En Düşük Aylıklar Ne Kadar Olmalı

12 Temmuz 2024

EYT düzenlemesi ile 5510 sayılı Kanunun getirdiği daha geç emeklilik koşullarından vazgeçildi. Bu vazgeçme tüm sigortalılar için olmadı elbette sadece 08.09.1999 öncesi günü olanlar için yapıldı.

5510 niye gelmişti hatırlamakta fayda var. Ülkemizde Sosyal Sigortalar (İşçiler) ve Bağ-Kur’lular için yapılan düzenlemeler ile emeklilik kolaylaştırılmış, geçmiş dönem borçlanma hakları getirilmiş emekliliğe erişim öne alınmış idi. Ancak zaman içinde görüldü ki emekli ettik amma aylıkları ödeyecek kaynak yok ortada.

Sosyal güvenlikte sistemler normalde sizden alınanın değerlendirilerek emekli olduğunuzda size iadesi üzerine kuruludur. Bir çok gelişmiş ülkenin emeklilik fonları pek çok ülkenin bütçesinden daha büyüktür.

Bizde ise başlangıçta taşınmaz edinen kiraya veren Kurum zamanla bu faaliyetlerden vazgeçmiş birine yatan prim öbürüne aylık ödeme aracı haline dönüşmüş, yetmeyen farklarda devlet hazinesinden karşılanır hale gelmiştir. Biz çalışan prim ödeyenden alıp- aylık alana ödüyoruz kısacası. Bir hesap değerlendirme yolu yok mu yatan primlerin var ama bu daha çok kayır üzerinde.

Önce prim aylık ilişkisine göz atmak lazım çok ödeyen, yüksek ödeyen kaç lira aylık alıyor. Buna Temmuz zamları ile 70.000TL diyelim peki az ödeyen asgariden ödeyen ne alıyor Buna da 11.500TL diyelim. Şimdi asgari aylık denilen tutar eğer 13.000TL olursa devlet  aradaki 1.500TL yi hazineden verecek olarak bir kenara yazalım.

Eskiye dönelim 506 üzerinden ilerleyelim. SSK lılar için geçerli olan kurala göre geçici madde 89 düzenlemesine bakalım. 2000 öncesi sigorta günü olan kişilerin aylıkları 506 sayılı Kanuna göre en düşük gösterge*katsayı karşılığı ve aylık bağlama oranı % 70 ten az olamaz. Uygulamada bu tutarlar bir önceki yılın verisi alınıp o tutara yıl içi zamları uygulamak sureti ile yapıldı. Kısaca 2008 yılı için 521,81TL rakamı 2007 verisi olarak yer aldı. Bunun koruyucu yönü zammın develet memurlarına uygulanan katsayıya endeksli olması idi.

5510 sayılı Kanunla gelen sistemde ise asgari aylıklar asgari kazancın % 35 veya % 40 (bakmakla yükümlü kişi varsa) olarak belirlenmiş oldu.

Kısaca asgari aylıklar eski emeklilere göre daha geride hatta yarısı denebilecek düzeyde olduğundan düşük aylıkları yükseltmek için çeşitli önlemler alındı bunlardan ilki 2000 denö önce emekli olanlara verilen intibak hakkı, maktu zamlar sayılabilir. Örneğin 1.100TL ye kadar aylık alanlara 100TL zam verilmesi 1000TL ile 1100TL arasında aylık alanları eşitledi. 60 TL veya 100 TL gibi zamlarda asgari aylıklardaki düşüklüğü önledi. Yetmedi bu defa ayrıca en aylık tutarları ayrıca belirlenmeye başladı. Her yıl için yeniden kanun değişiklikleri yapıldı. Doğrusu ise her yıl değiştirmek yerine yeterli bir asgari kurala bağlamak idi.

Tekrar 506 ya dönelim  506 nın getirdiği korumaya rağmen 506 emeklileri dahi bu gün asgari aylıkların altında kalabilmektedir. Çünkü artık emekliler için zamlar tüfeye  endekli olup asgari aylıklar ayrıca artırılmaktadır.

Yapılan işlemlerin yani asgari aylığın en az tutarının bu şekilde belirlenmesinin en büyük zararını çeken grup aslında asgari kazancın üzerinde prim yatıran ancak genel olarak kazançları asgari kazancın iki katını geçmeyen gruptur. Zamanla şu algı oluşuyor. Asgariden yatırmak ile iki katını yatırmak aynı aylığı veriyor ise neden daha çok prim ödeyeyim diye düşünenler  ve davranışını buna göre değiştirenler yüzünden Kurumun tahsil ettiği primler azalmaktadır.

Günümüze gelelim ölçü ne olmalı. İlk ölçü emekli ile çalışan arasında bir fark olmasıdır. Yani emekli olan çalışandan az almalıdır. Bu azlığın sınırının çalışmayı teşvik eder düzeyde olması gerekir. Siz bu orana ister çalışan 100 emekli 75 alsın az geldi derseniz emekli 80 alsın denebilir. Asıl olan istihdam ve üretime teşviktir. Asgari ücretin neti 17.002 TL  olduğuna göre  bunun % 75!i 12.751,50 TL asgari aylık olabilir biz buna düz 13.000TL diyebiliriz. Az diyeceksiniz bu işi bir kere asgari ücretin netine endeksledik mi iki sorunu birden çözeriz. Yani asgari ücret artar emekli aylığı da ona göre artmış olur. Çözüm kısa  ve basit olmalıdır. Asgari aylıklar net aylık asgari ücretin % 75’inden az olamaz. Bu şekilde emekli de ücretli de  bilir ki gözümüz SGK zammın da değil asgari ücret zammında olmalıdır.

Asgari ücretler üzerine yapılacak lehe ve aleyhe değerledirmeler ne olursa olsun belirlenen tutar aynı zamanda Kurumun prim toplamasına esas alınan tutardır. Asgari ücret düzeyi Kurumun gelirlerine de giderlerine etki edecektir.

Arzu edilen sosyal yardımların devlet olarak finansmanı ayrıca sağlanmalarıdır.  SGK primli rejimdir. Na kadar alırsa o kadar geri öder. Yardımcı bakış açısından gerçekçi ödeme-iade sistemine odaklanılmalı hazine yardımları sosyal yardımlara yönelmelidir.

Bakalım asgari aylıkların hesaplanma ölçüsü maktudan asgari ücrete oranlı hale gelmesine dönüşebilecek mi, maktu alışkanlığımız değişebilecek mi ?