ALİ TEZEL

Emekliden de yüzde 14’e varan oranlarda vergi alınır hale geldik

Emekliden de yüzde 14'e varan oranlarda vergi alınır hale geldik

 

 

Hadi ordan emekli aylıklarından vergi alınmaz, net ödenir dediğinizi duyar gibiyim de iş öyle değil. Emekli aldığı aylığı biriktiremiyor her ay harcıyor ve harcadıkça da KDV ve ÖTV gibi vergi alındığı için emekli aylığından da vergi alınmış oluyor. Üstelik yıllar geçtikte kendisinden alınan vergi de artıyor.

 

***VASITALI VERGİ EMEKLİLİN ÖDEDİĞİ VERGİDİR…

 

1975 yılında devletin aldığı vergi milli gelirimizin sadece yüzde 10,8'i kadar ve bunun yüzde 4,9 vasıtasız, yüzde 5,9'u vasıtalı yani emekli ve çalışanların cebinden alınan vergi milli gelirin yüzde 4,9'u kadar. Yıllar geçtikçe rakamlar büyümüş ve oranlar da değişmiş mesela, 2000 yılında milli gelirin yüzde 17,8 i kadar bizden vergi alan devlet var ve vasıtasız vergilerin oranı da (emekliden alınan) yüzde 10,8'e çıkmış. 2010 yılına geldiğimizde ise yüzde 18,7 oranında vergi almışlar, emeklilerden ise yüzde 13,3 oranında vergi alınmış.

Görüldüğü üzere emeklilerin aylıklarında vergi alınıyor ama dolaylı yollardan alınıyor.

 

Bizden alınan vergilerin Milli Gelire (GSYİH) Oranı ne halden ne hale gelmiş (%)

1975    1980    1985    1990    1995    2000    2002    2005    2010

 1.VERGİLER           10,8     10,8     9,0       11,6     12,7     17,8     17,1     18,0     18,7

 A.VASITASIZ         4,9       6,7       3,5       5,0       5,2       7,0       6,0       5,5       5,4

 B.VASITALI            5,9       4,1       5,4       6,7       7,5       10,8     11,1     12,5     13,3

 

****************************************************

 

DANIŞTAY TEKNİK OLMAYAN MÜFETTİŞLERİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UZMANI OLAMAYACAĞINA KARAR VERDİ ve ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURDU…

 

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa’sından sonra çıkarılan yönetmelik ile Çalışma Bakanlığı Sosyal İş Müfettişleri ile SGK ile İŞKUR müfettişlerine de Uzman olma hakkı verilmişti. Yani, mühendis ve teknik eleman olmasa da uzman olabiliyorlardı. İşte bu konu yargıya intikal etmişti, en son DANIŞTAY bu konuda karar verdi. Danıştay 10. Dairesi, iş güvenliği uzmanlığının, yapılan işin niteliği gereği sadece mühendis, mimar ve teknik elemanlarca yapılabilecek bir iş olduğuna hükmetti. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, 11 Ekim 2013'te yürürlüğe giren İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin, bazı hükümlerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açmıştı.

Danıştay 10. Dairesi, dava konusu yönetmeliğin dayanağı 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 3. maddesindeki "iş güvenliği uzmanı" tanımının Anayasa'ya uygun olup olmadığını incelemişti.

Danıştay’ın ilgili Dairesi,  

Daire, "iş güvenliği uzmanı" tanımını, idare denetim, inceleme ve soruşturmayla görevli müfettişleri de kapsayacak şekilde genişletilmesini öngören yönetmeliğin dayanağı Kanun hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğu sonucuna vararak, Anayasa Mahkemesine başvurdu.

-Başvuru gerekçesinden

Dairenin başvuru gerekçesinde, Kanun'da, "İş Güvenliği Uzmanı"nın, "Usul ve esasları yönetmelikle belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanı ifade eder" kuralına yer verildiği belirtildi.

Bu kanuna dayanılarak hazırlanan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'te de iş güvenliği uzmanı tanımının bu yönde değiştirildiği BELİRTİLDİ.

Exit mobile version