ALİ TEZEL

SOMA ve diğer işyerlerine bir de bu göz ile bakar mısınız?

SOMA ve diğer işyerlerine bir de bu göz ile bakar mısınız?

 

Günlerdir Soma’da meydana gelen maden kazasını izliyoruz, bana göre gerçekler hala ortaya çıkmadı ve birileri de çıkmasın diye uğraşıyor. Ancak, dinlediğiniz işçi ve işçi ailelerinin sözlerini aklınıza getirin sonra da aşağıdaki Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesi ile değerlendirin… Vicdan sizin karar sizin…

 

 

5237 Sayılı TCK madde 117,

 (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlal eden kişiye, mağdurun şikayeti halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir.

 

(2) Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet ile açık bir şekilde orantısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tabi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere adli para cezası verilir.

 

(3) Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir.

 

(4) Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

 

***MADDENİN ZAMANLAMASI ÇOK İLGİNÇ

Bu maddenin görüşmeleri 04.09.2004 günü meydana gelen Kastamonu Küre Maden Kazasından 20 gün sonra başlıyor. Genel Kurulda konuşan Kastamonu milletvekili Mehmey Yıldırım’ın konuşması aynen şöyle;

“ Sayın Başkan, sevgili milletvekilleri; Türk Ceza Yasası Tasarısının 117 nci maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Gerçekten -bölgemden bugün geldim- Sayın İzzet Çetin'in de ifade ettiği gibi, çok acı, vahim bir olay yaşadık. Yaklaşık altı yedi ay önce özelleştirilen Küre Bakır Madenlerinin ÇEKA firması tarafından alınmasından sonra, hiç yeni bir yapılanmaya gidilmeden, eski tas eski hamam anlayışıyla üretime devam edilmesi ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeniyle de ocakta çıkan yangında yaşları 23 ile 37 arasında olan, 9'u Kastamonulu, 10'u, Antalyalı, Adanalı, Tokatlı ve Bartınlı olmak üzere, 19 işçi kardeşimizi kaybettik. Ülkemize ve ölenlerin yakınlarına başsağlığı diledik. Sayın Başbakanımız Kastamonu'ya geldi, Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yerinde incelemeler yaptı. Acıyı sırtladık; ama, ihmal doruk noktada…”

 

***MADDENİN GEREKÇESİ DE ÇOK İLGİNÇ

 

Maddenin ikinci fıkrasında belirtilen durumlar içinde bulunan kimseleri rızaları ile de olsa, sömürerek insan onuruna aykırı biçimde ve koşullar altında çalıştırmak suç haline getirilmiş ve böylece Anayasanın 2 nci maddesinde yer alan sosyal devlet olmak niteliğini koruyan ve vurgulayan değerlerden çok önemli birisi ceza himayesi altına alınmıştır.

 

İş ve çalışma hürriyetinin kullanılışında kişilerin insan onuruna uygun koşullar içinde çalıştırılmaları esastır. Demokratik toplum kişilerin çaresizliğinin sömürülmesine dayalı bir serbest piyasa sisteminin uygulanmasıyla, elbette ki, bağdaşamaz. Bu nedenle maddenin ikinci fıkrası kaleme alınmıştır.

 

İkinci fıkrada yer alan suça kişilerin çalışmalarının sömürülmesini engellemek amacı ile Tasarıda yer verilmiştir. Kimsesiz, çaresiz veya belirli kişilere çeşitli nedenlerle bağımlı kişi, onun bu halinden yararlananlar sömürücü kişiler tarafından insanlık dışı durumları kabule veya bazı koşullara katlanmaya sevkedilebilmektedirler ve suçun maddi unsurları şunlar olmaktadır:

 

1- Ücretsiz olarak çalıştırma (Bir zamanlar Ülkemizde besleme olarak adlandırılan küçük kız çocuklarının durumu gibi),

 

2- Sağlanan bir hizmet ile açık bir şekilde orantısız bir ücret ile alıştırma,

 

3- Kişinin, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konuklama koşullarına tabi kılınması.

 

Bu üç eylem biçimi birbirlerine göre seçimliktir, yani üç hareket birlikte yapılsa da faile tek ceza verilecektir. Aslında çalışan kişi duruma rıza göstermektedir, ancak rızanın nedeni; mağdurun çaresizliği, söz gelimi duruma razı olmasa açlığa mahkum olması, kimsesizliği yani elinden tutacak hiçbir kimsesi olmaması veya çeşitli nedenlerle, akrabalık veya kültürel nedenlerle faile olan bağlılığıdır. Fail bu durumları sömürmektedir.

Exit mobile version