SOSYAL GÜVENLİK YAŞAMINDA AMELE BİRLİĞİ SANDIĞININ YERİ
Son günlerde basın organlarında çıkan yazılarla birlikte emeklilere ikinci emekli aylığı verilmesi fikri ortaya atılmıştır.
Bu fikir ortaya atılırken ”Amelebirliği” sandığı örnek verildi.
Amelebirliği fikri örnek gösterilirken iktidardakiler bugüne kadar niçin ikinci aylığı hayata geçirmeyi sakladılar bunu da manidar buluyorum.
Çünkü bireysel emekliliklerin özendirildiği bir sistemde devlet eliyle ikinci aylık bağlanması ,bireysel emekliliğin hızla çökmesine neden olacaktır.
Sigorta şirketleri de bu uygulamadan rahatsız olacağından,yaptıkları yatırımların geri dönüşümü olmayacağını çeşitli platformlarda dile getireceklerdir.
İkinci emeklilik projesi umarım laf da kalmaz.
Ereğli Kömür Havzası Amele Birliği Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı Tarihçesi:
1848 yılında Zonguldak kömür madenleri işletilmeye başlamıştır. Dilaver Paşa Nizamnamesi ile 1867 tarihinde iş hukuku anlamında iş yaşamını düzenleyen ilk mevzuat yayınlanmıştır.Nizamname ise 1921 tarihli ve 151 sayılı Havzai Fahmiyye Amele Kanunu’na kadar yürürlükte kalmıştır.Bu süreçte emeğe dayalı üretim yapıldığı için birçok maden işçisi iş kazaları sonucu yaralanmış, sakat kalmış veya ölmüştür.Birçok maden işçisi hiçbir sosyal hakkı olmadan, çok düşük ücretlerle, hatta günlük bir ekmek parasına çalıştırılmaktaydı.Zonguldak ve çevresindeki kömür işletmeleri yabancıların elinde olduğundan işçiler çok ağır ve kötü şartlarda çalışıyordu.Genelde iş kazaları sonucu yaralanan veya sakat kalan işçilerin hak arayamaz,ölenler ise o madende cesetleri kalır yada yakınlarına verilirdi.
Ankara’da kurulu bulunan o sıralarda Milli Mücadele veren TBMM hükümeti karar alarak “Havza-i Fahmiyye Amele Kanunu” çıkarılmıştır.
15 maddelik kanun o döneme göre, işçilere ve çalışma yaşamına yenilikler getirmiştir. Kanunun 4. maddesi de her işletmede İhtiyat ve Teavün Sandığı kurulmasını emretmiştir. Amelebirliği Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığının ilk temelleri atılmıştır.
Bu kanun ile madencilerin iş ve meslek hastalıklarından dolayı tedavi imkanı,bakmakla yükümlü olunan eş ve çocukları içinde tedavi şartları gündeme gelmiştir.
17.11.1974 tarihli Cumhurbaşkanlığı Teskeresi ile Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kurulması üzerine, Amelebirliği bu Bakanlığa bağlı bir birim olarak faaliyetini sürdürmüş olup, 14.12.1983 yılında Çalışma Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adı altında bir Bakanlık çatısı altında birleştirilmesi sonucunda da Amelebirliği bu Bakanlığın bağlı kuruluşu olarak faaliyetini sürdürmeye devam etmektedir.
Yaklaşık üye sayısı 20.000 dolayında olup, TTK’da çalışan işçiler ile TEAŞ Çatalağzı -B- Termik Santralında çalışan işçiler Sandığı zorunlu üyesidir.
Amacı:
Ereğli Kömür Havzası Amelebirliği Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı, üyelerine ekonomik ve sosyal yardımlar sağlamak üzere kurulmuş bir sandıktır.
Kuruluş:
Ereğli Kömür Havzası Amelebirliği Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığı, idari ve mali bakımdan özerk, tüzel kişiliği haiz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı bir kuruluştur
Sandığın üyeleri:
a) Zorunlu üyeler: Kurum işyerlerinde çalışan bütün işçiler ve Kurum işyerinde çalışırken herhangi bir nedenle aynı Kurumun Havza-i Fahmiyye dışındaki işyerlerinde görevlendirilen işçiler ile işçi kuruluşlarının yönetim organlarında görev almaları sebebiyle kurumlarınca iş akitleri geçici olarak askıya alınan işçiler.
b) İsteğe bağlı üyeler: Sandıktaki son yardımlarını almamak koşuluyla kurumlarından herhangi bir nedenle ayrılanlar isteğe bağlı üye olabilir. İsteğe bağlı üyeler isteğe bağlı üyelik tarihinden itibaren altı ay geçmedikçe üyelikten ayrılamaz. Üyelikten ayrılan isteğe bağlı üyeler tekrar Sandık üyesi olamaz.
Üyelik aidatı:
Üyelik aidatı, üyenin brüt ücretinin % 3’üdür. Bunun % 2’sini işçi, % 1’ini de 151 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi gereğince işveren karşılar.
İsteğe bağlı üyelerin aidatları, Sandık bütçesinde aidat gelirlerinin hesabında tespit edilen ortalama işçi aidatına işveren aidatı da eklenerek bulunan miktardır. İsteğe bağlı üye hangi kurumdan ayrıldı ise o kurumun aidat hesabı dikkate alınır.
Aidatların Ödenmesi:
Kurumlar, bir ay içinde çalıştırdıkları üyelerin aylık brüt ücretleri üzerinden bu Yönetmelik gereğince hesaplayacakları aidatları kesmek ve işveren payını da bu miktara ekleyerek kesintinin yapıldığı günü takip eden yedinci günün sonuna kadar Sandığa ödemek ve üyelerin sicil numarası, ad ve soyadları ile ücretlerini gösterir bordroları Sandığa vermekle yükümlüdür. Kurumlar ve iş yerleri bu işlemler için Sandıktan herhangi bir masraf talep edemezler.Süresi içinde ödenmeyen aidatların tahsilinde kanuni faiz uygulanır.
İsteğe bağlı üyeler aidatlarını cari ay sonuna kadar öderler. Mücbir sebepler hariç peş peşe üç ay aidat ödemeyen isteğe bağlı üyenin üyeliği sona erer.
Aidatların iadesi:
Yanlış ve yersiz olarak alındığı tespit edilen aidatlar, Sandık üyesine ve ölümleri halinde hak sahiplerine kanuni faizi ile birlikte 5 yıl içinde iade edilir.
Yardımlar:
Geçici iş göremezlik yardımı
Eğitim ve sağlık hizmetlerine destek yardımı
Son yardım
Öğrenim yardımı
Cenaze defin yardımı
İş kazası yardımı
Kredi yardımları
Konaklama yardımı
Tüm bu yardımlar belirlenen göstergeler doğrultusunda yapılmaktadır.
Zamanaşımı:
Yardımlar 5 yıl içinde alınmazsa zamanaşımına uğrayarak Sandığa gelir yazılır. Ancak, kredilerden ikraz yardımı 30 gün içerisinde alınmazsa iptal olur.
O halde örnek gösterilen amelebirliği sadece ve sadece Devlet Kuruluşu olan Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye Elektrik Üretim Anonim Şirketi Çatalağzı-B İşletme Müdürlüğü ile Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü 5. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğünün Havza-i Fahmiyye sınırları içinde ve bu kurumlara ait işyerlerinde çalışırken herhangi bir nedenle bu kurumların Havza-i Fahmiyye dışındaki işyerlerinde görevlendirilen işçiler ile Kurum işyerlerinde çalışırken işçi kuruluşlarının yönetim organlarında görev almaları sebebiyle çalıştığı kurumlarında iş akitleri askıya alınan işçileri kapsıyor.
İdari ve mali bakımdan özerk, tüzel kişiliği haiz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı bir kuruluş olarak görev yapıyor.
Bugün ÇSGB tek çatı altında kurumları birleştirildiğini düşünürsek,ikinci emekli aylığı adı altında örnek gösterilen Amelebirliği Biriktirme ve Dayanışma Sandığı gibi üye sayısı bakımından geniş bir sandık oluşumunu nasıl bir arada tutacağı kafalarda soru işareti uyandırıyor.
Özellikle Tasarrufu Teşvik Fonunu tasfiye edenler,şimdi IMF bu oluşumu nasıl açıklayacaklar.
İşverenler hayata geçirilirse her bir işçi için %1 yada %2 işveren payı katılımından dolayı Bakanlığa İşçilik Maliyet artışı diye karşı çıkmayacaklar mı?
Milyarlarca yatırım yapan Bireysel Emekli şirketleri ikinci emekliliği yüklenmiş iken bu Pazar payından devletin sandık organları ile pay almasına karşı çıkmayacaklar mı?
Madem yıllarca Zonguldak ve çevresinde bu uygulama vardı,pilot bölge seçilerek özel sektör maden ocağında çalışanlar neden kapsama alınmadı?
Tüm bu sorular umarım ileride cevap bulur.
Sizleri biraz daha geçmiş yıllara götürelim.
MEYAK adlı sivil devlet memurları yardımlaşma kurumunun adıdır. 1982 yılında IMF doğrultusunda dağıtılmıştır.Amaç, devlet memurlarına ek sigorta sağlanması, dinlenme kampları kurulması, konut sorununun çözümlenmesi, tasarruflarının değerlendirilmesi ve diğer temel gereksinimlerinin karşılanmasıydı.
1 Mart 1970′den başlayarak memur maaşlarının brütü üzerinden her ay %5 zorunlu prim kesilmeye başlandı. On yılı aşkın süreyle kesilen primlerin istenilen doğrultuda kullanılmaması, yaygın tepkilere yol açarak, Danıştay’da dava konusu oldu. Fonda biriken yaklaşık 30 milyar tutarındaki kesintinin ana parası Mart 1984′de %60 faiz üzerinden memurlara geri ödendi.
Tasarruf Teşvik ve Konut Edindirme Yardımları uygulamasında yeterli ciddiyette devlet denetimi olmadığından kaybeden çalışanlar olmuştur.
Çalışanların refah payının artmasına uluslararası kurum izin vermez .IMF bu uygulamaya sıcak bakmayacaktır.5510 sayılı SS ve GSSK yasası neden acele ile yasalaştı.IMF borç almak adına ,şart ise Sosyal Güvenlikte yapılacak yeni düzenlemeden dolayı.Şimdi siz emeklilere ikinci aylık veriyorum derseniz.GSMH reel anlamda yüksek pay alan çalışanlar için sıkıntı söz konusu olmadığından tüketicilere bankalar yolu ile kredi satamazsınız bu da IMF işine gelmez.
Kısacana ikinci emeklilik hayalleri ne şekilde kurulursa kurulsun bundan sonra devlet eliyle yürütülmesine izin verilmez.
Somut örnekleri yaşadığımız yakın tarihte saklıdır.
Ülkemizde son 60 yıldır Sosyal Güvenlik uygulanmasına rağmen geniş bir kitleye ulaşılmadığından 5510 sayılı Reform yutturmacısı olan Kanunun SOS verdiği bugünlerde sağlık harcamaları artmış,emekli aylıkları reel anlamda düşmüştür.21. yüzyılda çalışanların gerçek anlamda sağlık yardımları ve emekli aylıkları ayarlanmamıştır.Sosyal Güvenlik anlamında sihirli anahtar maalesef hayata geçirilmemiş,şimdi ise ikinci emeklilik ile umut tacirliği yapılmaktadır.
İkinci emeklilik için sandık hayali kurulurken umarım yine boş hayal sandıkları ile karşılaşmayız.
VEDAT İLKİ