Memurların Emekli İkramiyesine İlişkin Değerlendirmeler

17 Nisan 2019

İş Kanuna tabi olan işçilerin kıdem tazminatı hakkına benzer şekilde, memurlara ve Emekli sandığı iştirakçisi olanlara kamuda geçen çalışmalarına karşılık İkramiye veriliyor. İlk bakışta benzer görünseler de Kıdem Tazminatı ve İkramiye bir çok yönüyle farklılıklar arz ediyor. Öncelikle belirtmek durumundayız ki ikramiye kıdem tazminatından farklı olarak yalnızca emekliliğe hak kazanıldığında ödeniyor. Bilindiği gibi memurların ikramiye hakkının yasal dayanağı 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunun 89. maddesidir.

2011 yılından önce yürürlükteki düzenlemelere göre memurların kendi isteği ile kamu görevinden ayrılmaları, yani istifa etmeleri, onların emekliliğine veya ikramiye haklarına bir engel oluşturmuyor, istifa ettikten sonra SSK lı veya Bağ-Kurlu olarak çalışmak ikramiye haklarına ket vuruyordu.

Bu uygulama nihayet 2011 yılında Anayasa Mahkemesince iptal ediliyor ve ikramiye konusuna son halini veren 6270 sayılı Kanun ile birlikte 26.01.2012 tarihinden itibaren Emekli Sandığı iştirakçiliğinden ayrılanlara yönelik uygulama netleşiyor. Düzenleme ikramiye hakkının iktisabı için bazı ölçütler belirleyerek bunları emsali bir işçinin Kıdem tazminatı alarak ayrılmasındaki koşullara endeksleyerek yargı kararıyla ikramiye hakkına alan açılmış oluyor. Bu kanun Anayasa Mahkemesi denetiminden de geçiyor ve onay alıyor.

Başka bir deyişle, memuriyetten istifa etmelerine karşın ikramiye hakkına kavuşabilmelerinin öngörüldüğü bu düzenlemeyle, kıdem tazminatı iktisap şartlarıyla aynılaştırılarak,

  • İstifanın 8.9.1999 tarihinden sonra gerçekleşmiş olması,
  • İstifayla ayrıldığı tarih itibariyle 15 yıl sigortalılık süresinin olması,
  • En az 3600 gün prim ödenmiş olması,

halinde ikramiye alabilmeleri mümkün olabiliyor.

Kamudan Çıkarılanlar Yönünden İkramiye ve Hizmet Birleştirme

Özellikle, kendi isteği ve iradesi dışında memuriyetten çıkartılanların ikramiye hakları ise hizmet birleştirme durumunu sorgulama sonucunda ortaya çıkmakta veya çıkmamaktadır.

Örnek verecek olursak, emekliliğe esas bütün hizmetlerini TC. Emekli Sandığı kapsamında tamamlayıp başkaca sigortalılık veya hizmetleri olmayanlar kamu görevinden çıkarılsalar da ikramiye alabiliyorlar.

Yine, 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi, hizmet birleştirme yapmaksızın emekliliğe hak kazanmış bu kişilere kamuda geçen her tam fiili hizmet yılı için bir aylığın emekli ikramiyesi olarak ödeneceğini öngörmüş bulunuyor.

Öte yandan, kendi isteği ve iradesi dışında memuriyetine son verilenlerden, şayet emekliliğe esas hizmet sürelerini hizmet birleştirmek suretiyle diğer sigorta, banka/borsa sandığı ve hizmetlerle tamamlayanlar Emekli Sandığından emekli olsalar bile bu kişilerin ikramiye taleplerini Kurum kabul etmiyor. Dahası, bu kişilerin memuriyette geçen süreleri emekliliğine yetiyor olsa da 1 gün SSK veya Bağkur hizmetinin bulunması ikramiye hakkını almalarını engellemiş oluyor.

Kurum Uygulaması ve Yargı Kararları

Her ne kadar SGK, yasaya ve yüksek mahkeme kararlarına aykırı şekilde bu talepleri reddetse de “Kamudan ihraç edilenlerin eğer memuriyet süreleri emekliliğine yetiyorsa hizmetlerinin bir kısmının SSK veya Bağ-kur olması ikramiyelerinin önünde yasal bir engel oluşturmayacaktır” denilebilir. Bu bakımdan buna benzer durumlarda dava yoluyla ikramiyelerin alınabileceğini önemle öneriyoruz. Kurumun ret cevabını izleyen 60 gün içinde İdari Yargıya müracaat etmelerini tavsiye ediyoruz.

Nitekim İdari Yargının son temyiz mercii Danıştay ikramiye hakkıyla ilgili olarak olumlu yönde karar vermiş, emeklilik tarihi ve memuriyetten istifa tarihine vurgu yapmış ve nihayet Emekli Sandığı süresi emekliliğine yeterli olmakla beraber hizmet birleştirme nedeniyle ikramiye istemi reddedilen başvurucu hakkındaki idari işlemin hukuka aykırı olduğuna hükmetmiştir.

Kuşkusuz Yüksek Mahkemenin içtihatları bundan sonraki ikramiye talepli davalarda da aydınlatıcı bir rol icra etmeye devam edecektir.