Ücret karşılığı bir işyerinde çalışırken, kendi istek ve iradesi dışında işini kaybeden işçilere, bir taraftan yeni bir iş bulmalarına yardım edilirken; bir taraftan da işsiz kalmaları nedeniyle, uğradıkları gelir kaybını, kısmen de olsa karşılamak için belirli bir süre ve ölçüde yapılan ödenek işsizlik ödeneği olarak biliniyor.
İşsizlik ödeneği İLO kapsamında 4447 sayılı Kanunla Yasa Koyucu tarafından kurulan zorunlu bir sigorta kolu olan İşsizlik sigortası üzerinden ödeniyor.
İşsizlik sigortası primi, sigortalının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 80 ve 82 nci maddelerinde belirtilen prime esas aylık brüt kazançlarından % 1 sigortalı, % 2 işveren ve %1 Devlet payı olarak alınıyor.
Başka bir deyişle, 2943 TL (asgari ücretle) çalışan işçiden dolayı ayda 88,29 TL işsizlik primi ödeniyor.
4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre onaltı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçemiyor.
Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olanlardan, son üç yıl içinde;
- a) 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 180 gün,
- b) 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 240 gün,
- c) 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün, Süre ile işsizlik ödeneği veriliyor.
İşsizlik Sigortası Kapsamında Olanlar
- 506 sayılı sosyal sigortalar kanununun 2 nci maddesine göre bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılan sigortalılar,
- 506 sayılı kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamına girip de memur ve sözleşmeli statüde olmayanlar,
- Mütekabiliyet esasına dayalı olarak yapılan anlaşmalara göre Türkiye’de sigortalı olarak çalışan yabancılar,
- 4081 sayılı çiftçi mallarının korunması hakkındaki kanun’a göre çalıştırılan koruma bekçileri,
- Ücretli ve sürekli olarak ev hizmetlerinde çalışanlar,
kamu sektörüne ait tarım ve orman işlerinde ücretle çalışanlar, - Özel sektöre ait tarım ve orman işlerinde ücretle ve sürekli olarak çalışanlar,
- Tarım sanatlarına ait işlerde çalışanlar,
- Tarım işyerlerinde yapılan ve tarım işlerinden sayılmayan işlerde çalışanlar,
- Tarım işyeri sayılmayan işyerlerinin park, bahçe, fidanlık vb. işlerinde çalışanlar,
Yukarıda sıralanan çalışanlar dışında kalanlar kapsam dışı olup bunlar işsizlik sigortasından yararlanamıyorlar.
Görüldüğü gibi İşsizlik ödeneği hak kazanım koşulları ve süresi itibariyle genele hitap etmiyor.
Örneğin aile hekimleri işsizlik fonu kapsamında tutldukları için bu Covit döneminde karantinaya alındıklarında ücret de işsizlik ödeneği de kısa çalışma ödeneği de alamıyorlar.
Üstelik işçinin yararını gözeteceği varsayımıyla kurulan Fonda işsizlere ödenen miktarlar, aynı fondan işverenlere dağıtılan teşvik rakamları yanında çok yetersiz kalıyor.
Fonun asıl fonlayıcısı ve sahibi olması gereken ücretli kesim çalışırken bu koşulları sağlayarak işsiz kalmadıysa eğer, çalışma yaşamı boyunca ödenmiş primler fona bağış olarak kalıyor.
Öte yandan işverenler ise istihdam artırma adına fondan %2 ödeme karşılıklarını geri alabiliyor.
Örneğin 2019 yılında işsizlik ödeneği olarak 10.006.403.000 TL ödenirken işverenlere teşvikler kapsamında 16.058.120.000 TL ödenmiş bulunuyor.
2020 Ocak-Mart döneminde ödenen işsizlik ödeneği 2.640.580.000 TL iken teşvikler kapsamında işverenlere ödenen rakam ise 5.378.336.000 TL’yi bulmuş durumda.
Bu tablo bu haliyle işsizlik sigortası fonunun asıl amacının tersine, işçiden işverene doğru kaynak transferi olarak fonksiyon gösterdiğini net biçimde ortaya koyuyor.
Yani, yalnızca adı işsizlik fonu olan ve işvereni fonlayan bir ‘işveren fonu’na dönüşmüş oluyor.
Halil TEZEL
212-2750019
546-2750018