Öncelikle ibraname işçinin işverenden olan tüm alacağını aldığını böylelikle onu geçmişe dönük ibra ettiğini ifade eden belge oluyor.
İbraname 4857 sayılı İş Kanununda düzenlenmediğinden bu dönemde Yargıtay ibraname hakkında ilke kararlar almışsa da daha sonra Borçlar Kanunun yenilenmesiyle nihayet ibranamenin geçerliliğine ilişkin hükümler getiriliyor.
İş akdinin feshiyle birlikte doğan ibraname işçinin yıllık izin alacağı, tahsil edilmemiş fazla mesai alacağı, kıdem tazminatı gibi tüm alacakların ispatı açısından kritik bir işlev görüyor.
İbranamenin geçerlilik koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 132. maddesinde düzenlenmiş olup bunlar;
-
İbra sözleşmesinin yazılı olması,
-
İbra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması,
-
İbra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi,
-
Ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması
olarak kanun hükmüne bağlanıyor.
Kısaca bu unsurları taşımayan ibraname kesin olarak hükümsüz oluyor, ödeme banka aracılığıyla yapılmış bile olsa ödeme miktarı kadar kısmı makbuz sayılıyor ibraname yine geçersiz oluyor. Diğer bir ifadeyle ibraname makbuza dönüşüyor.
Yargıtayın İbraname Yaklaşımı
Bununla birlikte iş ilişkisi sürerken düzenlenen ibra sözleşmeleri işçinin görece korunmasız olduğundan bahisle ve Yargıtay Kararları gereğince geçersiz oluyor. Yine aynı Yargıtay Dairesi kararları uyarınca, ibranamede tarih bulunmuyor veya fesihten sonra mı öncemi imzalandığı anlaşılamıyorsa ibraname geçersiz sayılıyor.
Örneğin, miktar belirtmeksizin işçinin yıllık izin alacaklarını aldığını gösteren ibranameye imza atması halinde bile Yargıtay ibranameye karşı yasal ilkelere göre değerlendirmeler yapılması gerektiğine hükmediyor.
İbra sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya düşmesi, diğer tarafın veya üçüncü şahsın hile ya da korkutmasıyla karşılaşması halinde, ibra iradesinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla ibranın geçersiz olacağı Yargıtay içtihatlarında yer bulan bir konu.
Kısacası işçinin altında imzası olsa bile ibranameyi iş sözleşmesinin bitiminden bir ay sonra alması, ödemenin de banka aracılığıyla yapılması ibranameyi geçerli kılıyor. Bu nedenle işverene noter kanalıyla ihtarname göndermenizi, süresi içinde ödenmeyen alacaklarınızı İş Mahkemesinde alacak davası konusu yapmanız ve faiziyle birlikte alacaklarınızı tahsil etmeniz açısından önemle tavsiye ediyoruz.
Tüm bu hususlar gözetildiğinde, ibranamenin hukuken geçerli olması, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa ve Yargıtay içtihatlarıyla ortaya koyduğumuz yaklaşımlara uygun tanzim edilmesini gerektiriyor.