Sosyal güvenlik sistemimizin pek dinamik olması ve toplumun bir bütün olarak haklarına yabancılaştırılması nedeniyle oluşan yaygın yanılgılara temas edip doğrusunu ortaya koymak birey için son derece önemli olabiliyor. Bunun en açık örneği herhalde kendi nam ve hesabına bağımsız olarak çalışmış ancak Bağ-Kur’a kayıt olmadığı için tescil edilemeyen vergi mükellefiyeti ve meslek odası veyahut esnaf sicil kaydı ile geriye dönük tescil ve prim ödenmesine ilişkin bir imkanın bulunmuyor olması.
Bundandır ki çoğu zaman hizmet borçlanmalarında söz konusu olan ödeyerek günleri satın alma mantığı genelleştirilmeye çalışılır.
Halbuki sanıldığını aksine askerlik borçlanması, doğum borçlanması ve yurtdışı borçlanması gibi yasalarda tanımı yapılmış süreler dışında boşta geçen süreleri satın alma gibi bir uygulama bulunmuyor. Bu yanlış anlamaya neden olan olgu Bağ-Kurluların tescil edilip prim ödemedikleri süreler için çıkartılan yapılandırma kanunları oluyor. Onlar için de 04.10.2000 gibi 01.10.2008 tarihi gibi öncesinde tescil olunmamış sürelerin ödenememesi gibi engeller bulunuyor.
İşte bugün de normal Bağ-kurlular ile Tarım Bağ-Kurluların birbirinden farklı olan geriye dönük hizmet kazanma durumlarını ele almak istedik.
Gerçekten de Bağ-Kur sigortalısı olmayı gerektirecek faaliyetleri bulunan ancak 1.10.2008 tarihine kadar Bağ-Kur’a kayıt veya tescillerini yaptırmayanların sigortalılıkları 1.10.2008 tarihi itibariyle başlıyor. Hatta daha sonradan 1.10.2008 tarihinden önceki dönemlerin tescili ve kaydı için açılan davaların da kazanılamadığının altını çizmek gerekiyor.
Tarım Bağ-Kurlularda Açık Kapı
Ne var ki kimi Tarım Bağ-Kurlular bu durumun istisnasını oluşturuyor. Zira 1.04.1994 tarihinden 1.10.2008 tarihine kadar bir şekilde Bağ-Kur prim tevfikatı yapılarak zirai ürün satışı yapmış olanlar, bu durumlarını belgeleyerek kuruma yazılı olarak başvurmaları halinde tescil yapabiliyor, o döneme dönük hizmetleri geri kazanabiliyorlar. Başka bir ifadeyle tevfikatın yapıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren bu kişilerin sigortalılıkları başlatılıyor. Tarımsal faaliyetin tespitinde ise öncelikle Ziraat Odası kaydı, bu yoksa tevkifata esas ürüne dair kamu kurumlarının ve meslek kuruluşlarının kayıtları dikkate alınıyor.
Yine adına tevkifat yani kesinti yapılan kişi Bağ-Kur kayıt ve tescilini yapmadan vefat ettiyse, hak sahiplerinin talebi halinde tevkifata istinaden tescil de yapılabilmekte.
Aktardığımız gibi 1479 Sayılı Kanuna tabi vergi mükellefleri ile şirket ortaklarının ne yazık ki böyle bir hakları bulunmuyor.
Tescil Yok Prim Ödemesi Varsa Sigortalılık
Vurgulanılması gereken önemli bir başka husus, 1479 Sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılıp 1.10.2008 tarihine kadar Bağ-Kura müracaat etmediğinden kayıt ve tescil yaptırmayanların belli koşullarda geriye dönük hizmetleri kazanabilmeleri oluyor. Nitekim Bağ-Kur sigortalısı niteliği taşıyanlar kayıt ve tescil yapılmadan ve 1.10.2008 tarihinden önce giriş bildirgesi üzerinde yer alan Bağ-Kur numarası üzerinden prim yatırmış ise, bu kişilerin ticari faaliyetlerinin başladığı tarih ile birlikte sigortalılıkları başlatılıyor. Diğer bir ifadeyle, kayıt ve tescil şartı aranmaksızın belgelendirilen prim ödemelerine göre sigortalılık başlatılabiliyor.
Bilindiği üzere isteğe bağlı SSK sigortalılığı 01.10.2008 tarihinden itibaren kaldırılıp isteğe bağlı sigortalılık sadece Bağ-Kur kapsamına alınmıştı.
İsteğe Bağlı Bağ-Kur Anahtar Olabiliyor
1.10.2008 tarihinden önce bu şekilde kendisini isteğe bağlı Bağkur sigortalısı olarak kayıt ve tescil ettirenler hiç prim ödememişlerse, isteğe bağlı sigortalılık tescil tarihi itibariyle duruyor. Ancak, geçmişteki kendi nam ve hesabına yapmış oldukları bağımsız çalışmalar ve geriye dönük ticari faaliyetleri saptananlar, isteğe bağlı sigortalılığın sona erdiği tarihten sonraki bahse konu geriye dönük hizmetlerini kazanabiliyorlar. Bu tarihten sonraki çalışmalar 4-b zorunlu sigortalılık kapsamında borçlanılabiliyor.
Yani isteğe bağlı Bağ-Kur kaydı yapılmış hiç prim ödenmemiş olsa bile bunun sona erdiği tarihten sonraki hizmetler kazanılabiliyor.
Dava ile Tescili Mümkün Olanlar
Bütün bunların yanısıra 4956 sayılı Kanunun gereği olarak 04.10.2000 öncesindeki sürelerin dava ile kazanılması mümkün olabiliyor. Şöyle ki, kişinin Bağ-Kur sigortalısı olmasını gerektiren çalışması varsa tescil için 2.2.2004 tarihine kadar;
- Yazılı başvuruda bulunulması
- Prim ödemesinin yapılmış olması
- Giriş bildirgesinin verilmiş olması
koşullarından birinin sağlanması halinde dava yolu ile geriye dönük tescil söz konusu olabiliyor.