ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARI -ÇALIŞANLAR

17 Mart 2018

4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkındaki Kanun 1994 yılında kabul edilmiştir.

Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlarda çalışanlar;

Memurlar, sözleşmeli personel ve işçiler olarak farklı statülere tabi idiler.

Özelleştirmenin gerçekleşmesi ile birlikte sağlanan haklar bakımından;

Nakle tabi Memur ve sözleşmeli personel ile işçilerin durumu;

-Başka kuruluşlara nakledilirler, nakil hakkı ayrıca toplu iş sözleşmesinden yararlanmayan üst düzey işçi kadrosunda personele de uygulanırken, Bu kadrolardan işçi kadrosuna atanmış olan kişilere nakil hakkı tanınmaz.(md 6  ve 22)

Nakle tabi personelin kıdem tazminatı ve ikramiye hakları;

-Nakil hakkına sahip işçiler nakil talebinden vazgeçerlerse sözleşmeleri feshedilerek, ihbar kıdem tazminatları ödenir. Nakli yapılan işçilere kıdem tazminatı ödenmez, kıdem tazminatı ödenmeyecek işçilerden daha sonra memur olanların emekli sandığından daha sonra ikramiye ödemesinde nazara alınır. İşçi olarak geçen dönemlerde ikramiye ödemesine esas alınır.(Md.6)

Nakledilen Sözleşmeli Personelin maaş ve ücretlerinin yüksek olması halinde fark kapanana kadar eski yüksek maaş ve ücretleri sabit olarak ödenir. Atandıkları kadro hakları ile eşitlendikten sonra zamlardan yararlandırılırlar(Md.6-22). (Benzer hüküm yeni dönem KHK larında asker hastane personellerinden Sağlık Bakanlığı kadrolarına geçen askeri kişiler içinde getirilmiştir).

Üst Düzey yönetici memurlar bakımından eski yüksek maaş ve eklerini 3 yıl süre ile yeni kurumlarında alma hakları bulunmaktadır(md6 ve 22).

Özelleştirme programına alındıktan sonra işe girenler nakle tabi tutulmazlar.

Özeleştirme işçilerin diğer kurumlara memur olarak atandığı uygulamalar olmuştur.

Nakledilemeyen işçilere iş kaybı tazminatı ödenmesi ;

   Geçici md.21 İş kaybı tazminatı, günlük net asgari ücretin iki katıdır. Bu madde kapsamına girenlerden,hizmet akdinin sona erdiği tarihte aynı işveren ile hizmet akdi kesintisiz en az; 550 günden beri devam edenlere 90 gün, 1100 günden beri devam edenlere 120 gün, 1650 günden beri devam edenlere 180 gün, 2200 günden beri devam edenlere 240 gün süre ile iş kaybı tazminatı verilir. Sözkonusu tazminat ve diğer hizmetlerden  yararlanmaya hak kazananların, bu tazminat ve hizmetlerden yararlanabilmeleri için,hizmet akitlerinin sona erdiği tarihten itibaren 30 gün içinde Türkiye İş Kurumuna başvurmaları zorunludur… İş kaybı tazminatının fiilen ödendiği sürelere ait sosyal güvenlik kuruluşları kesintileri Türkiye İş  Kurumu Genel Müdürlüğünce ayrıca hak sahipleri adına bu madde gereğinde açılacak hesaptan ilgili kurumlara ödenir.

 Özürlü personele (ilgili kanunların öngördüğü I, II ve III. derece), bu maddede belirtilen tutarın iki katı olarak iş kaybı tazminatı ödenir. (Md21 Fıkra 1)  (Buradaki derecelendirme vergi indiriminden yararlanma dereceleri olduğundan engellilerin raporlarını vergi indirimine dönüştürmeleri gerekmektedir ).

     Kısaca süreli tazminat verilirken aynı süre için SGK primleri ödenmeye devam eder. İş kaybı tazminatları başka işe yerleştirilene kadar ödenir.

EMEKLİLİĞİN TEŞVİK EDİLMESİ

Emekli Sandığına tabi personele ; Md 24’e göre emekliye ayrılmak isteyenlere ikramiyeleri % 30 fazlası ile ödenir.

(İkramiye fazlası 5434’e tabi personel olup, eski işçi veya Bağ-Kurlu iken 1.10.2008 sonrası memur veya sözleşmeli personel olanlara fazla ödeme sorunlu alanı oluşturmaktadır).

İŞÇİLERİN EMEKLİYE SEVKİ (AYM İPTAL KARARI SONRASI VE ÖNCESİ)

Eski düzenlemeden bulunan (md.21)  Bu maddede öngörülen şekilde hizmet âkitleri sona erenlerden; hizmet âkitlerinin sona erme tarihi itibariyle 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümleri gereğince hizmet ve prim ödem sürelerine göre yaşlılık aylığına hak kazananlar iş kaybı tazminatı ve diğer hizmetlerden yararlanamazlar.   Düzenlemesi  Anayasa Mahkemesinin 22/5/2014 tarihli ve E:2014/73, K:2014/98 sayılı kararıyla bu cümlede yer alan “…yaşlılık aylığına hak kazananlar…” yönünden iptaline karar verilmesinden sonra  artık işçiler yaşlılık aylığı yönünden zorlamazlar.  Sınırlama işe yerleştirmeyi kabul etmeyen bakımından devam ettiğinden, bulunan işe başlamamak iş kaybı tazminatına engel olmaktadır. (4857 sayılı İş Kanunu ile işe iade davası hakkının tanınmasından önceki dönemde Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar  gelenleri işten çıkarmakta idiler, aynı dönem uygulamalarından olmak üzere bu şekilde çıkarılanlar ihbar tazminatı alırken, askerlik borçlanması dönemi için kıdem tazminatı ödenmeyerek dolaylı olarakta emekliye sevk sağlanmakta idi, işe iade süreci ile birlikte emekliye sevke zorlama imkanı yalnızca iş kaybı tazminatı yönünden kalmıştır).

 

EMEKLİ SANDIĞINA TABİ OLANLARDAN SONRADAN ÖZEL SEKTÖRDE ÇALIŞANLARIN EMEKLİ SANDIĞI İLE BAĞLARININ KURULMASINI  İSTEME HAKLARI

5434 sayılı kanunun  Geçici 192.maddesi uyarınca  emekli sandığına başvuru tarihinden itibaren özel sektör işçisi veya BAĞ-KUR sigortalısı da olsalar Emekli Sandığına prim ödenebilmektedir.

Özelleştirme kapsamasındaki kuruluşlarda çalışırken  özellikle sözleşmeli personelden kendi seçimlerine göre emekli sandığına veya sosyal sigortalar kurumuna prim kesilmekte idi. İşte bu grup personelden Emekli Sandığını seçenler 2003 yılına kadar memurun daha iyi olan emekli aylığını seçerken, bu dönemden sonra SSK yı seçenlerin yaşlılık aylıkları daha yüksek olmuş son yıllarda bu fark 2 kata yaklaşmıştır.

Özel sektörde iken SSK (4-1a) ve Bağ-Kur (4-1b) kapsamında sigortası gerekenlerden, SGK ya ödenen primleri, bildirilen kazançları yüksek olmayanların emekli sandığı ile ilgi kurmaları, yüksek olanların SSK veya BAĞ-KUR aylığını seçmeleri önerilir.  Emekli Sandığı keseneklerinin asgari kazancın ortalama 1,7 katı değerinde olduğunu hatırlamakta yarar vardır.  Özellikle düşük prim yatıran BAĞ-KUR emekliliği yerine Emekli Sandığı seçilmeli, ancak SSK kapsamına geçenlerin olumsuz sonuçlardan kurtulmak için emekli planı için uzmanlara başvuru önerilmelidir.