ALİ TEZEL

SENDİKAL SORUNLAR IŞIĞINDA 1 MAYIS’a BAKIŞ

SENDİKAL SORUNLAR IŞIĞINDA 1 MAYIS’a BAKIŞ
Dünya’da 1 Mayıs hareketi nasıl başlamıştır?
Sanayi Devrimi ile birlikte kapitalist sistemin ilk tohumları 18 yüzyılın sonu 19 yüzyılın başlarında başlamıştır.
Avrupa ve İngiltere sanayi ve ticaret alanında dünya ekonomilerinde Pazar payı adına pasta da büyük bir dilime sahip idi.
Bunun nedeni ise maliyetleri düşürme adına küçük işletmeler sona ermiş yerine sanayi Fabrikaları yer almış yüzlerce işçi sosyal haklardan yoksun bırakılarak zor şartlarda çalışma koşullarında üretim yapmaya mahkum edilmişlerdir.İş Kazaları artıyor.Tazminatlar ödenmiyordu.
1 Mayıs kutlamalarının ilk tohumu kapitalist üretim ile dünya’da adını duyurmuş olan Ülke’de Amerika ile duyuluyor ve diğer ülkelere yayılıyordu.
1874 yılında dört eyalette ücretlerin düşürülmesine karar verildi. İşçiler buna direndi. Toplantı polis tarafından basıldı. 10 işçi lideri asıldı, 14’ü hapishaneye kapatıldı. 1877 yılında bütün baskılara rağmen 8 saatlik işgünü isteyen ve ücretlerinin düşürülmesini protesto eden işçiler eylemleri ile sesini duyurdu.12 işçi hayatını kaybetti. 1 Mayıs 1886 günü Amerikan işçileri genel greve çıktı. 80 bin işçi sekiz saatlik işgünü için direnişe geçti.Bir çok işçi polis tarafından öldürüldü.Bu olaylar üzerine dört işçi lideri idam edildi.
1888 Aralığında toplanan Amerikan İşçi Federasyonu 8 saatlik işgünü elde edilinceye kadar, her yıl 1 Mayıs’ta kitle gösterileri düzenleme kararı aldı. Fransız ve Belçika İşçi Sendikaları Konfederasyonları sekiz saatlik işgünü için savaşım kararı alıyordu.
14-21 Temmuz 1889’da Paris Kongresi ile kuruluşu gerçekleştirilen II. Enternasyonal, 1 Mayıs’ı işçi sınıfının uluslararası birlik ve dayanışma günü ilan etti. 1890 yılından sonra 1 Mayıs’lar bütün ülkelerde uluslararası işçi bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Birçok ülkede 1 Mayıs tatil günü olarak kabul edildi.
1919 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) kuruluş kongresinde 8 saatlik işgünü karara bağlandı.




Türkiye’de Sendikal Hareket Nasıl Doğdu?
Ülkemizde sendikalaşmanın bir asırlık geçmişe sahiptir.Osmanlı imparatorluğu Hasta adam ilan edildiği yıllarda ucuz iş gücü adına fabrikalar açılmaya başlanmıştır. 1835 yılında İstanbul’da Feshane, İzmit ve İslimiye’de Çuha fabrikaları kuruldu. 19. Yüzyılın sonuna doğru devlet fabrikalarının sayısı arttı.
İlk fabrikaların kurulmasını izleyen yıllarda ilk işçi hareketleri ve örgütlenmeleri de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.
Sendikalaşmanın temelleri İşçi Dernekleri ile birlikte atıldı.Ameleperver Cemiyeti Kuruldu.
Taşkızak tersanesi işçileri 1872 yılında greve çıktı.Bunu diğer işçi grevleri de izledi. Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası işçileri, iskele hamalları, liman işçileri, Şirketi Hayriye (Denizyolları) işçileri, tütün işçileri, İstanbul mürettipleri grev yaptı.
1908 yılının Ağustos ve Eylül aylarında 30 grev yapıldı ama İttihat ve Terakki iktidarı tarafından kanla bastırıldı ve grevleri yasaklayan bir yasa çıkardı.
Türkiye’de işçi sınıfının doğuşu ve örgütlenmeye başlaması yaklaşık 100 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Demiryolu, tütün, tramvay, deri, gazhane işçileri zaman zaman grevler gerçekleştirdi.
Bu yıllarda iş günü 14 saati geçiyordu. Kadın ve çocuk işçiler sömürülüyorlardı.




Cumhuriyetin İlk Temellerinde İşçinin Alınteri Vardır:
Kurtuluş savaşı yıllarında işçiler, ülkelerinin savunulması için emperyalist ülkenin askerleri ile savaşarak oldu.İşgal altındaki İstanbul’da askeri depolardan silahlar kaçırılarak Anadolu’ya götürülmesi için örgütlenirlerken grev silahını da işgalcilere karşı kullandılar.
Şark Şimendiferleri (Demiryolları) işçilerinin grevi özel bir önem kazanır. Bu greve 1400 işçiden 1200’ü katıldı ve 10 gün sürdü.
Grev istemlerinin başlıcaları şunlardı:
İşgalcilerle işbirliği yapan hainlerin işten uzaklaştırılması, günlük iş süresinin 8 saate indirilmesi, ücretlerin artırılması, ücretli hafta tatili, iş kazalarına uğrayanlara tedavileri boyunca gündelik ödenmesi, işten atılan demiryolu makasçısının işine dönmesi idi.
Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan İzmir’de toplanan İktisat Kongresin’de(1924);
İşçi önerilerinin başlıcaları şunlardı: 8 saatlik işgünü, 1 Mayıs’ın işçi bayramı olması, işçilere dernek kurma ve toplantı hakkı, toplu sözleşme yapma hakkı, bir iş yasasının çıkarılması, ücretli tatil idi. Ancak istemler gerçekleştirilmedi. Amele Teali cemiyeti, özellikle 1924-1926 yıllarında işçi eylemlerinde çok önemli bir rol oynadı.30 bin işçiyi örgütledi.
Hükümete 1Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlamaya ikna etmese de 1Mayıs tatil edilmesini sağladı. Hükümet tarafından 1 Mayıs’ı 1925’de “Bahar ve Çiçek Bayramı” diye ilan edildi.
1927’nin sonlarında Amele Teali Cemiyeti “yasadışı bulunarak” kapatıldı. 150 etkin sendika üyesi ve derneğin yönetim kurulu tutuklandı. Dernek binasına el kondu. Örgüt dağıtıldı. Bu yıllardan sonra uzun süre işçilerin örgütlenmesine olanak tanınmadı.
1936 yılında Türkiye’de ilk İş Yasası çıkartıldı. 3008 sayılı İş Yasası örgütlenmeyi ve toplu sözleşme hakkını içermiyor ve grevi yasaklıyordu. İlk kez işçi temsilciliği uygulamasını kapsayan yasa, çalışanlara güvenceler getirmiyordu.




II.Dünya Savaşı Sonrası Türkiye’de Sendikal Hareket:
1946’da İşçi Sigortaları Kurumu ve Çalışma Bakanlığı kuruldu.1947 yılında ilk kez sendikalar kanunu çıkarıldı. Bundan sonra işçiler hızla sendikalaşmaya başladılar. Ne var ki Sendikalar Kanunu, grevi ve toplu sözleşmeyi yasaklıyordu.5 yıl sonra Türkiye’nin ilk Sendikası Kuruldu. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) 1952 yılında kuruldu.
1963 yılında 274 ve 275 Sayılı yasalar çıkarıldı
. Sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev hakları bu iki yasada düzenlendi. İşçi sınıfı, sınırlı da olsa bu yasalarda yer alan örgütlenme ve eylem olanaklarını da kullanarak sendikal mücadelesini yükseltti.Grevli toplu sözleşmeli hakları başlıyordu.
Ülkemizde Türk-İş desteklemediği grevlere karşı çıkmalar başlayınca bazı sendikalar Türk-iş çatısından çıkarıldılar.
Bunun üzerine Türkiye Maden-İş Sendikası, Lastik-İş Sendikası, Gıda-İş Sendikası, Basın-İş Sendikası ve Zonguldak Yeraltı Maden İşçileri Sendikaları 13 Şubat 1967 tarihinde Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)’nu kurdular.
DİSK kurulması ile birlikte sendikacılıkta farklı bir hava esmeye başladı.
Tek konumda olan Türk-İş Karşısında işçilerin alternatif örgütleneceği bir sendikal hareket ortaya çıkmıştı.
DİSK emeğin sömürülmemesi konusunda toplu sözleşme ve grev konusunda kararlı adımlar atması ile öne çıkıyor. Ucuz emek sömürüsüne karşı çıkanlar artık DİSK örgütleniyordu.
Özel sektörde çalışan emekçiler DİSK etkin bir örgütlenmeye giderek çalışan bilincini artırmayı hedeflemiş ve hedefine de hızla ulaşıyordu.
1980 askeri darbesi ile sendikal hareketteki gelişmeler engellendi. Bu dönemde binlerce sendikacı, sendika görevlisi ve işçiler tutuklanırken, Türk-İş dışındaki konfederasyonlar ve üye sendikaları kapatıldı. Örgütlenme hakkına doğrudan yasak ve kısıtlamalar yanında toplu sözleşme hakkına kısıtlamalar getirildi.
12 Eylül darbesi ile Sendikalar darbe mağduru oluyor.274 ve 275 sayılı yasadan doğan kazanımlar kaybediliyordu.İşçi ücretleri geriliyor ve yoksullaşma süreci derinleşiyordu.
DİSK kapatılırken tek sendika hayatta kalıyordu. Alternatifsiz kalan tek sendika Türk-İş olurken,DİSK’in kapatılması ile Türk-İş’e katılmayan sendikalar bağımsız sendikalaşma içinde yer alıyorlar.




07.05.1983 yılında 2821-2822 sayılı Sendikalar Kanunun-Toplu İş Sözleşmesi,Grev ve Lokavt Kanunu RG yayınlanıyor.
2821 sayılı Kanunun maddelerine göre;
İşçi: Hizmet akdine dayanarak çalışanlara denilir.
İşveren: İşçi sayılan kimseleri çalıştıran gerçek veya tüzelkişiye ve tüzelkişiliği olmayan kamu kuruluşlarına denilir.
Sendika: İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için meydana getirdikleri tüzelkişiliğe sahip kuruluşlara denilir.
Konfederasyon: Değişik işkollarında en az beş sendikanın bir araya gelmesi suretiyle meydana getirdikleri tüzelkişiliğe sahip üst kuruluşlara denilir. (Madde:2)
Sendika Üyeliği:
On altı yaşını doldurmuş olup da bu Kanuna göre işçi sayılanlar, işçi sendikalarına üye olabilirler. On altı yaşını doldurmamış olanların üyeliği kanuni temsilcilerinin yazılı iznine bağlıdır.(Madde:20)
Üye Olma Koşulu Anayasa da değiştiriliyor:
Sendikaya üye olmak serbesttir. Hiç kimse sendikaya üye olmaya veya olmamaya zorlanamaz. İşçi veya işverenler aynı zamanda ve aynı işkolunda birden çok sendikaya üye olamazlar. Birden çok sendikaya üye olunması halinde, sonraki üyelikler geçersizdir.(Madde:22)
Bu maddeye ileride değişikliğe gidilebilecekler gerekçesi olarak Anayasada yapılan düzenleme ile Madde:51 gerekçe gösterilerek aynı iş kolunda faaliyet gösteren diğer sendikalara da üye olabilecekler,bir işyerinde aynı işkolunda farklı farklı sendikalar ortaya çıkacaktır.
Üyelik Fişi Noterden Tanzim Edilmesi Şartı:
İşçi sendikasına üyelik, işçinin beş nüsha olarak doldurup imzaladığı ve notere tasdik ettirdiği üye kayıt fişini sendikaya vermesi ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile kazanılır. Üyelik başvurusu,sendika tarafından en çok otuz gün içinde reddedilmediği takdirde üyelik istemi kabul edilmiş sayılır. Üyeliği kesinleşen işçinin üye kayıt fişinin birer nüshasının sendikaca on beş gün içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ve işçinin çalıştığı işyerinin bağlı bulunduğu Bölge Müdürlüğüne gönderilmesi zorunludur. Üye kayıt fişinin bir nüshası da işçinin kendisine verilir (Madde:22)
Sendika Üyesi Aidat Öder:
İşçi sendikasına işçinin ödeyeceği aylık üyelik aidatı tutarı, bir günlük çıplak ücretini geçemez.(Madde:23)
Üyeliğin Sona Erdirilmesi:
Her üye önceden bildirimde bulunmak suretiyle üyelikten çekilebilir. Çekilme bildirimi noter huzurunda münferiden kimliğin tespiti ve istifa edecek kişinin imzasının tasdiki ile olur. Çekilme bildiriminin birer örneği noterlikçe en geç üç işgünü içinde ilgili işverene, sendikaya, işyerinin bağlı bulunduğu Bölge Müdürlüğüne ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderilir. Çekilme notere başvurma tarihinden itibaren bir ay sonra geçerlidir. Çekilenin bu bir aylık süre içerisinde başka bir sendikaya üye olması halinde yeni sendika üyeliği bu sürenin bitimi tarihinde kazanılmış sayılır.(Madde:25)
İşçi ve Konfederasyonlarda ,İşyeri Temsilcilerinde İş Teminatı:
Sendika ve konfederasyonların yönetim kurullarında veya başkanlığında görev aldığı için kendi isteği ile çalıştığı işyerlerinden ayrılan işçiler, bu görevlerinin seçime girmemek, yeniden seçilmemek veya kendi istekleriyle çekilmek suretiyle son bulması halinde, ayrıldıkları işyerinde işe yeniden alınmalarını istedikleri takdirde, işveren,talep tarihinden itibaren en geç bir ay içinde bu işçileri o andaki şartlarla eski işlerine veya eski işlerine uygun bir diğer işe, diğer isteklilere nazaran öncelik vererek almak zorundadır. Bu takdirde, işçinin eski kıdem hakları ve ücreti saklıdır. Bu hak,sendika veya konfederasyonlardaki yöneticilik görevinin sona ermesinden başlayarak üç ay içinde kullanılabilir.(Madde:29)
Temsilcinin hizmet akdinin sadece temsilcilik faaliyetlerinden dolayı feshedilmesi halinde, 4857 sayılı İş Kanununu hükümlerine göre en az bir yıllık ücreti tutarında tazminata hükmedilir.İşveren, yazılı rızası olmadıkça işyeri temsilcisinin çalıştığı işyerini değiştiremez veya işinde esaslı bir tarzda değişiklik yapamaz. Aksi halde değişiklik geçersiz sayılır. (Madde:30)




2822 sayılı Kanunun maddelerine göre;
– Toplu iş sözleşmeleri, bir yıldan az ve üç yıldan uzun süreli olamaz. Toplu iş sözleşmesinin süresi, sözleşmenin imzalanmasından sonra taraflarca uzatılamaz, kısaltılamaz ve sözleşme süresinden önce sona erdirilemez.(Madde:7)
– Toplu iş sözleşmesi süresinin bitmesinden önceki yüz yirmi gün içinde, yeni sözleşme için yetki işlemlerine başlanabilir. Ancak, yapılacak toplu iş sözleşmesi, önceki sözleşme sona ermedikçe yürürlüğe giremez.(Madde:7)
– Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanırlar. Toplu iş sözleşmesinin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanırlar. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir.Dayanışma aidatı miktarı, üyelik aidatının üçte ikisidir. (Madde:9)
12 Eylül ürünü Teşmil Kelepçesi:
Bir toplu iş sözleşmesi,üyelerinin sayısı bağlı olduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde onunu temsil eden işçi sendikalarından en çok üyeye sahip olan sendikanın yapmış olduğu bir toplu iş sözleşmesini Bakanlar Kurulu, o işkolunda işçi veya işveren sendikaları veya ilgili işverenlerden birinin veya Çalışma Bakanının talebi üzerine, Yüksek Hakem Kurulunun görüşünü aldıktan sonra tamamen veya kısmen veya zorunlu değişiklikleri yaparak o işkolunun toplu iş sözleşmesi bulunmayan diğer işyerlerine veya bir kısmına teşmil edebilir. Teşmil kararnamesinde kararın gerekçesi açıklanır.(Madde:11)Teşmil kararı ile işçinin hakları devlet eliyle belirlenir.
Yetki Alınmadan Toplu Sözleşme Yapılamaz:
Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde onunun (tarım ve ormancılık, avcılık ve balıkçılık işkolu hariç) üyesi bulunduğu işçi sendikası,toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyeri veya işyerlerinin her birinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının kendi üyesi bulunması halinde bu işyeri veya işyerleri için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.(Madde:12)
Bu kelepçe ile birçok sendika yetki sorunu yaşamaya devam ediyor.İşverenler tarafından bu maddeye dayanılarak sendikaların pazarlık şansı azalıyor.
Her Yıl Sendikaların Yaşadığı Sancılar:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde, 1/8/2010 tarihinden itibaren kendisine gönderilen üyelik ve istifa bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alır. Bu tarihe kadar Bakanlıkça yayımlanmış bulunan en son işçi ve üye istatistikleri geçerlidir.(Madde:12)
Bu düzenleme ile birçok sendika yetki alamamak ile karşı karşıya bırakılmıştır.Bu sorun son iki yıldır torba yasalara eklenen maddeler ile erteleniyor.Çünkü ülkemizde sendikalaşma oranı hızla düşüyor.
Yüksek Hakem Kuruluna Gönderilen Toplu Sözleşmelerden İşçiler Haklarını Kısıtlı olarak Almışlardır:
Yüksek Hakem Kurulu eliyle oranları çarpıtılarak uygulanmıştır. Sendikalar devreden çıkmış, enflasyona yakın oranlarda ücretler otomatikman artırılmış ancak gerçek ücretler sürekli olarak düşmüştür.




01 Mayıs Resmi Tatil Oluyor:
12 Eylül Askeri darbesi ile kesintiye uğrayan 1Mayıs Günün tatil olarak ilan edilmesi 5892 sayılı yasa ile 2429 sayılı yasada yapılan düzenleme sonucu 2009 yılından itibaren Ülkemizde Resmi Tatil günü olarak ilan edildi. 1 Mayıs günü Emek ve Dayanışma Günü tatili olarak benimsenmiştir.
Bu günün tatil olarak ilan edilmesinde İşçi Sendikalarının etkin talepleri neden olmuştur.




İş Kanunda Düzenleme:




4857 sayılı Kanun kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak, tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödenir.(4857/Madde:47)




Değerlendirme:




Osmanlı İmparatorluğundan Cumhuriyet dönemimize kadar geçen sürede işçiler sendikalaşma yönünde adımlar atmalarına rağmen çeşitli gerekçeler gösterilerek sendikalaşmaları engellenmiştir.
Sendikalaşmanın en önemli amaçı da  emekçilerin kayıt altında çalışmayı teşvik etmesine rağmen maalesef ülkemizde sendikal örgütlenme adına uygulamada sıkıntılar yaşanmaktadır.
Küreselleşme ve artan işçilik maliyetleri gerekçe gösterilerek Madenlerde olan Ölümlü İş kazaları görmezlikten gelinirken.
OSGB kurularak taşeron sistemle İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarını önleme adına adım atılmaya çalışılmıştır.
Grev yasakları etkinleştirilerek Mili Güvenlik gerekçe gösterilerek engelleme sürdürülmektedir.Grevi engelleme adına Yüksek Hakem Kurulu dayatması ile toplu sözleşmelerin sonuçlandırılması.
Kamu çalışanlarının sendikalı olmasına rağmen grevsiz bir toplu sözleşme yapılmasına zorlanmaları,Anayasa da yapılan değişiklik ile uyuşmazlığın Devletin belirlediği Kamu Görevlileri Hakem Kurulu tarafından alınan kararlar ile dayatması öngörülmüştür.
Esnek çalışma koşulları dayatması ertelense de ısrarla istenmektedir.Kayıt dışı çalışma konusunda çalışmalara devam edilse de tüm çalışanlar kayıt altına alınamıyor.
İşsizlik sigortası kullanımı ise istenilen düzeye getirilmemiştir.İşsizlik maaşı alma sürelerinde artış hayata geçirilememiştir.İşsizlik sigortası maaşları istenilen düzeye çekilmemiştir. 
Fon daha çok işveren kesimine teşvik olarak yansıtılmıştır.Bunun yanında işsizlere iş kurmaları yönünde kredi olarak kullandırılmamıştır.
Sağlık Harcamalarında katkı payları artırılmış.Hastalananlar özel hastanelere yönlendirilimiştir.
İşverenler tarafından asgari ücretler işçi maliyetinde hesaplama unsuru olduğundan artışlar enflasyon düzeyinde tutuluyor.Gerçek anlamda yaşam standartlarına yakın asgari ücret uygulanmıyor.AB girmek için uğraşan Türkiye AB gerisinde asgari ücret uyguluyor.Asgari ücretin vergiden muaf olması ancak AGİ’den Evli eşi çalışmayan 4’ten fazla çocuk sahibi olanlar yararlanıyor.Bu da çalışanlara çok çocuk yapın diyerek özendiriliyor.Eğitim ve sağlık ücretsiz olacağına paralı oluyor.
Taşeronlaşma özendiriliyor.
Kıdem Tazminatları fona doğru yönlendiriliyor.
Özelleştirmeler sonucu İşçiler 4/C zorlanıyor. 5510 sayılı yasa ile emekli yaşları Kadın ve Erkek sigortalılarda 65 yaşına kadar uzatılıyor.Emekli aylıkları artmıyor azalıyor.İntibak yasası bir türlü çıkartılmıyor.Yamalı bohça görünümünü alan 5510 sayılı yasada yeni bir düzenlemeye gidilmeden Kanununa uygun olmayan genelgeler ile gün kurtarılmaya çalışılıyor.Torba yasalar ile borçlar herzaman son denilerek yapılandırılıyor.
Sendikalar 1 Mayıs’da meydanlara çıkacaklar haklarını sıralayacaklardır.
Bundan sonra Sendikalar ise Küresel ekonomi karşısında işçi hakları yönünden sendikal örgütlenmenin önemine göre hareket etmeleri gerekecektir.
Sendikalar sosyal adaleti,toplumsal gelişmeyi,ülkenin ve halkın çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmada anahtar görevi yapacaktır.
Sendikal örgütlenmenin olduğu bir ülkede kayıtdışılık sözkonusu olmadığından ülke kalkınmasına da etkin bir rol oynar.
Sendikal hareketlerde artık 21 yüzyılın çalışma koşullarına göre şekillendiği için 12 Eylül mantığı ve gözlüğü ile sendikalara bakmamız gerekecektir.
Devletin sendikalaşan işyerlerine de teşvik vermesi gerekli.Bunun içinde kaynak işsizlik sigortasını gösterebiliriz.




1 Mayıs Tüm Emekçilere Kutlu Olsun.

Vedat İLKİ


Exit mobile version