ALİ TEZEL

İŞ YARGISI VE ZORUNLU ARABULUCULUK (3) ELEŞTİRİLER,BEKLENTİLER

Önceki iki  yazımıza şu iki  hususu eklemekte yarar bulunmaktadır.

 Daha önce işçiler Çalışma Bakanlığı ilgili birimlerine başvururlar, gerekli incelemelerden sonra  çözülemezse dilekçe dava dilekçesi gibi iş mahkemesine gönderilir, ilgili dava olarak devam etmek ister ise dava olarak devam edebilirdi. Ancak 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 10.maddesinde yer alan bu düzenleme artık yeni kanunda bulunmadığından yeni kanunla bu uygulamaya veda etmiş olduk. Yerine tabi ki zorunlu arabulucuk geldi. 

Aynı şekilde 4857 sayılı İş Kanunu md.91 fıkra 2 7035 sayılı kanunun 13 maddesi ile getirilen değişiklik ile İŞ İLİŞKİSİ SONA EREN İŞÇİLER İÇİN ÇALIŞMA BAKANLIĞI İNCELEME YAPMAYACAKTIR. Sadece inceleme çalışmaya devam edenler ile sınırlıdır.

 

Arabuluculuk uygulamasının  iki  cephesi vardır.

İbra, ikale gibi yöntemlere başvuranlar bu kişiler kendi aralarında uzlaşma yerine sonraki işlemlerin  mahkeme kararı güvencesi düzeyine getirilen arabuluculuk  sürecinden geçirilmesini isteyen kesimlerin  iki taraflı anlaşma yolu ile sonra erdirme yöntemini seçenler artık bunun yerine zorunlu arabulucuya gidecektir. Bu şekildeki taleplerin olması halinde 2018 yılında arabulucuda çözülen milyonlarca dosyadan söz etmek mümkün olacaktır.

Peki bu şekilde başvuranlarda arabuluculuk kurumunun başvuru olarak sunulabilecek midir?

Kişisel görüşümüz açılan dava sayısına bakılarak zorunlu arabuluculuk müessesinin başarısı, yoğunluğu ölçülmelidir. Örneğin 2015,2016 ve 2017 yılı yargıya taşınan davalar ile işten çıkarmalar İŞ-KUR, SGK  kayıtları mukayese edilerek çıkan oran nisptetinde örnek işten çıkarma üç milyon dava sayısı 500 bin ise 2018 yılında işten çıkarma 4 milyon dava sayısı aynı oranda  666 bin ise arabulucuk kurumu işlevsiz daha az ise bu oranda gerçek işlem yapmış kabul edilmelidir. Aksi takdirde arabuluculuk kurumu fazla işlevsel  olacak,  gündemimizi  dolduracak ancak yargıya taşınan ihtilaf azalmayacak arabuluculuğa giderken yargının yükünün azalması misyonu gerçekleşmeyecektir.

İş yargısının zorunlu arabuluculuk  işlemlerinde  Adalet Bakanlığının kimlerin iş yargısında uzman olduğunu belirlemesi gerekmekte, iş hukukunda uzman olmayan arabuluculara gidilmesi ve son anlaşma sağlanamaması halinde son tutanak ile birlikte dava açma imkanı doğmayacak, aksine bu defa uzman arabulucuya bir kez daha gidileceğinden, baştan uzman arabulucuya gidilmesi, seçilmesi önem kazanmaktadır. Tabi ki bunun için Bakanlığın hangi arabulucuların uzman olduğunu belirlemesi ilan etmesi gerekecektir.

Arabulucuda anlaşma yapılmasına rağmen kişilerin irade hatası, yanıltılma, irade fesadı gibi hallerde (örneğin tehdit edilme)  dava açmanın önünde engel bulunmamakla birlikte, yetersiz düzeydeki miktarları içeren son tutanakların geçersizliği iddiası ile yargıya başvuru sorun olacaktır, kolay kolay davada başarı sağlanamayacaktır. Sosyal güvenlik alanını ilgilendiren sorunlar zorunlu arabuluculuk kapsamında olmamakla birlikte, ücretin veya eklerinin tutarlarının SGK’ya yapılan bildirimden fazla olması, izin ücretinden sigorta primi gibi hususların SGK haklarını etkilememesi gerekmektedir. Ancak ücret haklarından daha azına razı olan yani fazlasından anlaşma nedeni ile vazgeçilen arabuluculuk işlemlerinin sosyal güvenlik alanında hak kazandırması ise zor görünmektedir.

İş yargısında seri dava olarak bilinen dava türünde aynı tür alacağı olan yüzlerce hattan birkaç bin işçi aynı işverene karşı aynı anda dava açmaktadırlar. Bunun yerine gelecekte benzer şekilde arabulucu işlemleri olacak, hatta arabulucu işçi ve işveren tarafından birlikte seçilmiş olacaktır. İşveren ve işçinin birlikte aynı arabulucuyu seçmeleri gerçekte baştan itibaren işçi ve işverenin anlaşmış olmaları halinde takip edilecek bir yöntem olarak gelişebileceğinden daha kuşkulu yaklaşmak için bir kabul şekli olabilecektir.

Arabulucu aşamasında işçi ve işveren aslında karşılıklı iddia ve savunmaları birbiri ile paylaşmış olacaklarından, dava ve cevap dilekçesinin hazırlanması, delillerin sunulması aşamasında daha hazırlıklı olacaklarından,  açılacak davalara  bu hazırlık imkanı daha adil ve daha güvenli sonuçlara imkan sağlayacaktır. Bence yargılamaya en önemli katkı bu şekilde verilecektir.

Uygulama geliştikçe pek çok yöntemle  yeni sorun ve çözüm yolları bulunacaktır.

 

Exit mobile version