ALİ TEZEL

İYİ OLACAK HASTA İLK 24 SAAT DE BELLİ OLUR!!!!!

İYİ OLCAK HASTA ‘’ İLK 24 SAAT DE BELLİ OLUR’’!!!!!

‘’Sağlıkta devrimi !!!’’ dediklerinde herşey ne kadar güzel başlamıştı…Düşünsenize hastanelerde onca kuyruk..Onca bekleyiş sona erecek..Ve bizler vatandaş olarak mahallemizde olan okula gidemezken !!!…İstediğimiz anlaşmalı özel hastaneye gidip ‘’beyler’’ gibi muayene olacak..İlaçlarımızı alacak ve evimize dönecektik..Bunu ilk duyduğumda çoğumuz ‘’hadi canım…biz kimm..’’beyler gibi ‘’ tedavi olmak kim diye düşünsek de bir ara baktık ki, evlerimizin çevresinde bakkal, kasaptan çok özel hastane açılınca vardır bunda bir hikmet dedik….İlerleyen süreç içinde gördük ki, her özel hastane ‘’neyin var demeden’’   “Muayene katılım payı”, “reçete katılım payı” , “ilaç katılım payı” , “ilaç fark bedeli”, “bıçak parası” adı altında randevu almaktan hastaneden çıkana kadar her aşama için ‘’ önce pamuk eller cebe’ deyip para  istiyor..Önce biraz bozulduk ama,sonra ‘’ ee..onlar da haklı..biz de biraz kendimize dikkat edip hasta olmasaydık’’ dedik, buna da alıştık…

Sonra SGK primleri, katkı katılım payları ve ilave ücretlerden dolayı hastaneye gidemeyip acil servislerde uzun kuyruklar oluşturan yoksul yurttaşlar için ‘usul şartı’ getirildi.

25 Ağustos 2016’da yapılan ve 5 Eylül 2016’da yürürlüğe giren sağlık uygulama tebliği değişikliyle, “Hastanın acil haller nedeniyle sağlık hizmeti sunucusuna başvurması ve acil halin sona ermesi halinde, acil halin sona erdiğine ve müteakip işlemlerin ilave ücrete tabi olduğuna ilişkin hastaya/hasta yakınına SUT eki “Acil Halin Sona Ermesine İlişkin Bilgilendirme Formu” (EK-1/D) kullanılarak, yazılı bilginin imza karşılığı verilmesi zorunludur.” Cümlesi yürürlükten kaldırıldı. “Hastanın acil haller nedeniyle sağlık hizmeti sunucusuna başvurması halinde bu başvurusuna ilişkin taburcu edilinceye kadar sunulan tüm sağlık hizmetleri için hiç bir ilave ücret alınamaz” cümlesi tebliğ girdi.

Bu şu anlama geliyordu ;

 

Sağlık Bakanlığı’nın  “Acil Sağlık Hizmetlerinde Yeşil Alan Uygulaması” konulu genelgesine göre;

1) Her ne boyutta olursa olsun travma vakaları,

2) Acil servis başvuruları sonrası hastaneye yatışı yapılan vakalar,

3) Tıbbi müdahale uygulanan vakalar,

4) Müşahede altına alınan vakalar,

5) Başka bir sağlık hizmet sunucusuna sevk edilen ya da başka bir sağlık hizmet sunucusundan sevkli gelen vakalar,

Ayrıca;

– Gebelik testleri ve gebelikle ilgili hizmetler,

– Yeni doğan yoğun bakımı, yeni doğan bebek kuvöz bakımı,

– Kardiyovasküler cerrahi hizmetleri,

– Tüm yoğun bakım hizmetleri,

– Yanık tedavileri,

– Kanserle ilgili kemoterapi, radyoterapi, izotop tedavisi,

– Organ, doku ve hücre nakilleri,

– Diyaliz hizmetleri,.

Ve; ani gelişen hastalık, kaza, yaralanma ve benzeri durumlarda olayın meydana gelmesini takip eden ilk 24 saat içinde tıbbi müdahale gerektiren durumlar ile, ivedilikle tıbbi müdahale yapılmadığı veya başka bir sağlık kuruluşuna nakli halinde, hayatın ve/veya sağlık bütünlüğünün kaybedilme riskinin doğacağı kabul edilen durumlar nedeniyle hastaneye giriş yapmış iseniz   herhangi bir sağlık kuruluşu, SGK ile sözleşmesi olsun veya olmasın, acil nedenle kendisine gelen hastadan ne katılım payı ne de ilave ücret alamayacak demek oluyordu..

Yani tam da ‘’en azından acil durumlarda ücret ödemeyeceğiz’’ diye düşünürken Sağlık Uygulama Tebliği’nde yapılan değişikliğe göre; acile başvuru yapan hastalar, 24 saat içinde “acil hali sona ererek” ya ilgili kliniğe yatırılacak ya da başka bir hastaneye sevk edilecek. İlk 24 saat tamamlandığı anda hastalardan ilave ücret alınacak. Böylelikle parası olmayan yurttaşlar, devlet hastanesine sevkini isteyecek. Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle birlikte özel hastanelerin ayakta yapılan tedaviler için hastadan aldıkları “ilave ücretleri gösterir belge verme” zorunluluğu da kaldırıldı. Bu durumda kendilerinden fazla ücret alınan hastaların bu ücreti kanıtlama olanağı da kalmamış oldu..

 

 

MADDE 4 – Aynı Tebliğin 1.9.1 numaralı maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır.

a) Altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(6) Hastanın acil servislerde 24 saat içinde stabilizasyonu esastır. Hastanın acil servise başvurusundan itibaren 24 saat içinde stabilize edilerek ilgili kliniğe yatışı ya da başka bir sağlık hizmeti sunucusunun yataklı kliniğine sevk edilmesiyle acil hal sona erer. Acil servislerden kabul edilerek doğrudan uygulanan acil girişimsel işlemler ile 24 saat içinde acil gözlem ünitelerinde uygulanan tüm sağlık hizmetleri için ilave ücret alınamaz. Hastadan ilave ücret alınabilmesi için hastaya/hasta yakınına acil halin sona erdiğine ve müteakip işlemlerin ilave ücrete tabi olduğuna ilişkin “Acil Halin Sona Ermesine İlişkin Bilgilendirme Formu” (EK-1/D) kullanılarak, yazılı bilginin imza karşılığı verilmesi zorunludur.”

Yani bu da şu demek oluyor ki, acil haller nedeniyle bile olsa gittiğiniz sağlık kuruluşu önce sizden ‘’ bak hastana 24 saat ücretsiz bakarım, ama 24 saat sonunda ne yaparsam  onun ücretini ödeyeceği bana yazılı belge ile taahhüt et , sonra bozuşmayalım ‘’ diyerek, sizden önce yazılı kağıt alacak, sonra da ücretsiz 24 saatiniz başlamış olacak..Eğer şansınız yaver gider, gittiğiniz sağlık biriminde  o ilk 24 saat içinde acil müdahale edilmesi gereken tedaviniz imkan dahilindeyse yani ameliyathane, doktor, tetkik için yeterli donanıma sahip ise ve yetiştirebilirlerse bu durumda korkmanıza gerek yok…Paranız olmasa da olur..Ama yetişmeyecek gibi ise…Ve Paranız yoksa bu durumda  kapı kapı dolaşıp sizi kabul edecek bir devlet hastanesi aramak zorunda kalabilirsiniz..Ya da size uzatılan kağıdı imzalayıp, ‘’hele bir iyleşeyim,  en kötü hastaneyi paspaslar borcumu öderim ‘’ diyebilirsiniz..

İşte gördüğünüz gibi doktor açısından hastalığı tedavi edebilmek için  ‘’ hastalığın tanısı ‘’ ne kadar önemli ise  sizin için de ‘’ hastanedeki ilk 24 saat ‘’tedavinizin devamı için bir o kadar önemli…

Yani demem o ki  ‘’herşey o ilk 24 saatinize ‘’ bağlı….Hiç hasta olmayacağınız… Sağlıklı günlere……

 

Exit mobile version