SEÇİMSİZ MİLLETVEKİLLİĞİ YAHUT TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SİYASİ ÇÖZÜLÜMÜNE RAĞMEN PARLAMENTER SİSTEMİN İŞLEVSELLİĞİN KORUNMASI
19 Ağustos 2016
Bir çok mahkum KHK düzenlemesi ile erken tahliye edildi.
Son günlerde sayısal olarak daha az tutuklama ve göz altı işlemleri haberini duysakta, cezaevlerinin boşalması ile yeniden hızlı bir gözaltı ve tutuklama sürecine girilebileceğini cezaevlerinde yer açılmasının sonucu olarak düşünebiliriz. Bu durum olası kalkışmalarda tedbirli olmak içinde yapılmış olabilir. Bunu ilerleyen günlerde görebileceğiz.
Yine son günlerde darbe girişimin siyasi uzantıları veya TBMM’ye uzanan yönlerininde araştırılması kamu oyunun talepleri arasındadır.
Bütün hususların KHK le rile düzenlemesi mümkün olmayabilecektir. Asker, Polis ve Kamu görevlilerini KHK ler memuriyetten çıkarılmaları gibi bir uygulamanın Terör Örgütü ile bağlantısı bilinen, delillendirilebilen milletvekilleri yönünden milletvekilliğinin düşürülmesi şeklinde KHK ile işlem tesis edilmesi zor görünmektedir.
Esas zorluk siyasi partilerin zihnindeki milletvekili sayısının ara seçime gitmeyi gerektirecek sayıda azalması veya mecliste oy kaybına yaşamamak düşüncesinde saklı olduğunu söylebiliriz. Partiler seçime gitsek aynı oyu alır mıyız, seçime gitmeyecek sayıda milletvekilliğinin düşmesi ile karar mekanizmalarında etkinliğimizi kaybederiz korkusundan uzaklaşmalılardır. Buna bir teminat getirilmelidir.
KHK ler ile milletvekili iken Terör örgütleri ile bağlantılı bulunanların milletvekilliklerinin düşürülmesi ve yerlerine aynı partinin seçime girmiş ama kazanamamış yine partileri tarafından gösterilecek adayların atanmaları, milletvekili adayları ölmüş veya sonraki sıralardan aday yok ise diğer illerden veya hiç aday olmamışlardan milletvekilliği seçilme yeterliliğine sahip kişilerin atanması yolu ile bu duraksamaların hepsi kaldırılabilir.
Diyelim ki milletvekilleri hakkında çıkarılacak KHK’lerin milletvekilliği seçimi ve milletvekilliğinin düşürülmesine dair Anayasa kurallarına aykırı olacağını söylenebilse de, KHK ler bu yönü ile doğru olmasada geçerli kurallar olmakla birlikte, KHK lerin Anayasa kurallarından üstün olmayacağı gözetildiğinde bu defa üstün olan Anayasa kurallarının uygulanması gereği karşısında hukuk ilkeleri bakımından tereddüt olaşabilecektir.
Milletvekilliği dokunulmazlığının terör örgütü ile iç içe geçme, tutuklama işlemlerinden sonra bu kişilerin hukuka aykırı bir şekilde salıverilmesine aracılık etme, yahut henüz deşifre olmamış kişilerin korunmasına, onların için aracı olunmasına izin veren bir yanı kabul edilememelidir. Aynı meslekten olan bir çok şüphelinin aynı meslekten olan milletvekillerine ulaştıklarını görmekteyiz. Şüpheli kişiler bakımından aracı olanların takip edilmesinde ilişkilerin ispatı bakımından yarar olacaktır.
MİLLETVEKİLLİĞİNİN DÜŞÜRÜLMESİ, SEÇİM OLMAKSIZIN YENİDEN MİLLETVEKİLİNİN YİNE AYNI PARTİLERDEN ATANMASINDA DAHA SAĞLAM BİR YOL ANAYASANIN DEĞİŞTİRİLMESİ VE GEÇİCİ BİR HÜKÜM KONULARAK HEM TERÖR EYLEMLERİ NEDENİ İLE MİLLETVEKİLLİĞİN DÜŞÜRÜLMESİ VE HEM DE DÜŞÜRÜLEN MİLLETVEKİLLERİNİN PARTİLERİNDEN SEÇİME GİRMİŞ SONRAKİ SIRA VEYA BAŞKA İL ADAYLARINDAN SEÇİLME YETERLİLİĞİNE SAHİP KİŞİLERİN ATANMASI YOLU İLE GEÇİCİ HÜKÜMLER İLE BİR YOL BULUNABİLİR. BU YOL SİYASİ TEMİZLİK İSTEYEN PARTİLERİN ANAYASAYI DEĞİŞTİRMEK İÇİN YETERİ KADAR SAYI MİLLETVEKİLİ İLE ORTAK BİR KARARLAR YAPILABİLİR.
Böyle bir düzenleme partileri ihraç ve milletvekili kayıplarında da koruyacaktır.
Milli irade seçimsiz tecelli edebilecektir.
Zor bir ayırım ama milletvekilliklerinin düşümünde FETÖ örgütüne hasredilerek HDP’nin suçlandığı terör örgütü sadece bu işlem için kapsama alınmayarak (ancak haklarında var olsan cezai sonuçlar nedeni ile yaptırımlar normal süreçte uygulanmak üzere) uygulanabilecektir.
Bu fanatizm, ütüpya olarak düşünülebilir. Ancak 26.06.2015 tarihli http://www.alitezel.com/index.php?sid=yazi&id=7767 HÜKÜMETTEN MİLLİ HÜKÜMETE VEYA MUHALEFET YERİNE TÜM PARTİLERİN İKTİDARI başlıklı yazımda yer alan görüşlerimi doğrular görüşlerdir. Yenikapı ruhu, uzlaşma dün muhtaç olduğumuz bu gün gerçekleştirebildiğimiz değerlerdir.
Yine muhalif olmalı yine iktidar olmalı ama milli çıkarlar en önde olmalıdır. Milli çıkarlar ile siyaset kurumuda yeniden ve hızlıca şekillendirilebilecektir.
Takdir siyasetin, TBMM’dir.