ALİ TEZEL

MEMUR İKRAMİYELERİ KIDEM TAZMİNATI GİBİ NEDEN MEMUR MAAŞININ BRÜTÜNDEN ÖDENEMESİN

Giriş notu: Yazımızından sonra Ali Tezel' in tarafımıza emekli ikramiyesinin brütten hesaplandığına dair uyarısı bulunmaktadır. Yazımız kaleme alınmadan önce aynı uyarı emekli sandığı ilgililerince de yapılmıştır. Ancak yazımızda kıdem tazminatı gibi brütten hesaplama şeklindeki görüşümüz tamamen ikramiyenin brütten hesaplanmasının dışındaki bir husustur. Burada kastedilen husus memurun çalışırken kurumundan aldığı maaşın brütünden hesaplama yapılmasıdır. Yoksa Emekli Aylığından değil;

  

GÖREVİ                             KURUMUNDAN ALDIĞI         EMEKLİ İKRAMİYESİ      KURUMUNUN BRÜT MAAŞI

                                           SON NET MAAŞ  

Adliye Yazı İşl Müd.               2.700 (yılı 2011)            1.260 TL her yıl için (38.000TL/30 yıl için)      3.500TL

Şube Müdürü (Karayolları)      3.300 (yılı 2013)          1.500 TL her yıl için (45.000TL/30 yıl için)      4.500TL. 

 Bizim önerimiz    hayata geçmiş olsa bu defa 38.000TL. yerine    3.500 X30= 105.000TL.,

                                                                  45.000TL. yerine   4.500X 30 = 135.000TL                                                  

 

                         Olmakla emeklilik ikramiyesinin, emeklilik aylık,ikramiye hesapları üzerinden değil çalıştıkları kurumlarında aldıkları görevine göre 18 kalemi bulan, hatta servisle taşımalarda, taşıma bedellerininde eklenebileceğison brüt maaşlardan hesaplanmasına görüşüdür.

 

  Yıllar yıllar önce en az alan aylık alan memur olsa bile, memuriyete girmek arzu edilen bir işti.

  Sonra Kamu işçilerine kamuda çalışan mühendislerin bile alamadıkları ücretler Toplu Sözleşmeler ile ödendi. Bu grup özelleştirme uygulamaları ile nerede ise % 15’lere geriledi. Özellikle KİT’lerde üretim, maliyet- karlılık sorununun temel kaynağı olarak görüldü.

   Hizmet sınıflarına göre memur aylıkları iyileştirilse dahi zaman içerisinde aylık tutarları bakımından eski itibarlı günler geride kalmış oldu.

   5510 sayılı yasa kapsayıcı bir şekilde memurları da içine almışken  iptal davasının davacıları ve Anayasa Mahkemesi memurları özel statüde kabul etti, hakları korunmalı dedi ama bu kabulün büyük ölçüde yanlış olduğu zaman içerisinde görülmeye başlanacak.

    Bunun ilk etkilerinden biri SSK 4a emekli aylıklarının daha yüksek oluşunda görülecek.

    Tüm kazancından prim yatırılan işçiler zaman içerisinde çalışırken aldıkları maaşlara denk belki fazlası emekli aylığı almaya devam edecekler.

    Bu farkındalığın bir başka noktası elbette 30 yılı aşan emekli ikramiyelerinin memurlara ödenmesine imkan veren Anayasa Mahkemesinin kararı oldu. Bu kararın gerekçesi işçilere ödenen kıdem tazminatında yıl sınırının bulunmamasının eşitlik ilkesine aykırı olması hususu temel gerekçe teşkil etti(Anayasa Mah. E.2013/111,K.2014/195 ve 25.12.2015 tarihli 07.01.2015 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kararı)

    Memur işçi arasındaki eşitliğe aykırı bir farka daha işaret ederek esas konumuza dönelim.

    İşçilerin genel olarak fazla mesai ücretleri ücretlerinin % 50 fazlasıdır. Fazla mesai ödemesine esas ücret ücretin saatlik ücretinin 1,5 katı olarak uygulanmış olmaktadır. Ancak yıllardır Bütçe Kanunları ve diğer düzenlemeler ile işçinin fazla mesai ücretinin onda biri bile denmeyecek tutarda fazla mesai ücreti ödenmektedir. Bu yıl olmasa bile gelecek yıllarda işlem iptal davaları ve idari işlemler ile değiştirilebilir.

    Bu yazımızın asıl  konusu ise kıdem nasıl brütten ödeniyor ise ikramiyenin de emekli aylığı hesabı ile değil memurun son aldığı brüt aylıkla hesap edilmemesinin eşitlik ve anayasamıza aykırılığıdır.

    Kıdem tazminatı işçinin işyerinde aldığı tüm hakların brütlerinden oluşur. Örneğin SGK primi kesilmeyen ödemeler (ayni yardımlar), bir kısmından prim kesilenler (yemek gibi) tamamının brüt tutarları esas alınır. Örneğin aylık net ücreti 1.500 TL olan bir işçinin brüt aylığı 2.150 civarındadır. Kıdem tazminatının netleştirilmesinde ise sadece damga vergisi uygulaması yapılmaktadır.  Yukarıda belirttiğimiz gibi gerçek kazançtan yatması halinde bir işçinin emekli aylığı aldığı ücretten az olmayacaktır, yeter ki hizmet süresi 20 yıl ve yukarısında olsun.

    Emekli ikramiyesi ise 5434 sayılı yasanın 89.maddesinde düzenlenmiştir. Emekli aylığı esas alınarak hesaplanır.

     Hepimizin bildiği şudur ki, memurların yüksek düzeyde görev yapanlar hariç (makam,görev tazminatı alanlar) nerede ise % 85’inin çalışırken aldıkları aylık ile emekli aylığı arasında fark vardır ve aldıkları aylıklar nerede ise % çalışırken aldıklarının % 60 ına yakındır.

     Her ne kadar emekli ikramiyesini Emekli Sandığı (SGK) ödese dahi, kendi parasını ödememektedir. Ödenen para çalışılan kurumun parasıdır. Nitekim md.89 fıkra 8 uyarınca emekliye onay veren kurumca 2 ay içinde SGK’ya ödenecektir. Yani para çalışılan kurum namına ödenmektedir. Olayın Emekli Sandığı ile bağı sadece emeklilik zamanında ödenmesidir. Yoksa para Emekli Sandığının parası değildir.

     O halde işçi nasıl net ücreti 1.500 TL iken 2.150 TL. kıdem tazminatını her yıl için alabiliyorsa, Memurda net maaşının brütü, yani gelir vergisi, damga vergisi ve emekli kesenekleri kesilmeden önceki tutarları brüt olarak isteme hakkına eşitlik ilkesi uyarınca  sahip olmalıdır. Bunun yolu elbetteki kuralın Anayasa Yargısınca iptalinden veya yasa değişikliğinden geçmektedir.

     Sorun yalındır, çözüm ise eşitlik kuralından hareket edilecekse kıdem tazminatının kurallarının eşitliğe esas alınmasıdır.

     Ancak kamu kurumlarında nasıl prime esas kazanç sınırında alt sınır yoksa, emekli ikramiyesinde de kıdem tazminatı tavanı uygulanmaması olmalıdır.  

     İsteğimiz ilgililerin binlerce dava açması değildir. Zira her davanın kaybında karşı yana verilecek vekalet ücretleri, boşa giden masraflar söz konusudur. Zaten ikramiye ile ilgili dava açacakların bu hususuda dile getirmeleri, bu yönde kuruma dava öncesi başvuru yapmaları ve sonuç alabilecek bilgi ve takip deneyimli kişilere fikrimizin sunulmasından ibarettir.

 

Exit mobile version