HABERTÜRK-SSK’lı çalışan emeklinin aylığından kesinti olmaz–Bağ-Kur’dan ölüm aylığı için 3 yıl gerekiyordu –SGK’nın dertli memurlarından mektup var–Hafta içi işe gelmeyen hafta sonu parasını alamaz

23 Mayıs 2011

SSK’lı çalışan emeklinin aylığından kesinti olmaz


Emekli olduktan sonra vergi mükellefi-şirket ortağı olanların emekli aylıkların yüzde 15 kesinti yapılırken, emekli olduktan sonra SSK’lı (işçi) olarak işe girenlerin emekli aylığından kesinti olmaz. İşyerinden aldıkları ücretlerden SGDP kesintisi yapılır.


21.04.2008 tarihinde TSK’daki görevimden istekle emekli oldum. Emekli Sandığı emeklisi olarak 1/1 derecesinden maaş almaktayım ve hâlihazırda başka bir yerde çalışmıyorum. Ancak, SSK’lı olarak bir şirkette, 1.000-TL net ücretle işe girdiğim taktirde Sosyal Güvenlik Destekleme Primi kesilir mi, kesilirse benden ve işverenden kesilecek oran veya tutar ne kadar olur? Ayrıca bu kesinti emekli maaşımdan mı yoksa yeni işimdeki ücretimden mi kesilir? Hakan Öztoklu


Sayın okurum, siz Emekli Sandığı’ndan emekli olduktan sonra özel sektörde 4/a’lı (SSK’lı) olarak işe gireceksiniz bu sebeple 5510 ve 506 sayılı Kanunlar gereğince aldığınız emekli aylığından herhangi bir kesinti yapılmayacak.


***Ücretinizden kesinti yapılacak


Emekli aylığınızdan değil ama SSK’lı çalışacağınız işyerinden alacağınız ücretten SGDP kesintisi yapılacak. İşyerinden alacağınız brüt ücretten yüzde 7,5 oranında SGDP kesintisi yapılacak, işsizlik sigortası kesintisi yapılmayacaktır. Bu arada dilimlere göre yüzde 15’den bağlayan da bir gelir vergisi kesintisi yapılacak.


***İşveren de katkı verecek


Brüt ücretiniz üzerinden ayrıca işveren yüzde 22,5 ve buna ilave olarak işyerinin tehlike sınıf ve derecesine göre yüzde 1 ile 6,5 arasında kısa vadeli sigorta primlerini ise işvereniniz ödeyecek. Öte yandan uygulama gereğince emekli çalışanların işveren teşviki hakları da olmadığından bu primlerde herhangi bir indirim de olmayacaktır.


***İşkazası geçirirseniz ikinci geliriniz olur



SGDP primleri kısa vadeli sigorta primleridir. Bu sebeple aldığınız ve almaya devam edeceğiniz emekli aylığına katkısı-etkisi olmaz. Sadece işyerinde çalışırken işkazası geçirir veya meslek hastalığına uğrar ve yüzde 10’dan fazla uzuv veya işgücü kaybına uğrarsanız aldığınız emekli aylığına ilave olarak bir de kaybettiğiniz güce göre ikinci bir sürekli işgöremezlik geliriniz olacaktır.


 



Bağ-Kur’dan ölüm aylığı için 3 yıl gerekiyordu 


Babam 1973 kasım ayında vefat etmiş.  Bağ-Kur primini 10 ay 13 gün yatırmış bu arada vefat etmiş ve iki yıl askerlik yapmış. Babam aynı zamanda çiftciymiş ve hem de kahve  işletiyormuş  ben şu anda  eşimden ayrılmak üzereyim babamdan bana maaş baglanabilir mi? SGK’ya  gittim araştırdım 40 gün eksik  dediler. Yapılabilecek  birşey var mı? Ayşe Yetik


 



Ayşe hanım, babanızın vefat ettiği yıllarda en az 3 yıl Bağ-Kur sigortalılık süresi olanların geride bıraktıklarına dul ve yetim aylığı bağlanıyordu daha sonra bu süre 2003 yılında 5 tam yıla çıkarılmıştır. Babanız üzerinden boşanmanız halinde size yetim aylığı bağlanması için 3 yıla ihtiyacınız var ama verdiğiniz bilgilere göre 3 yıldan 47 gün eksiği var görünüyor. Vergi dairelerinden araştırın Bağ-Kur’un bilmediği vergi kaydı varsa bu iş olur.


 


SGK’nın dertli memurlarından mektup var


Hocam yazılarınızı takip etmeye çalışıyorum. Gerek sigortalıların gerek işverenlerin sorunlarıyla ilgilenip çözümler sunuyor ve de bilgilendiriyorsunuz, teşekkür ederim. Sigortalı ve işverenlere gösterdiğiniz hassasiyeti eminim SGK personeli için de gösterirsiniz. Ben SGK’da v.h.k.i olarak görev yapıyorum, kendi nezdimde kurum personelinin sıkıntılarını size iletmek istiyorum ve sizinde köşenizde bu konuya yer ayırmanızı istiyorum. Sorunlarımızı elimden geldiğince maddeler halinde sıralayacağım. İsmi Saklı
1- MAAŞ : kurum personeli diğer kurumlara göre kat kat ağır iş yükü altında çalışmasına rağmen maaşlar inanın çok düşüktür. Herhangi bir kamu kurumu bizden daha iyi maaş almaktadır. (Mesela, YURT-Kur, PTT) tüm kurumlar personelinin özlük ve mali haklarını iyileştirirken bizde aksi yönde bir çalışma vardır.
2- GÖREVDE YÜKSEL(EME)ME :  Kurumda göreve başlayan bir personel eğitim durumu ne olursa olsun şeflik sınavına girmek için (şef olabilmek için değil) neredeyse 15 sene çalışması gerekmektedir. Kriterlerinin pek de anlaşılamadığı bir puanlama sistemi neticesinde (ki bu kriterlerinin içinde Ankara’da çalışan personelin haricinde kimsenin aldığı görülmemiş “takdir” belgesi de bulunmakta (bu da ayrı bir sorun konusu)). Bu durumda da sınava girebilme baraj puanına ancak 15 sene civarı çalışanlar ulaşabilmektedir. Bu durum personelde müthiş bir motivasyon eksikliği oluşturmaktadır. Fırsatını bulan personel başka Kurumlara geçmek için SGK’dan ayrılmaktadır.
3- KADROLAŞMA : Kurumda son yıllarda, hiç olmadığı kadar kadrolaşma yaşanmaktadır. Muhafazakar görüşlü biri olmama rağmen sırf bu konudan dolayı kesinlikle hükümet yanlısı sendikaya üye olmuyorum. Oysa son zamanlarda bir yerlere gelebilmek için herkes Memur Sen’e geçiş yapmaktalar. En son Türkiye geneli müdür yardımcısı atamalarında %75-%85 oranında Memur-Sen üyeleri atanmıştır.
4-LİYAKAT : Genel idari hizmet kadrosunda çalışmayan, çalışma koşullarını, çalışma şartlarını bilmeyen, çalışan psikolojisinden anlamayan kişilerin yönetim kadrosuna getirilmesi, idare-çalışan arasındaki uçurumun büyümesine sebep olmaktadır. Müfettişlerin ”kabadayı” ve ”memura yukardan bakma” ve de ”efendi-köle mantalitesi” özelliklerini ancak çalıştıkları personel bilir.



5- AST ÜST İLİŞKİLERİ : Bunun yanında hizmet verdiğimiz kişilerle memurların arasında çıkan en ufak tartışmada memur dinlenmeden hakkında derhal işlem yapılmakta savunması alınmaktadır. Bu duruma gelmesine sebep de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Ömer Dinçer’in “Bana şikayete gelen her vatandaş haklıdır” şeklindeki beyanatının vatandaş üzerinde yarattığı etkidir. Hal böyleyken memur kendini yalnız ve güvensiz hissetmektedir. devletin asli hizmetlerini yürütmesini sağlayan memuruna sahip çıkmaması ve üvey evlat muamelesi yapması anlaşılır değildir.


Hafta içi işe gelmeyen hafta sonu parasını alamaz


Hafta içinde herhangi bir gün izin alınınca ücret kesintisi hafta sonu mesaisinden kesilmesi uygun mudur? Yoksa gelmediği günkü yevmiye mi kesilir?Turgay Ermiş


 


4857 sayılı İş Kanunu gereğince haftalık çalışma süresi 45 saat olarak kararlaştırılmış bu çalışma karşılığında bir günlük haftalık tatil (ve tatil ücreti) hakkınız bulunmaktadır. Hafta içinde bir gün işe gelmediğiniz takdirde bir günlük ücretiniz kesileceği gibi hafta içinde tam çalışmadığınızdan çalışmadan verilen hafta sonu (Pazar) yevmiyenizi de alamayacaksınız.