SGK Ortağı Olduğu Şirketten SSK’lı Olarak Bildirilenlerle İlgili Hangi Hatadan Döndü?

14 Mayıs 2019

Malûm basın bilgi vermeme hastalığına devam etsin, biz sigortalıların yaşamını etkileyen değişiklikleri irdelemeye devam ediyoruz. 2019/9 sayılı Genelge ile getirilen çok sayıda değişikliği ele alacağımız yazılarımıza bugün de devam ediyoruz. Bugün de dün gibi ortağı olduğu şirketten SSK’lı olarak bildirilenlerle ilgili bu defa olumlu bir değişikliği ortaya koyuyoruz.

Ortağı olduğu şirketten SSK sigortalısı olarak bildirilmekte olanlarla ilgili “oldu-bitti” bir engel de 2014/5 sayılı Genelge ile getirilmişti.

Buna göre 2014/5 sayılı Genelgede;

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet akdinde gerekse iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesinde hizmet akdi işçinin muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibinin de bu hizmetin karşılığında ona bir ücret vermeyi taahhüt ettiği sözleşme olarak tanımlanmış olduğundan, hizmet akdi içinde, hukuki bağlılık (işverenin emir ve talimatına göre hareket etmek), süre (işin veya akdin süresi), hizmet (işçinin işverene bedeni veya fikri emek vaadi) ve ücret (hizmetin karşılığında ödenecek bedel) unsurları bulunmakta bu durumda kendi kurduğu işyerinde başkaca sigortalı çalıştırmayıp kendini sigortalı gösteren kişilerin 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılmalarına imkân bulunmadığı gibi bu gibi işyerlerinin işyeri olarak da sayılmaması gerekmektedir.”

Denilerek ortağı olduğu şirketten SSK sigortalısı olarak bildirilirken diğer tüm koşulları sağlasa bile herhangi bir ayda o şirketten ortağın kendisinden başka SSK sigortalı bildirilmemesi halinde bu hal durumda değişiklik sayılarak ortağı olduğu şirketten sigortalı bildirilebilmeye ilişkin istisnai hakkın yitirildiği kabul ediliyordu.

Bu da 2014-2019 yılları arasında önemli sayıda sigortalıda SSK süresinin tasfiyesi ve Bağ-Kur’a dönüştürme işlemlerine neden oldu. Kimi sigortalıların emeklilikleri bozuldu ve emeklilik tarihleri ötelendi.

Bu konuda çok sayıda davaya neden oldu, birçok sigortalı parasal açıdan mağdur oldu.

İşte bu konuda nihayet 2019/9 sayılı Genelge ile hatadan dönülerek geri adım atılıyor.

Bahse konu son Genelgede;

Tüzel kişiler, tıpkı gerçek kişiler gibi hak sahibi olabilen ve borç altına girebilen ve hukuk sisteminde kişi olarak kabul edilen mal veya kişi toplulukları olduğundan, tüzel kişilerin topluluğu oluşturan kişilerden ayrı bir kişilikleri bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle, hukukta belirli bir amaç çerçevesinde örgütlenmiş bazı insan ve mal toplulukları tek bir “varlık” niteliğinde kabul edilmiş ve bu topluluklara da insan gibi hak sahibi olmak, yükümlülük ve borç yüklenebilme olanağı tanınmıştır. Tüzel kişilikler yetkilerini organları marifetiyle kullanmakta olup, organlar ise gerçek kişilerden oluşmaktadır. Şirketlerin ortakları ile tüzel kişinin organı arasında kolektif, adi ve adi komandit şirketler hariç hizmet akdi kurulması mümkün bulunmaktadır.

Buna göre, ortağı olduğu şirketten (4/a) kapsamında hizmeti bildirilen ve kendinden başka (4/a) kapsamında sigortalı kalmayan şirket ortaklarının, çalıştıkları şirketin sermaye şirketi olması halinde ise, (4/a) kapsamında sigortalılığı devam ettirilecektir.”

ile limitet ve anonim şirketlerde yaşanan sigortalılık iptali hatasından dönülüyor.

Örneğin sigortalı (A), 25.08.2003 tarihinden itibaren (4/a) kapsamında sigortalı iken, 01.01.2005 tarihinde çalıştığı limitet şirketine ortak olmuş 01.07.2018 tarihinden itibaren de şirkette kendisinden başka bildirilen sigortalı kalmamış olsun. Sigortalı (A)’nin, ortağı olduğu şirketin sermaye şirketi olması ve kendinden başka bildirilen sigortalı bulunmayan dönemlerde de şirket tüzel kişiliği ile hizmet akdi kesintiye uğramadığından, (4/a) kapsamında bildirilen sigortalılığının devam ettirilmesi gerekiyor.

Şevket TEZEL

Fahrettin Kerim Gökay Cad. No:21/1

Hasanpaşa-Kadıköy/İSTANBUL

Tel: 216-5506009

Faks: 216-5506007

Gsm: 551-1008282

[email protected]

[email protected]