Meslek Hastalığını Önlemede İşverenin Yükümlülüğü Neler? Meslek Hastalığa Yakalananların Hukuki Başvuru Yolları?

13 Şubat 2015

Meslek Hastalığını Önlemede İşverenin Yükümlülüğü Neler? Meslek Hastalığa Yakalananların Hukuki Başvuru Yolları?

Bir önce ki yazımızda Meslek hastalığının ne olduğunu, nasıl tespit edildiğini ve sağlanan şartları belirtmiştik. Bu yazımızda ise İşverene düşen yükümlülükleri ve Hukuki yolları dilimizin döndüğü kadarıyla yazacağız.

5510 Sayılı Kanununda 21. Maddesinde İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu belirtilmiştir.

MADDE 21- İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya d8hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.

İş kazasının, 13 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilir.

            Çalışma mevzuatında sağlık raporu alınması gerektiği belirtilen işlerde, böyle bir rapora dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılan sigortalının, bu işe girmeden önce var olduğu tespit edilen veya bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı nedeniyle, Kurumca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği işverene ödettirilir.

            İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.

            İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücû edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücû edilmez.

Meslek Hastalığını Önleme İşverenin Sorumluluğu;

• İşe giriş ve gerekli ise "Ağır ve Tehlikeli İşler Raporu" için gerekli muayeneler yapılmadan işçi

   çalıştırılmamalıdır.

• İşyerinde ortam risklerinin değerlendirilerek, gerekli tedbirlerin alınmasından sorumludur.

• İşyeri ortamında gerekli hijyen koşulları sağlanmalıdır

• İşçilerin yapılacak iş ve ortam risklerinden korunmak için eğitimini sağlamalıdır.

• İşçilere düzenli kişisel koruyucu donanımların temini ve kullanılmasının sağlanmasından   

   sorumludur.

• Periyodik muayeneler zamanında yaptırılmalıdır.

• İşyeri Hekimi, Sigorta Müfettişi, İSGÜM ve Meslek Hastalıkları Hastaneleri görevlilerinin uyarı ve tavsiyeleri yerine getirilmelidir.

• İstirahat ve işyeri değişikliği kararları derhal uygulanmalıdır.

• İşyeri ortamında temiz hava sirkülâsyonu sağlanmalıdır.

• İşlem sırasında ortaya çıkan zararlılar uygun yollarla uzaklaştırılmalıdır.

Meslek Hastalığına Yakalananların Hukuki Başvuru Yolları;

1. HUKUKSAL (İŞ MAHKEMELERİ) BAŞVURU

  a. Maddi- manevi tazminat: Meslek hastalığına yakalanan işçi, işvereni aleyhine iş mahkemelerinde maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Davanın dayanağı, meslek hastalığı hastanesinden alınmış meslek hastalığı raporudur. Rapordan sonra işçinin meslekte kazanma kaybı oranı yüzde üzerinden yine ilgili hastane tarafından belirlenir.

Yargılama sürecinde işçinin çalıştığı işyerine hâkim ve bilirkişi tarafından keşfe gidilir. Keşif yapılmasındaki amaç işverenin iş sağlığı ve işçi güvenliği açısından kanunlara uyup uymadığının, gerekli tedbirleri alıp almadığının saptanmasıdır. Bunun sonucunda bilirkişi işverenin kusurlu olup olmadığını ve kusur oranını belirler. Yukarıda daha önce belirttiğimiz, meslekte kazanma kaybı oranına göre (yani iş göremezlik oranı) ve işverenin de kusuruna göre bilirkişice bir hesap yapılır ve işçinin alacağı maddi tazminat miktarı belirlenir. Ayrıca davalı işyeri, işçisini sigortalı olarak çalıştırmışsa Sosyal Güvenlik Kurumu işçiye maluliyet maaşı bağlar.

Manevi tazminat ise işçinin bu hastalık nedeniyle çektiği ızdırabın, acının karşılığı olarak anılır ve buna karşılık gelen ödeme miktarını hâkim kendi vicdani kanaatine göre belirler. İşçi mahkemede davasını ispat için her türlü delili kullanabilir. Tanık da bunlardan biridir. Tazminat davasının açılacağı yer mahkemesi, işçinin işi gördüğü yerdeki iş mahkemesidir. Örneğin; Güngören'de çalışmış bir işçi Bakırköy İş Mahkemelerinde davasını açabilir. Maddi ve tazminat talepli dava meslek hastalığı rapor tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımına tabiidir.

  b. Hizmet Tespiti Davası: İşçi meslek hastalığına yakalandığı işyerinde sigortasız – kayıt dışı çalıştırılmışsa başvurabileceği bir diğer hukuk mekanizması yine iş mahkemelerinde açacağı hizmet tespiti davasıdır. Burada davalı olarak hem işveren hem de Sosyal Güvenlik Kurumu gösterilir. Davanın amacı işçinin davalı işyerinde çalıştığının ancak sigortasının yaptırılmadığının ispatıdır. Davanın açıldığı tarihten geriye doğru beş yıllık dönem hüküm altına alınabilir. Dava sonunda davacının o dönemde sigortalı olmasına karar verilir. Ve toplam primler işvence ödenir. İşçinin meslek hastalığı nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu imkânlarından yararlanması için sigortasız çalıştırıldığının mahkemece tespit edilmesi gerekir. Davada en önemli ispat vasıtası tanık beyanlarıdır. Davacıyla aynı dönemde çalışmış bordrolu (yani sigortalı) tanıklar dinlenir. Şayet işyerinde bu özelliklere sahip tanık bulunamazsa komşu işyerlerinde davacıyla aynı dönemde çalışmış tanık beyanlarına da itibar edilir.

2. CEZAİ BAŞVURULAR

      Davacı işçi, işvereni ve çalıştığı işyerinin bağlı bulunduğu ilçe belediyesine ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerine karşı suç duyurusunda bulunabilir. Suç duyurusunun konusu işveren açısından Türk Ceza Kanunu 83. maddesidir. Burada işveren kanunun ve sözleşmenin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmeyerek, gerekli tedbirleri almayarak ölüme sebebiyet vermekten yargılanır. İşçi ölmüşse mirasçıları (eşi, çocukları, anne, babası) başvurabilir. Yine ölüm olayı meydana gelmemiş olsa dahi hastalığın oluşmasından sorumlu oldukları için kasten yaralamadan dava açılabilir.

3. İDARİ BAŞVURU VE İDARİ DAVA

      İşçi Sosyal Güvenlik Kurumuna ve yerel yönetime karşı idare mahkemesinde tam yargı davası açabilir. Burada davanın esası devletin işveren üzerinde denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmemesidir. İşverenin iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyup uymadığının denetimi devletin kamu hizmetinin bir parçasıdır. Devlet (Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve iş yerinin bağlı bulunduğu belediye ) iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uygunluk açısından işvereni denetlemezse hizmet kusuru gerçekleşir. Buna bağlı olarak devlet işçinin meslek hastalığına yakalanmasında veya iş kazasına maruziyetinde tazminat ödeme yükümlülüğü altına girer.