ALİ TEZEL

NAFAKA ÖDEYEN KOCALAR İÇİN SOSYAL GÜVENLİK KURUMU MU DENMİŞTİ.

Güncelliği kayboldu biliyorum. Ama ne zaman nafaka ödeyen kocanın yükümlülüğü ile SGK arasında bir ilişki kurulsa benim tüylerim diken diken olur. Zaman zaman da konuyu olması gereken yasal değişiklikler yönünden dile getiririm. Çok basit mesela SGK boşanıp babasından veya ilk eşinden aylık alan kadınlara yaptığı ödeme kadar ve boşandığı kocalar için mahkemece takdir edilecek nafaka tutarını geçmemek üzere alacak hakkına sahip olmalıdır. Bu yapılsın ben inanıyorum ki anlaşmalı boşanmalar ve hatta normal boşanmalar bile çok ama çok azalacaktır. Mali güce olan eş diyor ki ben ikibin lira ile ev geçindiriyorum. SSK lı Kayınpeder öldü hanımı boşayayım nasılsa boşandığım eşime ayrı yaşasak SGK 1.300 veriyor nasılsa kendini ve çocukları geçindirir anlayışı/bakış açısı boşanmalara giden yolda mali destek olmakta teşvik etmektedir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı özellikle genç yaşta boşanan uzun süre nafaka ödeyen eşler için diyor ki, Kocalar Sosyal Güvenlik Kurumu’mu uzun süre nafaka ödemesinler şeklindeki beyanlar 2 hafta önce gündemi çokça meşgul eden açıklamalar olarak yer almıştı.

Nafaka ödememenin tabi ki bir çok yolu var;

Sıralarsak;

1-Kusurlu olmayan eş nafaka ödemez, trafikte dahi birini öldürüp yarayan kişiler verdikleri zarardan hem sorumlu hem ceza takibine muhatap  olur, kusurlu olan verdiği zararı öder. Koca kusursuz ise nafaka ödemeyeceğine göre, nafakayı kaldırmak kusurlu eşleri ödüllendirmek olur. Hiçbir hukuk sistemi kusuru ödüllendirmez.

2-Her eş, her birey çalışarak geçimini sağlama imkanına sahip olduğunda zaten nafaka diye bir istemin konusu dahi olmaz. Nafaka alanı istihdam edemeyen devlet, nafaka alanları istihdam edebilir, onları fonlayabilir. Özellikle evde bakım, yoksula yardım gibi işlevleri yerine getiren ilgili bakanlık bu işi de yasal çerçeveye kavuşturarak, üstüne alınarak çözebilir. Ancak bu çözüm tarzı boşanmaya teşvik edici olduğundan boşanma davaları sayısında bu güne göre 3-5 kat artış olur.

3-En güzel nafaka ödememe yolu başlanan evlilik birliğini sevgi,huzur,mutluluk,fikri ve mali büyüme ile  sürdürmek çocukları güven içinde büyütmek büyütemediğimiz tek çocuklar yerine üçer beşer büyütmektir.

ŞİMDİ BAKANLIĞA SORALIM NAFAKA ÖDEMEYENLER HAKKINDA YETERİNCE İŞLEM YAPIYORSMUSUNUZ

SOSYAL HİZMETLER KANUNU (1)(2)

 

 

          Kanun Numarası                    : 2828

             Kabul Tarihi                            : 24/5/1983

            

Dava açma hakkı:

          Madde 30 – Kurum, kendisine yardımda bulunduğu kişiler için Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre nafaka ile yükümlü bulunanlar hakkında dava açmak hakkına sahiptir.

 

        İlgili düzenleme uyarınca Sosyal Hizmet veren kurum ve kuruluşlar baktığı/yardım ettiği kişiye bakması/yardım etmesi gereken kişilere nafaka davası açma hakkına sahiptir.

       Bu kişiler;

       1-Çocuğuna bakmayan anne ve baba,

       2-Anna ve babasına bakmayan çocuklar,

       3-Fakir kardeşe bakmayan zengin kardeş olarak

        Sıralanabileceği gibi, Medeni Kanunda yer alan tedbir ve yoksulluk nafaka hükümlerine uymayan eş olarak düşünülebilir.

       Peki yılların bu hükmü varken ve ilgili Bakanlık Nafaka ödemeyenlere kaç dava açmıştır. Yoksa bütün yardımlar devletin kesesi Bakanlığın bütçesinden mi çıkmaktadır. Acaba  hiçbir sebep olmasa dahi herkes yakınına baksın diye bu davaları özendirici/caydırıcı olarak açmak gerekmez mi ?

        Yoksa nafaka davası açma yükümlülüğünü ihlal ederek, kendi görevini unutup, uzun süre nafaka ödeyen kocalar Sosyal Güvenlik Kurumumu demek gerekiyor. Her şeyden önce bu açıklamayı ben sosyal güvenlik adına yadırgadım ve şunu merak etmeden duramadım.

       2828 md.30 gereği ;

       Kaç kişiye yardım edilmektedir, kaçı için nafaka davası açılabilir, bu güne kadar özellikle son 10 yılda kaç dava açıldı, sizce de merak etmeye değer mi?

       Yoksa sistem onlarca yıldır ihmalle hayırsız adam ve kadınları korur/teşvik eder hale mi getirildi. Örneğin terkedilmiş bir bebek için ve diğerleri için  Anne-baba-çocuk,eş ahı almasınlar, ahları azalsın diye devlet onların yükümlülüklerini karşılıksız mı üstlendi.

Exit mobile version