ENGELLİ ÇOCUĞA SAHİP OLMAK…HOLLANDA’YA HOŞGELDİNİZ..

29 Mayıs 2015

 

Bana genellikle özürlü bir çocuk büyütmemin nasıl bir şey olduğunu sorarlar. İşte anlatıyorum. Bir bebek sahibi olacağınızı anladığınızda yaşadığınız duygu, İtalya' ya güzel bir seyahat planı yapmaya benzer. İtalya hakkında bir sürü kitap ve broşür alırsınız ve harika planlar yapmaya başlarsınız. Coliseum. Mikalanjelo'nun Davut'u. Venedik teki gondollar. İtalyanca birkaç sözcük bile öğrenirsiniz. Her şey çok heyecan vericidir. Aylar süren beklemeden sonra, o gün gelir çatar. Bavullarınızı toplar. Yola çıkarsınız. Birkaç saat süren yolculuktan sonra, uçağınız havaalanına iner. Hostes mikrofonu eline alır ve "Hollanda'ya hoş geldiniz" der. Hollanda mı? Dersiniz. "Ne demek istiyorsunuz? Ne Hollanda'sı? Ben İtalya'ya bilet almıştım. Benim İtalya’ ya gitmem gerek. Tüm yaşamım boyunca İtalya’ ya gitmenin düşünü kurdum ben" Fakat uçuş rotasında bir değişiklik yapmışlardır. Hollanda’ ya inmişsinizdir ve orada kalmanız gerekir. Önemli olan sizi korkunç, iğrenç ve pis bir yere, açlığın ve hastalıkların ortasına bırakmamışlardır. Sadece farklı bir yerdesinizdir. Bu yüzden çıkıp yeni broşürler ve kitaplar almanız ve yepyeni bir dil öğrenmeniz gerekmektedir. Ve daha önce hakkında hiçbir şey bilmediğiniz insanlar tanımak zorundasınızdır. Gittiğiniz yer sadece farklı bir yerdir. Oradaki yaşam, İtalya da kinden daha yavaştır. İtalya kadar etkileyici değildir. Fakat bir süre orada kaldıktan sonra nefesinizi tutar ve çevrenize bir bakarsınız… Ve Hollanda'nın değirmenlerini fark edersiniz… Ve lalelerini. Hollanda'nın Rembrandları bile vardır. Fakat tanıdığınız herkes İtalya'ya gidip gelmektedir… Sürekli orada geçirdikleri güzel günleri anlatmaktadır. Ve yaşamınız boyunca "Evet benim de gitmem gereken yer orasıydı. Ben de aynı planı yapmıştım." Dersiniz. Bu nedenle duyduğunuz acı asla, asla dinmez… Çünkü yitirdiğiniz düş çok önemli bir düştür. Ancak… tüm yaşamınızı İtalya' ya gidemediğiniz için üzülerek geçirirseniz, Hollanda'nın güzelliklerinin hiçbirinin tadını çıkaramazsınız. ‘’

Engelli çocuğu olan annelerin emeklilik hakları yazımı yazarken , daha önce okuyup etkilendiğim Emily Perl Kingsley’e ait olan yukarıdaki yazı aklıma geldi ve sizlerle de paylaşmak istedim.

ENGELLİ ÇOCUĞU OLAN ANNE DAHA ERKEN EMEKLİ OLUR

Gerek bireylerin gerekse ailelerin gelişimini engelleyen, onları derinden etkileyen önemli konulardan biri de özürlülüktür. Engelli çocuğa sahip aileler hemen her konuda bir çok sıkıntı yaşarlar.Sosyal Güvenlik Hakları da buna dahil…Ve anne kendinden vazgeçerek engelli çocuğuna hayat olur.İşte bu yüzden engelli çocuğu olan annelerden  hep şu cümleyi duyarız.Çocuğumdan önce ölmeyeyim yoksa ona kim bakar.

Ülkemizde var olan ekonomik sıkıntılar, sosyal güvenlikte engelliler için yapılan son düzenlemelerden (binlerce engelli bir gecede iyileştirilmiştir.) sonra yaşanan mağduriyetler asla kabul edilemez bir hal almıştır. Bu noktada yüzümüzü güldüren önemli nokta engelli annesine emeklilik haklarının iyileştirilmesi konusunda yapılacak uygulamadır.

5510 sayılı Kanun’un 28.maddesinde 01.10.2008 tarihinde yapılan düzenleme ile çalışma hayatında bulunan kadınlardan bakıma muhtaç olan engelli çocukları bulunanların 01.10.2008 tarihinden sonra geçen çalışma sürelerinde, kadın sigortalıya gün sayısı kazandırarak daha erken emekli olma hakkı tanınmıştır. Söz konusu hükum gereğince;

 

(Ek fıkra: 17.04.2008 – 5754 S.K./16. md.) ‘‘Emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunan kadın sigortalılardan, başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuğu bulunanların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenir ve eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilir. ’’ denilmektedir.

 

Mevcut düzenleme gereğince bakıma muhtaç engelli çocuğu olan ve 01.10.2008 tarihinden sonra çalışması devam eden kadın sigortalıların yasanın yürürlük tarihinden sonra geçen çalışma sürelerinin ¼ ü oranında çalışma gün sayısının hizmetlerine ilave edilmesi ve yine bu sürenin emeklilik yaş haddinden de indirilerek daha erken emekli olabilmesi sağlanmıştır.

 

Yapılan yasal düzenleme gereğince sadece fiili çalışma değil, kadının isteğe bağlı sigortalı olması halinde de 01.10.2008 tarihinden sonra mevcut primlerine ¼ oranında hizmet süresi eklenerek aynı sürenin emeklilik yaş haddinden indirimi de sağlanmıştır. İsteğe bağlı sigorta primi ödemek isteyen kadın Sosyal Güvenlik Kurumuna giderek isteğe bağlı sigortalılık için müracaat edecek ve çocuğunun bakıma muhtaç ve ağır engelli olduğuna ilişkin raporu kuruma vermesi gerekecektir.

 

5510 sayılı Kanunun 28.maddesi ile sağlanan haklar ve  6552 sayılı yasa ile getirilen bu düzenleme elbette yeterli ve adil bir sosyal düzenleme değildir. Bu düzenlemenin çalışma hayatındaki engelli çocuğa sahip kadının 01.10.2008 tarihinden sonraki hizmetlerinden değil de toplam hizmetleri üzerinden hem prim hem de yaş indirimi alması çok daha güzel bir uygulama olurdu.Ve Hollanda ‘nın da güzellikleriyle yaşanabilir olması bir nebze sağlanmış olurdu. Siz ne dersiniz?