ALİ TEZEL

HABERTÜRK-Emekçiler Taksim’de omuz omuzaydılar



Kavgasız da işçi bayramı kutlanıyor işte


 


Geçen yıl ilk defa Taksim meydanı işçilere-emekçilere açıldığında ifade etmiştim, devlet müdahale etmezse olay çıkmaz, tıpkı geçen sene gibi bu sene de “Emek ve Dayanışma Günü” olaysız geçti. Sabah erkenden kalkıp, evimden meydana çıktım ama meydanın etrafı demir parmaklıklarla çevrili olduğundan, Gümüşsuyu’ndan meydana çıkabildim. Cadde üzerinden yürüyerek Şişli’ye kadar gittim ve DİSK konvoyu genel merkezden caddeye inmişti. DİSK genel sekreteri ve genel başkan vekili Tayfun Görgülü, eski başkan Süleyman Çelebi, Türk Tabipleri Birliği Başkanı, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Başkanı, Ankara Barosu Başkanı, Şişli Belediye Başkanı, Kemal Türkler’in eşi ve kızlarının da dahil olduğu konvoyda kolkola Taksim’e kadar yürüdüm. Cadde boyunca, dayanışmanın gücü ve sevinci yaşanıyordu.


 


Basının ilgisi ise gayet yüksek ve güzeldi. Yüzlerce basın mensubu hemen her sivil toplum kuruluşu lider ve temsilcileri ile görüşmeler yaptılar.


 


***İşçiler tek bildiri hazırladılar


İlk defa bu sene üç işçi konfederasyonu birlikte tek bir bildiri hazırlamışlardı ve bildiriyi bir işçi okudu. Emek ve emekçilerinin sorunlarını gayet güzel dile getirilmişti. Siyasi partilerin yapamadığını bu yıl üç farklı görüşe sahip işçi sendikaları yapabilmişti. Geçen yıllarda bütün konfederasyon başkanları tek tek görüş ve düşüncelerini açıklamışlardı ama bu dayanışma demek değildi. Şimdi oldu dayanışmanın gücünü gösterdiler.


 


***Asıl dayanışma emeğin değeri için olmalı


1 Mayıs’ların anlamı, sermaye karşısında emeğin tek başına değil dayanışma içinde omuz omuza mücadele etmesinin gereğidir. Bu dayanışma ve güç birliği 1 Mayıs’larda zirve yapar. Dünyada hiçbir demokratik ülkede olmadığı kadar bir kalabalık ve bilinç dün Taksim’deydi. Dayanışmalarını herkese gösterdiler. Bundan sonraki 1 Mayısa kadar ise sendikalaşma-örgütlenme ve toplu sözleşmelerde de aynı dayanışmanın gösterilmesi ile emek daha değer hale gelecektir.


 


***Örgütsüz bir toplumuz


Sermayenin ve temsilcilerinin yönettiği ülkemizde emek maalesef örgütsüz resmi kayıtlara göre 15 milyon çalışanımız var ama üç işçi konfederasyonun örgütlü işçi sayısı 750 bin kişi yani işçilerin örgütlenme oranı maalesef yüzde 5 kadar. Girmeye çalıştığımız AB’de ise örgütlenme oranı işçiler arasında yüzde 70’ler civarında. Bu arada AB ile yürüttüğümüz müzakereler esnasında hiç açılmayan ve açılması bile talep edilmeyen, fasılların tamamı işçilerin örgütlenmesi ve işçi hakları konusunda. Bu sebeple bir an önce emek ve emeğin hakları ile ilgili yasal düzenlemelerin yapılması adına bu fasıllar da açılmalı.


 


 


Emekçiler Taksim’de omuz omuzaydılar


 


DİSK’in yıllardır sürdüğü çabalar sonrasında uzun yıllar sonra ilk defa geçen yıl Taksim’de emekçiler sorunsuz bir şekilde “Emek ve Dayanışma Bayramı”nı kutlamışlardı. Dün yine tüm emekçiler sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte Taksim’e çıktılar. Polisin aldığı güvenlik tedbirlerinin de etkisiyle harika bir bayram daha geçti…


 


1 Mayıs’ın tarihçesi


Amerika Birleşik Devletleri’nde 1874 yılında dört eyalette ücretlerin düşürülmesine karar verildi. İşçiler buna direndi. Toplantı polis tarafından basıldı. 10 işçi lideri asıldı, 14’ü hapishaneye kapatıldı. 1877 yılında bütün baskılara rağmen 8 saatlik işgünü isteyen ve ücretlerinin düşürülmesini protesto eden işçiler eylemleri ile sesini duyurdu.12 işçi hayatını kaybetti. 1 Mayıs 1886 günü Amerikan işçileri genel greve çıktı. 80 bin işçi sekiz saatlik işgünü için direnişe geçti. Bir çok işçi polis tarafından öldürüldü.Bu olaylar üzerine dört işçi lideri idam edildi. 1888 Aralığında toplanan Amerikan İşçi Federasyonu 8 saatlik işgünü elde edilinceye kadar, her yıl 1 Mayıs’ta kitle gösterileri düzenleme kararı aldı. Fransız ve Belçika İşçi Sendikaları Konfederasyonları sekiz saatlik işgünü için savaşım kararı alıyordu.
14-21 Temmuz 1889’da Paris Kongresi ile kuruluşu gerçekleştirilen II. Enternasyonal, 1 Mayıs’ı işçi sınıfının uluslararası birlik ve dayanışma günü ilan etti. 1890 yılından sonra 1 Mayıs’lar bütün ülkelerde uluslararası işçi bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Birçok ülkede 1 Mayıs tatil günü olarak kabul edildi.
1919 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) kuruluş kongresinde 8 saatlik işgünü karara bağlandı.


 


Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan İzmir’de toplanan İktisat Kongresin’de(1924);
İşçi önerilerinin başlıcaları şunlardı: 8 saatlik işgünü, 1 Mayıs’ın işçi bayramı olması, işçilere dernek kurma ve toplantı hakkı, toplu sözleşme yapma hakkı, bir iş yasasının çıkarılması, ücretli tatil idi. Ancak istemler gerçekleştirilmedi. Amele Teali cemiyeti, özellikle 1924-1926 yıllarında işçi eylemlerinde çok önemli bir rol oynadı.30 bin işçiyi örgütledi.
Hükümete 1Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlamaya ikna etmese de 1 Mayıs tatil edilmesini sağladı. Hükümet tarafından 1 Mayıs’ı 1925’de “Bahar ve Çiçek Bayramı” diye ilan edildi.


1927’nin sonlarında Amele Teali Cemiyeti “yasadışı bulunarak” kapatıldı. 150 etkin sendika üyesi ve derneğin yönetim kurulu tutuklandı. Dernek binasına el kondu. Örgüt dağıtıldı. Bu yıllardan sonra uzun süre işçilerin örgütlenmesine olanak tanınmadı.


 


***Türk-İş’in kuruluşu


1946’da İşçi Sigortaları Kurumu ve Çalışma Bakanlığı kuruldu. 1947 yılında ilk kez sendikalar kanunu çıkarıldı. Ancak, Sendikalar Kanunu, grevi ve toplu sözleşmeyi yasaklıyordu. Buna rağmen beş yıl sonra Türkiye’nin ilk Konfederasyonu,  Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) 1952 yılında kuruldu.


1963 yılında 274 ve 275 Sayılı yasalar çıkarıldı. Sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev hakları bu iki yasada düzenlendi. İşçi sınıfı, sınırlı da olsa bu yasalarda yer alan örgütlenme ve eylem olanaklarını da kullanarak sendikal mücadelesini yükseltti. Grevli toplu sözleşmeli hakları başlıyordu. Ülkemizde Türk-İş desteklemediği grevlere karşı çıkmalar başlayınca bazı sendikalar Türk-İş çatısından çıkarıldılar.


 


***DİSK’in, Türk-İş’ten ayrılması


Kemal Türkler, 15 Temmuz 1966’da diğer bazı sendikacılarla birlikte Sendikalararası Dayanışma Anlaşması (SA-DA) verilen bir karara imza attı. Bunun sonucunda, MADEN-İŞ, BASIN-İŞ, LASTİK-İŞ, GIDA-İŞ 15 Ocak 1967’de Türk-İş’ten ayrılıp 13 Şubat 1967 günü Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonunu (DİSK) kurdular. Bu tarihte Maden-İş sendikasından Kemal Türkler, Lastik-İş sendikasından Rıza Kuas, Maden İşçilerinden Mehmet Alpdündar, Basın-İş’ten İbrahim Güzelce, Gıda-İş’ten Kemal Nebioğlu, DİSK yönetim kuruluna seçildi.


DİSK kurulması ile birlikte sendikacılıkta farklı bir hava esmeye başladı. Tek konumda olan Türk-İş Karşısında işçilerin alternatif örgütleneceği bir sendikal hareket ortaya çıkmıştı.


DİSK emeğin sömürülmemesi konusunda toplu sözleşme ve grev konusunda kararlı adımlar atması ile öne çıkıyor. Ucuz emek sömürüsüne karşı çıkanlar artık DİSK’te örgütleniyordu.



Özel sektörde çalışan emekçiler DİSK etkin bir örgütlenmeye giderek çalışan bilincini artırmayı hedeflemiş ve hedefine de hızla ulaşıyordu.


 


Bu arada  Kemal Türkler, 22 Temmuz 1980’de evinin önünde vurularak öldürüldü.





***1977 Kanlı 1 Mayısı


1 Mayıs 1977 günü İşçi Bayramı`nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul`a gelen yaklaşık 500 bin kişi DİSK`in organizasyonu önderliğinde Taksim Meydanı`nı doldurdu. Katılımın yüksek olması sebebiyle kortejlerin alana girmesi uzun sürmüş, miting de uzamıştır. Saat 19.00 sularında dönemin DİSK başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan silah sesleri duyulmaya başlandı. Sular İdaresi binasının üstünden ve meydandaki otelin çeşitli katlarından açılan bu ateş sonucu insanlar panik halde kaçmaya başladı, kısa bir süre içinde Etap Marmara Oteli`nin (Bugün The Marmara Oteli) de üst katlarından da ateş açıldı.


İnsanlar panik halde kaçmaya çalışırken panzerler de kalabalığın arasına doğru girmeye ve kitleleri sıkıştırarak Kazancı Yokuşu`na itmeye başladı. Kalabalığa ateş açılıyordu fakat polis ateş açanlara değil, kalabalığın üstüne saldırıyordu. Bir kamyonun tıkadığı Kazancı Yokuşu`ndan aşağıya kaçmaya çalışan kalabalığı daha da korkutmak için bir daha ateş açıldı. İnsanlar panzerler altında kalarak ve birbirlerini ezerek kaçmaya devam etti.


28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. Ölenlerin çoğu Kazancı Yokuşu’nun başında, park edilmiş kamyon yüzünden sıkışarak ölmüşlerdi. 470 kişi göz altına alındı fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenememiş, olay halen aydınlatılamamıştır. Sular idaresinin çatısından ve otel odalarından ateş açanlar bulunamamıştır. Resmi olarak kanıtlanamayan bilgilere göre olayın planlayıcısı CIA, Etap Marmara Oteli’ni bir gün önceden boşaltıp buraya Amerika’dan getirilen CIA ajanları yerleştirmiştir. Olaydan sonra ajanlar ülke dışına çıkarılıp otel kayıtları yok edilmiştir.


Kontrgerilla tarafından askeri darbe hazırlığı olarak yapıldığı MİT tarafından Başbakan Süleyman Demirel‘e rapor edilince, 29 Mayıs 1977’de muhalefet lideri Bülent Ecevit‘e İzmir havameydanında suikast düzenlenince, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı 1 Haziran 1977’de derhal re’sen emekliye sevkedilmiştir.


 


 


***12 Eylül Türk-İş dışındakileri tırpanladı


1980 askeri darbesi ile sendikal hareketteki gelişmeler engellendi. Bu dönemde binlerce sendikacı, sendika görevlisi ve işçiler tutuklanırken, Türk-İş dışındaki konfederasyonlar ve üye sendikaları kapatıldı. Örgütlenme hakkına doğrudan yasak ve kısıtlamalar yanında toplu sözleşme hakkına kısıtlamalar getirildi.
12 Eylül darbesi ile Sendikalar darbe mağduru oluyor. 274 ve 275 sayılı yasadan doğan kazanımlar kaybediliyordu. İşçi ücretleri geriliyor ve yoksullaşma süreci derinleşiyordu.
DİSK kapatılırken bir tek konfederasyon hayatta kalıyordu. Alternatifsiz kalan Türk-İş olurken, DİSK’in kapatılması ile Türk-İş’e katılmayan sendikalar bağımsız sendikalaşma içinde yer aldılar.


 


***01 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı oldu
12 Eylül Askeri darbesi ile kesintiye uğrayan 1Mayıs Günün tatil olarak ilan edilmesi 5892 sayılı yasa ile 2429 sayılı yasada yapılan düzenleme sonucu 2009 yılından itibaren Ülkemizde Resmi Tatil günü olarak ilan edildi. 1 Mayıs günü Emek ve Dayanışma Günü tatili olarak açıklandı. Bu günün tatil olarak ilan edilmesinde DİSK’in yasak olmasına rağmen her yıl Taksim’de kutlama yapmak istemesi ve etkin talepleri neden olmuştur.


 


 

Exit mobile version