Kıdem Tazminatı Fesihten Sonra İstenirse?

13 Eylül 2019

Bilindiği gibi 1475 sayılı mülga İş Kanununun 14 üncü maddesinde anılan hal ve şartlarda Kıdem Tazminatı doğuyor. Bunlar,

Aynı işverene bağlı çalışma süresinin en az 1 yıl olması ve iş sözleşmesinin;

  •  İşveren tarafından iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırılık nedenleri dışındaki nedenlerle,
  • İşçi tarafından sağlık, iyi niyet ve ahlak kuralarına aykırılık veya işyerinde işin durması benzeri nedenlerle,
  • Askerlik görevi nedeni ile,
  • Emeklilik hakkının elde edilmesi veya bu kapsamda gereken sigortalılık süresi ve prim gününün doldurulması nedeni ile,
  • Kadın işçinin evlenmesi nedeni ile,
  • İşçinin ölümü nedeni ile feshi halinde çalışma süresinin gerektirdiği kıdem tazminatı ödenmektedir.

15 Yıl 3600 Gün Kimler İçin?

 Kıdem tazminatı alarak işten ayrılma hallerinden en çok tercih edileni hiç kuşkusuz 15 yıl ve 3600 günü sağlanarak yapılan fesihler oluyor. Hemen belirtmek gerekir ki bu imkan yalnızca 08.09.1999 tarihinden önce ilk defa sosyal güvenlik sistemine girenlere tanınıyor.

SGK’dan yaştan emeklilik için gerekli en asgari şartlar olan 15 yıl sigortalılık süresi ve 3 bin 600 gün koşullarını sağlayıp sadece yaş şartının dolmasını bekleyen işçilerin bu durumlarını SGK’dan belgeleyip işten ayrılma dilekçesine eklemesi ve bunu da işverene doğrudan veya noter aracılığıyla vermek suretiyle tazminatı hak etmiş biçimde feshi gerçekleşebiliyor.

 Dahası bu fesih şeklinde ihbar süresini tanıma zorunluluğu bulunmaması işçi için önemli bir avantaj anlamına geliyor.

 Fesih Sonrasında Tazminat İstemine Yargı Ne Diyor?

Sigortalılığa 08.09.1999 tarihinden önce başlayanlarca kullanılabilen bu hakkın ilke olarak fesih aşamasında dile getirilmesi gerekiyor . Çünkü feshin kim tarafından ve neye istinaden yapıldığı feshin haklı veya haksız geçerli veya geçersiz olduğunu belirlediği gibi sonuçları itibariyle tazminatın hak edilip edilmediği ortaya çıkıyor.

Bununla birlikte fesih tarihinde SGK’dan emeklilik için asgari sigortalılık süresi olan 15 yılı ve asgari gün sayısı olan 3 bin 600 günü doldurduğuna ilişkin gerekli yazıyı almamış olanlar için durum olumsuz değil. Her ne kadar 15 yıl 3600 gün ya da yaşı bekleme gerekçesiyle fesih olmamışsa da Yüksek Yargı’nın güncel içtihatları gereğince dava açan işçinin, akdi feshettiği tarihte yaş dışındaki diğer emeklilik şartlarını sağlamış olduğu ve bu tarih itibarıyla kıdem tazminatına hak kazanılmış olduğuna karar vermiş bulunuyor.

Yargıtay işçinin bu yönde iradesini fesih esnasında açıklamamış olması ve SGK’dan aldığı belgeyi fesihten daha sonra ibraz etmiş olmasının kıdem tazminatına hak kazanma durumunu ortadan kaldırmadığını vurguluyor.

Yine Yüksek Mahkeme kıdem tazminatının emeklilik sebebiyle yapılan fesihlerde işçiye ödenmesi gereken yasal bir hak olarak işçiye verildiğinin altını çizerken yasada işyerinden bu şekilde ayrılan işçinin başka yerde çalışmama koşulu öngörülmediğinden yasal hakkın kullanılmasının hakkın suiistimal edilmesi olarak değerlendirilemeyeceğine de hükmetmiş oluyor.