ALİ TEZEL

SON DÖNEM SGK İYİLEŞTİRMENİN UZUN DÖNEMDE DİĞER KURALLARA BEKLENEN ETKİLERİ

        Kuralın ihdası önemli ancak kuralın sihirli formüle dönüşmesi bazen zaman alıyor. Birinin keşfetmesi ile yaygınlaşan ve bir anda buharlaşan kural veya gelişen uygulama olarak dönüşüm yaşıyor.

       Bunlardan belki en hızlı değişiklik geçirenin 506 sayılı yasanın Ekim 2007 değişikliği,  keşfi, uygulanması ile değişimi 1 aydan daha kısa, kurtaran kurtardı bir çok kişi ise mağduru oynadı, bir hak elde edemedi aksine 2000 öncesi emekli hakkını kaybederek intibaktan yararlanamadı.

     Sonra yurtdışı emekliliği sayabiliriz. Onbinlerce davadan sonra bir anda değişen iki kuralla artık davasız gelen çözümler.

    En son bunu teşviklerde yaşadık, geleceğin adliyedeki en çok davaları demeye başlıyor ve her açılan davanın üçte biri teşvik davasına dönüşüyordu ki, kural değişikliği ile artık devam eden davalara bile gerek kalmadı.

    Benzer uygulamalar memur ikramiyelerinde de geldi, ama orada binlerce dava sonuçlandıktan sonra geldi.

    İşte her furya, yaygınlaşan ihtilaf türü sosyal güvenliğe olan ilgiyi artırdı ve bir çok kişiye acemilikten profesyonelliğe geçen   iş sahası verdi, ama hepsi kural değişikliği ile ihtilaf konusu olmaktan çıkarılarak hem daha kolay hakka erişim sağlandı hem de bu işi meslek edinenlerin işi azaltılmış oldu.

   Aslında yaygınlaşma/kural değişikliği değil burada aktarmak istediğim.

   Zaman içinde iyileştirmeler geldi;

   Örneğin;

– Kısa vadeli sigorta primleri 4,5 puan indirilerek işveren üzerindeki yük azaltıldı.

 -Kanunun başında yer alan 5 puanlık teşvikler dışında bir daha özel teşvikler getirildi. Büyüyen ve bunu sürdürebilen firmalar bir çok personelinin 5 puan değil 20 puanlık teşviklerinden yararlandılar. Zamanında keşfedenler, uygulama başarısını gösterenler nerede ise  ödedikleri SGK primlerinin üçte bire kadar azaltabildiler. Aslında yeterli bir İŞKUR birikimi vardı. İşsizlikte ödenen paralar bu yöntemle iş dünyasını, üretimi teşvik eder, işsizliği azaltır şekilde kullanılır hale geldi.

 – 2015 yılında ve 2016 yılında 100’er TL zam ile bir çok emekli  düşük emekli aylıklarından nispeten kurtuldu. Asgari kazançtan 2014 emeklisi ile 2017 emeklisi arasında 2014 emeklisi arasında 300 TL ye yakın bir fark oluşturuldu. Ancak 2016 ve sonrası düşük kazançla emekli olanlar halen 900TL gibi bir aylık alabilmekteler.

  -Her ne kadar 1000 TL her emekliye iki bayram için ödeme kuralı seçimle gelse de en iyi yönü herkese eşit olması, ancak kural genel bir zam oranına bağlanmadığından zaman içinde kendisini durağan halde bırakabilecek.

  -Kamuya alt işveren işçilerinin alınması, yargı yükünü cidden azalttı, haksız çıkarılma ve sıkça işsiz kalma azaldı. Ama yaşı gelenin, emekli zamanı gelenin işten çıkışı da engellendi, doğrusu bu kişiler için iş güvencesine aykırı davranılıyor ama gelen günü gelince gitmez ise yerine kamuya yeni işsiz giremez, asıl olan kadroların her yıl değişimi eskinin yerini yeni ile doldurmaktır. Değilse hepsi aynı dönem işe giren hepsi aynı dönem işten emekli olarak ayrılır. Sonuçta yeni gelene eskinin iş öğretmesi imkanı ortadan kalkar.

   -Çokça söylenen diğer konular üretimin üzerindeki mali yüklerin azaltılacağıdır. Bunun bir yolu SGK işveren hatta işçi paylarının daha düşük oranlara indirilmesi olabileceği gibi vergi yükümlülüklerimiz daha da azaltılabilir. KDV dahil tüm vergi oranları düşürülebilir. Verginin  ve sosyal güvenliğin yaygınlaştırılması ile birlikte oransal azaltmaların eş zamanlı yapılması halinde kayıp/kaçak oranı da azalacağından aslında daha düşük oranlar ile daha çok etkinlik sağlamak mümkün olabilecektir. Bu yöntem teşviklere dahi gerek bırakmayan doğrudan yöntemler olacaktır. Erken ödemenin, peşin ödemenin indirimlerinin artırılması da, her şeyden önce buna ayrılan istihdam yükünün azalması sonucunu doğuracaktır.

    Genel Sağlık Sigortasında primlerin ödenmesi için iyileştirmeler ve ertelemelerde bu anlamda sosyal güvenliğin yaygınlaştırılması adına değerlidir.

     Alt sınır aylıklarında  ivedi iyileştirme yapılmasının ve çok düşük emekli aylıkların önüne geçilmesi sosyal devlet destekli prime dayalı sosyal güvenliğe yaklaşmanın, primsiz rejime fark atmanın yolu aralanmalıdır.

    Düşük aylıklar açıkça insanca yaşam için iyi prim yatan sosyal güvenlik kurgusunu her birimiz için gerçekleştirmeyi zorunlu hale getirmektedir. Uzun vadeli sigorta kollarından sosyal  güvenliğin temelde üretimden çekilme yaş ve durumuna gelen her birimizin en iyi duruma getirilmesi olarak anlaşılır hale gelmeli daha geç yaşta ve daha iyi koşullarda emekliliği seçmenin yolu bulunabilmelidir. Erken yaş emekliliği uzayan ömür karşısında düşük gelir grupları için zorunlu geçim kaynağı olmaktan uzaklaştırılmalıdır. Aynı aylık koşulları bile olsa emekliliği geciken her yıl için ilave teşvik edici bir sistem kurgulanmalıdır. Bu ya geciken yıllar için daha düşük oranlı prim ödeme veya bağlanacak aylığın gecikilen her yıl için ilk aylık kazanılan tarihteki aylığın normal artışlarla ile ulaştığı tutarın her yıllık tutarının ödenmiş kazanç gibi değerlendirilmesi ile yapılabilmelidir. Bu husus daha bir karmaşa getirse de, ertelenen her emeklilik yılı için  örneğin % 1 artış yapılır gibi bir mükafatı sağlanmalıdır.

    Çalışan insanların neden emekli olmayayım sorusunun mutlaka kendilerine ödül getiren bir yönü olması gerektiği gibi, düzenli ödeyen ve istihdamı artıran işverenlerinde kalıcı daha somut ve uygulaması çok kolay yöntemlerle desteklendiği dönemleri beklemek sosyal güvenlik sağlayıcıları ve sigortalı/işverenler için bu sosyal güvenlik yük değil faydalıdır algısına neden olacaktır.

Exit mobile version