Ölüm Aylıklarında 900 Gün Sorunu Konusunda Önerilerimiz
9 Temmuz 2012
Ölüm Aylıklarında 900 Gün Sorunu Konusunda Önerilerimiz
Okurum Emir Bey, 1948 doğumlu babasının 2012 yılında vefat ettiğini, babasının 1972 yılında başladığı çalışma yaşamı boyunca 758 günlük SSK primli çalışmasının olduğunu, bunun dışında bir de 600 günlük askerliğinin bulunduğunu, yurtdışında çalışmasının da olmadığını belirterek annesine aylık bağlanıp bağlanamayacağını soruyor. Yine bir başka okurum Alp Bey de 1964 doğumlu babasını 2010da kaybettiğini, 1982-2003 yılları arasında 536 günlük SSK primi olduğunu belirterek aylık bağlanıp bağlanamayacağını sormakta.
Ölüm aylıklarında 2006 yılında bilhassa o dönemin gayretkeş milletvekili Abdullah Erdem CANTİMURun yoğun çabası sonucu çıkartılan yasa ile beş yıl sigortalılıkla birlikte 900 günle SSKlılıktan ölüm aylığı bağlanmasının yolu açılmıştı. Bu 900 günün temininde gerek zamanında kendisinin ve gerekse sonradan hak sahiplerinin ölen adına yapacağı (Askerlik, yurt dışı sürelerine ilişkin) borçlanmalar da dâhil edilebiliyordu.
5510 sayılı Kanunla ölüm aylıklarında gerekli asgari 900 günü temininde borçlanma ile elde edilen gün sayılarının hariç tutulması öngörüldü. Bu nedenle 01.10.2008den önce vefat edenler için borçlanılan sürelerle birlikte 900 gün ve beş yıllık sigortalılık süresi sağlanabilirken, 01.10.2008den sonra ölenler için 900 günden veya 5 yıllık sigorta sürelerinin tamamlanmasında borçlanma ile kazanılan sürelerden yararlanılamıyor.
Borçlanma ile 1800 gün ve beş yıllık sigorta süresi sağlanabiliyorsa yine ölüm aylığı bağlanması mümkün.
Bu durumda şayet 01.04.1994ten bu yana zirai ürün üretip satarak Bağ-Kur tevkifatı da yaptırmamışlarsa Emir Beyin babası için de, Alp Beyin babası için de yapacak bir şey yok. Zira borçlanmasız 900 gün de tamamlanamıyor, borçlanma yaparak 1800 günü tamamlamak da mümkün olamıyor.
Zirai ürünlerden tevkifat sorgulaması işte tam da burada büyük önem arz ediyor. Büyük bir ziraatçı ekseriyet için sosyal güvenceye gecikmeli de olsa tam bir sonradan girişi sağlıyor. Zira tarımsal ürünlerden yapılan Bağ-Kur tevkifatı sigortalı olma iradesi sayılıyor.
Zirai ürün tevkifatı yok, SGK’ya kayıt olunmamış vergi mükellefiyeti yok, yurtdışı çalışması da yoksa bu gibi durumlar için tek çare başvurulacak İş Mahkemesinin konuyu Anayasa Mahkemesine taşıyarak 5510 sayılı Kanunun 32 nci maddesindeki Her türlü borçlanma süreleri hariç ibaresinin iptal edilmesi kalıyor.
Asıl ve genel çare ise bu satırları okuyan herkesin ailesini düşünerek ve Ölümün ne zaman geleceği belli olmayan ve asla kaçınılamaz bir son olduğunu göz önüne alarak kendisinin 900 günlük priminin olup olmadığını sorgulaması olmalı. Tabii burada 900 gün derken son çalışmanın 4/a (SSK) sigortalılığı kapsamında olması kaydıyla olduğunu belirtmeliyim. Aksi halde son çalışmanın 4/b (Bağ-Kur) kapsamında veyahut 4/c (Emekli Sandığı iştirakçiliği) sigortalılığı kapsamında olması durumunda en az 1800 günün yani dolu dolu beş yılın gerektiğini önemle belirtmek gerekiyor. Zira ölüm halinde emekli olunacak sigortalılık türü son tabi olunan sigortalılık türü oluyor.
Soru: 28.06.1956 doğumlu babamın SSK başlangıcı 01.07.1974 olup 53 günü varken askere gitmiş ve askerden sonra da memur olmuş. Emekli Sandığından toplam gün sayısı 4665dir. Memuriyetten ayrıldıktan sonra SSKlı olarak prim gün sayısı ise 928dir. Memuriyette çalışırken askerlik borçlanmasını da 600 gün olarak ödeyen babam bu şartlarda ne zaman emekli olabilir? Rumuz Kürşat
Cevap: Babanızın en kısa yoldan emekli olması 338 gün daha bilfiil SSKlı olarak çalışmasına bağlı bulunuyor. Sigortalılık başlangıcı itibariyle babanız memuriyetten sonra SSK sigortalılığında bin 260 günü tamamlasaydı tamamladığı tarihte yaşa tabi olmadan emekli olabilirdi. Babanız 5 bin günü de tamam olduğu için aralıksız çalışırsa bir yıl sonra SSKlılıktan emekli olabilir. Babanız bundan sonra hiç çalışmasa ve prim ödemese bile 61 yaşını dolduracağı 28.06.2017de Emekli Sandığından da emekli olabilir.