ÖLÜM AYLIĞI 900 GÜN -ASKERLİK BORÇLANMASI İLE TAMAMLANAMAZ-BORÇLANMA VARSA 1.800 GÜN ARANIR

15 Aralık 2014

5510 sayılı kanun döneminde ölüm aylığı için asgari 5 yıl ve 900 gün aranmaktadır. Borçlanma halinde günlerin 1.800 güne tamamlanması gerekmektedir.

2003 yılında rastlayabildiğimiz 3 dosyada Yargıtay 21. HD si askerlik borçlanması ile 900 günün tamamlanabileceğine dair kararlar vermiş ancak sonradan bu görüşünden vazgeçmiş idi.

Olenlerin hak sahipleri aleyhine gelişen bu içtihatlara Yargutay 10. HD nin durumu tespit eden yeni görüşü eklenmiştir.

Böyle Yargıtay'da bu işe bakan her iki daireninde görüşü askerlik borçlanması ile 900 gün tamamlanamayacağı yönündedir.

Ölenlerin hak sahiplerine, bildirimsiz sigortalar nedeni ike tespit davası açma dışında pek bir yıl kalmamaktadır.

Önemle belirtmek gerekirki bu kural 1.10.2008 öncesi ölenler için geçerli değildir.

2 ayrı içtihada ilişkin metinler şöyledir. (kazanci.com adresinden alınmıştır)

T.C.

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/12236

K. 2014/19371

T. 13.10.2014

• ÖLÜM AYLIĞI TAHSİSİ ( Sigortalının Hizmet Sözleşmesine Dayalı Prim Gün Sayısı 900 Gün Olmadığı Gibi Askerlik Süresinin Borçlanılması Durumunda da 1800 Prim Gününün Bulunmadığı – 5510 S. Kanunun 32'nci Md. Göre Ölüm Aylığı Şartlarının Gerçekleşmediği/Mahkemece Sigortalının Başkaca Sigortalılık Sürelerinin Varlığı Davacıdan Sorularak Gerektiğinde Kurumdan Araştırılarak Sonuca Gidileceği )

• SİGORTALININ YAŞAMINI YİTİRDİĞİ TARİH ( Ölüm Aylığı Tahsisi – Sosyal Güvenlik Hukuku İlkelerine Göre Sigortalının Yaşamını Yitirdiği Tarihte Yürürlükte Bulunan Yasal Düzenlemenin Uygulanacağı/2012 Yılında Yaşamını Yitiren Sigortalı İçin 5510 S. Kanun Hükümlerinin Uygulanacağı )

• SİGORTALILIK SÜRESİ ( Ölüm Aylığı Tahsisi – Sigortalının Hizmet Sözleşmesine Dayalı Prim Gün Sayısı 900 Gün Olmadığı Gibi Askerlik Süresinin Borçlanılması Durumunda da 1800 Prim Gününün Bulunmadığı/Ölüm Aylığı Şartları Gerçekleşmediğinden Mahkemece Sigortalının Başkaca Sigortalılık Sürelerinin Varlığının Davacıdan Sorulacağı Gerektiğinde Kurumdan Araştırılacağı )

506/m.66

5510/m.32

ÖZET : Dava, ölüm aylığı tahsisi istemine ilişkindir. Sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan yasal düzenlemenin uygulanması zorunludur. 2012 tarihinde yaşamını yitiren sigortalı için 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmekte olup, sigortalının borçlanılan süreler gözetilmeksizin hizmet sözleşmesine dayalı prim gün sayısı 900 gün olmadığı gibi, askerlik süresinin borçlanılması durumunda da 1800 prim gün sayısı şartı bulunmadığından, 5510 sayılı Kanunun32'nci maddesine göre davacı yönünden ölüm aylığı tahsisi şartlarının gerçekleştiğinden bahsedilemez. Hal böyle olunca, sigortalının başkaca sigortalılık sürelerinin varlığı davacıdan sorularak, gerektiğinde Kurumdan araştırılarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekiren, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, hüküm kurulması, yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

DAVA : Dava, davacının ölüm aylığı tahsisi istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor ile dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : 506 sayılı Kanunun “Ölüm sigortasından aylık bağlama şartları” başlığını taşıyan 66'ncı maddesinde 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinde en az 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda ölen sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanacağı öngörülmüş iken, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren “Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları” başlıklı 32'nci maddesinde ölüm aylığının, en az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının ( a ) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağının hüküm altına alınmış olması karşısında, hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan yasal düzenlemenin uygulanması zorunludur.

Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, 27.12.2012 tarihinde yaşamını yitiren sigortalı için 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmekte olup, sigortalının borçlanılan süreler gözetilmeksizin hizmet sözleşmesine dayalı prim gün sayısı 900 gün olmadığı gibi, askerlik süresinin borçlanılması durumunda da 1800 prim gün sayısı şartı bulunmadığından, 5510 sayılı Kanunun 32'nci maddesine göre davacı yönünden ölüm aylığı tahsisi şartlarının gerçekleştiğinden bahsedilemez. Hal böyle olunca, sigortalının başkaca sigortalılık sürelerinin varlığı davacıdan sorularak, gerektiğinde Kurumdan araştırılarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/5293

K. 2014/6999

T. 27.3.2014

• ÖLÜM AYLIĞINA HAK KAZANDIĞININ TESPİTİ ( Davacının 5 Yıl Sigortalılığı Bulunan Ama 1800 Prim Günü Bulunmayan ve Vefat Eden Sigortalının Taleple Askerlik Borçlanmasını Ödeyerek 600 Günlük Süre Kazandığı – Kazanılan Sürenin 5510 S. Kanunun 32/2-A Md. Öngörülen 900 Günün Hesabında Dikkate Alınmayacağı ve Ölüm Aylığı Şartlarının Buna Göre Belirleneceği )

• VEFAT EDEN SİGORTALININ ASKERLİK BORÇLANMASININ ÖDENMESİ ( Ölüm Aylığına Hak Kazandığının Tespiti İstemi – 5 Yıl Sigortalılık Şartı Var İse de 1800 Prim Günü Bulunmayan ve Vefat Eden Sigortalının Hak Sahibi Davacının Taleple Bulunarak Ödemiş Olduğu Askerlik Borçlanması İle Kazanılan 600 Günlük Sürenin 5510 S. Kanunun 32/2-A Md. Öngörülen 900 Günün Hesabında Dikkate Alınmayacağı )

• ASKERLİK BORÇLANMASI ( Ölüm Aylığına Hak Kazandığının Tespiti – Davacının 5 Yıl Sigortalılığı Bulunan Ama 1800 Prim Günü Bulunmayan ve Vefat Eden Sigortalının Taleple Askerlik Borçlanmasını Ödeyerek 600 Günlük Süre Kazandığı/Kazanılan Sürenin 5510 S. Kanunun 32/2-A Md. Öngörülen 900 Günün Hesabında Dikkate Alınmayacağının Gözetileceği )

• HİZMET BORÇLANMASI ( Sigorta Kapsamında Sayılan Fakat Primi Ödenmemiş Sürelerin İlgili Tarafından Primlerinin Ödenmesi İşlemi Olduğu – Davacının 5 Yıl Sigortalılığı Bulunan Ama 1800 Prim Günü Bulunmayan ve Vefat Eden Sigortalının Taleple Askerlik Borçlanmasını Ödeyerek 600 Günlük Kazanılan Sürenin 5510 S. Kanunun 32/2-A Md. Öngörülen 900 Günün Hesabında Dikkate Alınmayacağı – Ölüm Aylığına Hak Kazandığının Tespiti )

5510/m.32/2-a

ÖZET : Dava, ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Hizmet borçlanması, sigorta kapsamında sayılan fakat bildirilmemiş ve primi ödenmemiş sürelerin, ilgili tarafından başvurularak primlerinin ödenmesi işlemidir. Önemle belirtilmelidir ki, sigortalının mevcut olmayan bir süreyi borçlanabilmesi de mümkün değildir. Bu durumda, 5 yıl sigortalılık şartı var ise de 1800 prim günü bulunmayan ve vefat eden sigortalının hak sahibi davacının; taleple bulunarak yine ödemiş olduğu askerlik borçlanması ile kazanılan 600 günlük sürenin, 5510 sayılı Kanunun 32/2-a maddesinde öngörülen 900 günün hesabında dikkate alınmaması ve ölüm aylığı şartlarının buna göre belirlenmesi gerekmektedir.

DAVA : Dava, ölüm aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.

Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, davalı Kurum vekili taralından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi taralından düzenlenen raporla LFYAP Doküman sisteminden temin edilen kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : Davacının murisi sigortalı M. K.'nın 19.03.2013 tarihinde vefat ettiği, 600 gün karşılığı askerlik borçlanma bedelinin hak sahibi davacı tarafından yargılama aşamasında ödendiği, davacının 25.07.2013 tarihli tahsis talebi üzerine Kurumun, 5510 sayılı Kanunun 32'nci maddesinde yer alan, “ölüm aylığı, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi bildirilmiş olması durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekle bulunmaları halinde bağlanır” hükmü ile muris sigortalının 51i gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin bildirilmiş olması ve borçlanma olmaksızın 900 gün şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle talebi reddettiği anlaşılmaktadır. Davacı, ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini islemiş, Mahkemece, borçlanılan 600 günün toplanı sigortalılık süresine dahil edilmeyeceği ancak 900 gün şartı yönünden değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Somut olayda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davacının murisi sigortalının 600 gün karşılığı askerlik borçlanmasının, 5510 sayılı kanunun 32/2-a maddesinde belirtilen “900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olması” şartının oluşup oluşmadığının belirlenmesinde göz önüne alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.

5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 32'nci maddesinin ikinci fıkrasında; ölüm aylığının, en az 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi bildirilmiş veya 4. maddesinin birinci fıkrasının ( a ) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanacağı öngörülmüştür.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.09.2010 gün ve 2010/21-301, 438 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, “Sigortalılık süresi”, 506 sayılı Kanunun 108'inci maddesinde uzun vadeli sigorta kolları açısından tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir. Tahsis işlerinde nazara alınan sigortalılık süreleri, bu sürenin başlangıç tarihi ile, sigortalının tahsis yapılması için yazılı istekte bulunduğu tarih, tahsis için istekte bulunmuş olmayan sigortalılar için de ölüm tarihi arasında geçen süredir. Tahsisi için istenilen koşulların, sigortalılık başlangıç tarihi ( gerek mülga gerekse halen yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuatına tabi olarak ilk defa çalışılmaya başlanılan tarih ) ile aylık talep tarihi arasında ( aylık talebinde bulunmuş olmayan sigortalılar için ise ölüm tarihi arasındaki sürede ) gerçekleşmiş olması aranmaktadır.

Bu arada “Hizmet borçlanması”, sigorta kapsamında sayılan fakat bildirilmemiş ve primi ödenmemiş sürelerin, ilgili tarafından başvurularak primlerinin ödenmesi işlemidir ( Sakar, Müjdat: Sosyal Sigortalarda Hizmet Borçlanması ve Hizmetlerin Birleştirilmesi, Yaklaşım Dergisi, Temmuz/2005, Sayı: 151 ). Önemle belirtilmelidir ki, sigortalının mevcut olmayan bir süreyi borçlanabilmesi de mümkün değildir.

Bu durumda, 5 yıl sigortalılık şartı var ise de 1800 prim günü bulunmayan ve 19.03.2013 günü vefat eden sigortalının hak sahibi davacının; 01.10.2008 tarihinden sonra taleple bulunarak yine 01.10.2008 tarihinden sonra ödemiş olduğu askerlik borçlanması ile kazanılan 600 günlük sürenin, 5510 sayılı Kanunun 32/2-a maddesinde öngörülen 900 günün hesabında dikkate alınmaması ve ölüm aylığı şartlarının buna göre belirlenmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.