Aslında emekli ikramiyesi, kamu hizmetlerinde çalışan memur veya 399 sayılı KHK’ye göre görev yapmış olanlar için söz konusu bir hak olsa da kıdem tazminatı ile sık sık karıştırılıyor. Oysa bunları birbirine karıştırmamak için elimizde hak edişteki farklı durumlar ve diğer farklılıklar gibi yeterli nedenler de var.
Öncelikle, emekli ikramiyesine 2009 ve 2011 deki iki iptal kararından sonra 6270 sayılı Yasa ile son şeklinin verildiğini anımsatmakla yetinerek bu bağlamda ve süreç içinde bazı temel esaslar yönünden emekli ikramiyesini inceleyelim istiyorum.
İstifa İkramiyeyi Yakar mı?
Örneğin, en az 15 yıl kamu hizmetinde bulunarak istifa eden memur emeklilik tarihinde ikramiye hakkından yoksun olmadığını bilmeli. İstifanın ikramiyeye engel durum olmadığı esasen yasal dayanağı olan bir olgu. Bununla birlikte sigortalı istifa dilekçesine mutlaka yaş dışındaki diğer şartları taşıdığına değinmeli ve emeklilik için yaşı beklediğini vurgulamalı.
Memur eğer kadınsa evlilik tarihinden itibaren bir yıl içinde istifa etmiş olması halinde ve yine emeklilik tarihinde ikramiyeye hak kazanabileceğini bilmeli.
Az önce aktardığımız iptal kararlarından önce hizmetleri farklı statülerde geçmiş olsa da kamu görevlisi olunan sürelere ilişkin ikramiye ödenebilmesinde aranan emekli olmadan önceki son sigortalılık statüsünün Emekli Sandığı iştirakçiliği olması koşulu önemli bir problem oluşturuyordu.
Zira 2829 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca, 2009 dan önce emekli olan memurlar, memuriyetten ayrıldıktan sonra 1 gün bile olsa SSK veya Bağ-Kur statüsünde çalışmışsalar bu durum gerekçe gösterilerek ikramiye alamıyorlardı. Belirttiğimiz gibi memuriyetten istifa etmek emekli ikramiyesine engel teşkil etmiyor, son sigortalılık statüsü ikramiyenin hak edilmesi bakımından belirleyicilik kazanıyordu.
Son Sigortalılık-İkramiye İlişkisinde Son Durum
Kanunda geçen “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılma” ibaresi iptal edilince artık emeklilikten önceki son sigortalılık statüsünün niteliği fark etmeksizin kamuda geçen sürelere ilişkin emekli ikramiyesi hakkı korunmuş oldu.
Tüm bunlarla birlikte, Emekli sandığı matrahının aylık bağlama oranındaki yüzdesi alınarak hesaplanan emekli ikramiyesini hak etmek için, sigortalının çalışma süresinin tamamını kamuda geçirmesi gerekmiyor. Diğer bir ifadeyle, emekli ikramiyesi alabilmek için sigortalının memuriyetten emekli olması gerekmediği gibi çalışma sürelerinin çoğunluğunu kamuda geçirmesi de şart değil.
Eğer memur ikramiyeye hak ediş koşullarını sağlamışsa, memura kamuda geçen her bir çalışma hizmet yılı için kamudan ayrıldığı tarihteki derece ve kademesi ile emekli aylığının bağlandığı tarihteki memur maaş katsayısı tutarında hesaplanacak şekilde emekli sandığı matrahı üzerinden ikramiyesi emekli olduğu tarihte ödeniyor.
Memurun gerek emekli ikramiyesi gerekse de emekli aylığı onun emekliliğe esas derecesine göre değil kazanılmış hak aylık derecesine, kazanılmış hak aylık derecesi de ek göstergesine göre belirleniyor. Hesaplanan Emekli Sandığı matrahı da sigortalının bir yıllık kamu hizmetinin karşılığı olarak ödenen ikramiyesi oluyor. Eğer memur Emekli Sandığı emeklisi oluyorsa emekli aylığı da Emekli Sandığı matrahına göre saptanıyor.
Bilindiği gibi, sigortalının son 2550 gün (7 yıl) fiili hizmet süresinde en fazla hangi statüde hizmeti varsa, hangi statüde çalışmalar geçmişse o statüden veya hizmet süresinin eşit olması durumunda da sigortalının bağlı olduğu son kurumca yaşlılık (emeklilik) aylığı bağlanıyor.