gibi durumlarda da işçilerin kısa vadeli sigortalardan,  yine aynı zamanda işyeri sahiplerinin de hastalanması halinde 4/1-b kapsamında yine aynı haklardan yararlanması mümkündür.

Kötü ihtimal olan ölüm olayının gerçekleşmesi halinde  ölenin geride kalan hak sahiplerinin eşi, koşulları varsa çocukları, anne-babasının kısa vadeli sigortalardan ölüm geliri alma hakları doğmaktadır. Bu hak SGK’ya başvuru ile elde edilebilecek bir haktır. Nitekim basında da yer alan Yargıtay 21. HD’nin 15.04.2019 tarih, 2018/5018 E. , 2019/2931 K. sayılı dosyalarında açılan ve domuz gribi nedeni ile  SGK’ya karşı açılan davada gribe iş nedeni ile yakalanıldığı  ölüm geliri bağlanabileceğine karar verilmiştir.(İlgili daire başkanı daha önce bilimsel sempozyum ve etkinliklerde ilgili kararı dile getirmiştir.) (Hastalık olgularının meslek hastalığı sayılması veya iş kazası sayılması elde edilecek hakları geçici iş göremezlik süreci hariç etkilememektedir. Sadece geçici iş göremezlik sürecinde doğan haklar bakımından  iş kazası olarak  yorumu daha isabetli olabilecektir.)

Daha önceki dönemlerde  çılışırken kırım kongo hastalığına yakalanan kişiler bakımından  verilen yine Yargıtay  21.HD’ nin 2014/6372 E.  ,  2014/10626 K. ve13.05.2014 tarihli kararlarında tarım işçisi olarak çalışan kişinin ölümünde olay iş kazası sayılarak kısa vadeli sigortalardan ölüm geliri bağlanmasına karar verilmiştir. (Her iki karar yargıtay web sayfasında yer almaktadır).

Aynı kişilerin işverene tazminat istekli bir dava açıp kazanabilmeleri ise kolay olmayacaktır.

İşverenin ölüm nedeni ile tazminattan sorumlu tutulabilmesi kusurlu bulunmaları gerekir. Hasta işçiyi çalıştıran ve diğer işçilere bulaşmaya engel olmayan işveren sorumlu tutulabilecektir.

Genel olarak alınabilecek önlemler olmak üzere; işyerinde hijyen kurallarına uyulması,yerlerin, sert zeminlerin önerilen aralıklar ve uygun malzemeler ile silinmesi, işyerinin havalandırılması (klimalardan bir süre uzak durulmalıdır,viruslar klimalarda kalabilecek, daha yaygın alana dagılabilecektir.), çöp ve atık toplayan personelin bu işlemler sırasında eldiven ve maske kullanmaları, çöp ve atık malzemelerin dagıtılp saçılmasını önleyecek şekilde paketlenmesi,yakın çalışmanın önlenmesi, özellikle aşçılar, çaycılar, servis elamanlarının hijyen kuralları konusunda yazılı ve sözlü talimatlar ile bilgilendirilmesi, talimatlara uymalarının takibi,  tüm işçilerin bulaşıcı hastalık belirtileri hissetmeleri halinde hemen işvereni bilgilendirmeleri, işverenlerin diğer işçileri bilgilendirmesi, işçilerden kendilerinin veya arkadaşlarının hastalığını, bulaşıcı hastalıktan zarar görme tehlikesini artıran diğer hastalıklarını, ayrıca hasta kişiler ile hangi ortamda olursa olsun temasta bulunmuşlarsa gizlemeyeceklerine ve derhal bildirimde bulunacaklarına, Devlet tarafından alınan ve önerilen önlemlere ve işyerinde alınan önlemlere uyacaklarına dair taahhüt alınması,  yazılacak bir yazının kendilerine tebliği  gibi önlemler alınabilecektir.

Hastalığa yakalanıp iyileşen kişilerin kendilerinde araz kalması halinde yine kendileri içinde hem SGK hemde işverenden talepleri söz konusu olabilecektir.

HASTALIKLA MÜCADELE KAPSAMINDA İŞİ OLANLARIN İŞÇİ DAHİ OLSALAR KAÇINMA HAKKI BULUNMAMAKTADIR.

Ancak bulaşıcı hastalıklar ile mücadele görevi olan kişilerin yaşamlarını tehlikeye sokan başka bir hastalıkları bulunmadıkça bunlar ister sağlık, ister güvenlik görevlisi olsun hastalara müdahale, tedavi gibi işlemlerden kaçınma hakkı bulunmamaktadır. Hastanelerin özel olması sonucu değiştirmeyecektir. (KALDI Kİ 6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU MD.2 FIKRA 2 b başlığında ” b) Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri.”  kanun kapsamı dışındadır.)

(Hastalıkla görevlilerin olası risklere maruz kalmaları halinde işçiler bakımından yukarıdaki  sosyal güvenlik ve tazminat hakları yanında kamu görevlisi olanların benzer hakları bulunmaktadır).

Gerek Anayasa md.5,15,91,122 maddeleri ile Umumi Hıfzıssıha Kanunu gibi kanunlardan doğan yetki ve görevler kapsamında gerekli bütün önlemler alınabilecektir.

Hastalığın bulaşması ortadan kalkana kadar düşünmemiz gereken ben gencim, çocuğum bana bir şey olmaz, hastalansam bile iyileşirim anlayışı yerine hastalığın mümkün olabildiği kadar bulaşmasının önlenmesi olacağından, koruyucu önlemler hastalığın yayılmasını ve bu nedenle riskli sonuçları bertaraf edecektir.