ÇÖZGER RAPORU VEYA ÇOCUK ENGELLİ RAPORLARI-SORUNLAR

2 Ocak 2020

Vergi indirimi, engelli raporları düzenlemesine esas olmak üzere geçmiş dönemlerde bir çok değişiklik yapıldı.

Bir önceki değişiklik 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kısaca özürlülük ölçütü yönetmeliği de çok uzun ömürlü olmadı.

20 Şubat 2019 tarihli resmi gazetede yayımlanan iki ayrı yönetmelik vardı.

1- Erişkinler İçin Engelli Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik

2- Çocuklar için Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik,

Kısaca 18 yaşından küçük olanlar bir grubu, büyük olanlar diğer grubu oluşturdu.

Hep söylediğimiz çocuklar Allah’ın mucizesi sözünü sanki hatırlamış gibi, çocuklar için yeni bir yönetmelik geldi.

Gerçekten çocuklar iyileşme güçleri ile erişkinlere tur bindirirler.

Düzenlemenin kapsamı kaza nedeni ile oran tespiti olduğu kadar, çocuk veya erişkinlerin topluma uyumu, kişisel becerilerinin geliştirilebileceği imkanların sağlanması ve yararlanılması, istihdam, vergi indirimi, kadınlardan ağır engelli çocuğu olanların erken emekliliği, engelli çocuklar nedeni ile yasal izin hakları gibi bir çok yönü var. Tabi ki çocukların ayrılmasında temel etmen eğitim, beceri geliştirilmesi.

Bir Kaç  Hususta Değerlendirme Yapmak Gerekirse;

1- Yasal Dayanak Kısmı Eksiktir.

Her iki yönetmeliğin içinde kaza, yaralanma hallerinde raporlama yapılacağı yazılmış ise de yasal dayanak olarak 2022 ve 5510 gösterilmiştir. 2013 yönetmeliğinden sonra 2918 sayılı KTK md.90 yapılan ( 6704 md.3 2016 değişikliği) ile trafik kazalarında sigorta genel şartlarının uygulanacağı, trafik sigortası genel şartlarında ise özürlü sağlık kurulu raporu ile (md.5) belirleneceği düzenlenmişti.

Özürlü yönetmeliğinin çıktığı 2013 yılından sonra 2016 yılında karayolları için düzenleme yapıldığında bir atıf yeterli olabilir dense de 2019’da çıkarılan iki ayrı yönetmelikte 2918 sayılı yasanın ve sigorta genel şartlarının dayanak  alınmaması eksikliktir denebilir.

2- Raporlara İtiraz Usulü

Her iki yönetmeliğin 12.maddelerinde alınan raporlara 30 gün içinde itiraz halinde yeni bir hastaneye gönderilir. Raporlar aynı ise kesinleşir. Farklı ise Hakem hastaneye gönderilir denilmiş olmakla;

Doğrudan hakem hastaneye gidilememektedir. İtiraz süreli ve bir başka hastane incelemesi yapılması anlamına gelmektedir.

Bu noktada itiraz merciinin İl Sağlık Müdürlükleri olduğunu ve vergi indirimine itiraz ile bu itiraz usulünün farklı olduğunu hatırlayalım. Bu raporlara itiraz idari yargı davası (60 gün), Vergi İndirimi halinde 30 gün içinde Vergi Mahkemesine başvurulmalıdır. Ağır engelli çocuğu olan kadınların erken emekliliği ile engellilerden 5510 döneminde ilk defa işe girmiş olanlar ile, BAĞ-KUR engelli emekliliği (yaşlılık aylığı) için raporlar İş Mahkemelerinde değerlendirilebilecektir.

3- ÇOCUK ENGELLİLER İÇİN % 20 DEN AZ OLANLARIN RAPORLAMA SORUNU

Örneğin iki kardeş  biri 15 diğeri 18 yaşında  kaza geçirsin ikisininde bacağı kırılıp iyileşsin ikisi de aynı ölçüde sakat kalsın-sağlığını kaybetsin ve 18 yaşındaki erişkin engelli yönetmeliğine göre % 15 oran alsın, aynı oran çocuk engelliye verilemeyecektir. Zira çocuk engelli için yönetmelik eki kayıtlarda sh.96 da  1-7 arasında yapılan değerlendirme de 1 % 20-39, 7 ise 90-99 oran aralığına gelmektedir. Yani çocuğa 1 kodu verilemeyecektir. Çocuk yönetmeliğe göre taki 18 yaşını bekleyecek (md.11/6) o zaman rapor alacaktır. Çocuğun 7 yaşında olması halinde çocuk için sen git davan 11 sene bekleyecek mi denilecektir.

Sonra 2 kodu 40-49’a karşılık gelmektedir. Tazminat değerlendirmesinde örneğin 40 alan 409 bin 49 alan 490 bin alacağına göre çocuğun oranı ne olacaktır.

Uygulamada yönetmeliğin yayım tarihinden sonra hastaneye başvuru yapan çocuklara rapor verilememektedir. Örneğin işaret parmağını kaybeden bir çocuk için oran ne olacaktır. Parmağı geri mi gelecektir. Yönetmelik ağır vakalar için kalıcı rapor verileceği belirtiyor. (Örneğin yasal körlük hali denen % 10 dan az görme halinde )  Diğerlerinin tamamını öreğin el ayak kopmalarında dahi süreli verilir diyor. Süreli raporlar ile çocuklardan  yaralanıp kalıcı sakatlık yaşayanların tazminat istemeleri ise ikinci bir sorun olacaktır.

Kanaatimince kazalarda çocuk engelli raporları (ÇOKDER) yerine erişkin engelli yönetmeliğindeki kriterler esas alınmalıdır.

6098 sayılı TBK md.75′ te tazminat hükmünün değiştirilmesi başlıklı düzenleme nazara alındığında, raporlara göre verilecek kararlar kesinleşmeden itibaren 2 yıl içinde yeniden hakimin koyacağı yetki ile incelenir ve yeni duruma göre karar verilir.

4- MEVZUAT ELEŞTİRİSİ (KAZALAR YÖNÜNDEN)

Kazaların hatta emeklilik haklarının engelli yönetmelikleri kapsamında değerlendirilmesi uygun olmamıştır.

SSK nın Sağlık İşlemleri Tüzüğünden sonra kullanılan 1.10.2008 tarihinden sonra yürürlüğe giren çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri hakkındaki yönetmelik (11 Ekim 2008) hükümleri karşısında iş kazası ve meslek hastalığı geçiren kişiler yönünden oran belirlemesine esas alınmaktadır. Doğru olan husus aslında başkalarının tazminat sorumluluğu gerektiren konularda bu düzenlemenin esas alınmasıdır. İki düzenleme arasındaki fark Engelli Yönetmeliğindeki oranların daha düşük olmasıdır.

Olması gereken uygulama bakımından raporların bu yönetmelik kapsamında düzenlenmesi için özel düzenleme yapılmasıdır. Bu sigorta sektörünün şiddetle muhalefet ettiği, baskı grupları ile kendi lehlerine getirdikleri bir düzenleme olup 2015 yılından bu yana sadece sigorta genel şartlarına konulan bir hükümle sağlanmaktadır.

İşverene ait bir araçta trafik iş kazası geçirip kolunu kaybeden bir kişiye SGK kendi yönetmeliğine göre oran verir ve TTK md.1484/3’te yer alan SGK tarafından karşılandığı ölçüde sigortacının sorumluluğu sona erer düzenlemesine göre nasıl ki sigorta genel  şartlarında yer alan engelli yönetmeliğine göre  belirlenir hükmünü önceleyen yasal hükümler varsa aynı düzenlemeler hatta 5510 md.21 den doğan rücu sorumluluğu karşısında ister kazaya neden olan işyeri dışından birileri olsun ister işverenin çalışanları olsun KTK sorumluluğuna dayanamayacaktır. Öne geçen kural varken ve zarar görenler arasında ayırım yapmayı gerektiren bir neden olmadığından eşitliğe aykırı bu dayanaktan ve dayatmadan vazgeçilmesinde yarar bulunmaktadır.