ALİ TEZEL

Sözcü Gazetesi: Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’na Borçlanma Yapamayan Gurbetçilere Müjde – Sorunsuz Yıllık İzin Kullanımı İçin İşverenler İşçilerine Bu Hakkı Nasıl Kullandırmalı

ÇALIŞANLARIN SÖZCÜ’SÜ


 


Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’na Borçlanma Yapamayan Gurbetçilere Müjde


 


22.05.1985 tarihinden önce yurda kesin dönüş yaptıktan sonra 22.05.1987 tarihine kadar yurtdışı çalışma sürelerini borçlanmayan SSK, Emekli Sandığı iştirakçileriyle Bağ-Kur sigortalıları sürelerini geçirdikleri gerekçesiyle bu sürelerini borçlanamıyorlardı.


 


Anayasa Mahkemesinin 24.4.2003 günlü RG’de yayımlanan 2000/36 E. 2002/ 198 K. Sayılı kararı ile 3201 sayılı yasaya göre borçlanabilmek için yurda kesin dönüş yapma koşulu getiren 3201 sayılı Yasanın 3. maddesi iptal edilmekle Türk vatandaşlarının yurt dışında geçen sürelerini yurda kesin dönüş koşulunu yerine getirmeksizin borçlanmaları mümkün kılınmıştı.


 


Bu durumda Anayasanın eşitlik ilkesi gereğince 3201 sayılı kanunun geçici 1. maddesindeki iki yıl içinde borçlanma şartının artık uygulanma olanağı kalmamıştı.


 


SSK iki yıl önce hakkı teslim etti


SSK bu hakkı 8-32 sayılı Ek Genelgeyle 29.03.2006 tarihinden itibaren teslim etmiş, hangi tarihte kesin dönüş yaparsa yapsın yurtdışı borçlanması hakkı tanımış olduğundan. 22.05.1985 tarihi öncesi kesin dönüş yapanlar da SSK aracılığıyla yurtdışı borçlanmalarını yapabilmişlerdi.


 


Oysa Türkiye’ye kesin dönüşten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenlerden herkes SSK’ya başvuru yapma hakkına sahip bulunmuyor.


 


Kimler nereye borçlanabiliyor?


Kesin dönüş yapan gurbetçilerden


a) Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanların, SSK’ya,


b) Müracaat tarihinde çalışmakta olanların tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,


c) Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,


d) Hizmetlerinden bir kısmı yurt dışında iken borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş yaptıktan sonra borçlanmak isteyenlerin ilk borçlanmayı yapan sosyal güvenlik kuruluşuna,


e) Ev kadınlarının Bağ-Kur’a,


 


yazılı olarak başvurmaları gerekiyor.


 


Yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin hak sahipleri de ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna başvurmak suretiyle yurtdışı borçlanması hakkından yararlanabiliyorlar.


 


Bağ-Kur ve Emekli Sandığı dar yorumluyordu


Bu kriterlere göre 22.05.1985 tarihinden önce kesin dönüş yapan ve 22.05.1987 tarihine kadar borçlanma yapmayan gurbetçilerden SSK’ya başvurması gerekenler bu haklarını kullanabilirken, aynı durumda olup da 3201 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca gereği Bağ-Kur’a veya Emekli Sandığı’na başvuranlar yararlanamıyorlardı.


 


Bu iki kurum söz konusu kararı dar yorumlayarak; Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararında, yurda kesin dönüş yaptıkları halde 2 yıl içerisinde yurtdışı hizmet borçlanması ile ilgili yazılı istekte bulunmayanların da yurtdışı hizmetlerini borçlanabileceklerine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği gerekçesiyle yurda kesin dönüş yaptıkları halde, iki yıllık süre içerisinde yurtdışı hizmet borçlanması müracaatında bulunmayanların yurtdışı hizmet borçlanma istekleri kabul edilmesine izin vermiyorlardı. Vatandaş da bu durumda çözümü mahkeme kapılarında arıyordu.


 


İptalle Sorun Çözüldü


İşte bu noktada Anayasa Mahkemesinin 15.04.2008 tarihli RG’de yayımlanan 2005/25 E. ve 2008/57 K. sayılı kararı imdada yetişti.


Bahse konu karar iki yıllık süre koşulunu iptal ederek;


22.05.1985 tarihinden önce yurda dönmüş olmakla birlikte, 22.05.1987 tarihine kadar yurtdışı hizmetlerini değerlendirmemiş olanlara


             a) Prim, kesenek ve karşılık ödemek suretiyle sigortalısı veya iştirakçisi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna;


             b) Sosyal güvenlik kuruluşlarından hiçbirine tabi bulunmamaları halinde Sosyal Sigortalar Kurumuna;


             yazılı istekte bulunmak suretiyle istedikleri zaman borçlanabilmelerinin önünü açmış bulunuyor.


            


SSGSS ne diyor?


SSGSS Yasasıyla 3201 sayılı Kanunun iptalle değiştirilen geçici 1 inci maddesi zaten yürürlükten kaldırılacaktı. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı 5510 sayılı yeni Yasanın yürürlük tarihine kadar Bağ-Kur ve Emekli sandığı iştirakçilerine bu hakkın önünü açmış oldu.


 


Okur Sorularına Kısa Cevaplar


Adem ERİK/DENİZLİ – 21.11.1953 doğumlu ve 01.01.1986-31.03.2002 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olan babanız 57 yaşını dolduracağı 21.11.2010 tarihinde Bağ-Kur’dan emekli olabilir. Askerlik borçlanması emekliliği açısından yarar sağlamaz.


Hasan BİRDAL/GİRESUN – 31.10.1990 tarihindeki ilk sigortalılık girişinizle 31.10.2015 tarihinden sonra olmak üzere 52 yaşı doldurduğunuzda 5 bin 525 günle emekli olabilirsiniz.


Selim SEVER – 16.11.1951 doğumuyla 01.05.1997 tarihinden bu yana ara vermeden SSK’lı olarak çalışan, 2 yıl 18 günlük askerliğini borçlanmış Bulgaristan göçmeni bir yurttaşımız olarak 58 yaşınızı doldurduğunuz gün, yani 16.11.2009 tarihinde yaştan emekli olabilirsiniz.


 


 


İŞVERENLER İÇİN ÇALIŞMA HAYATI


 


SORUNSUZ YILLIK İZİN KULLANIMI İÇİN İŞVERENLER İŞÇİLERİNE BU HAKKI NASIL KULLANDIRMALI


 


İşverenler her yılbaşında işçinin adı-soyadı, giriş tarihi, o işveren işyerlerindeki toplam hizmet süresine göre izin süresi, kullanmadığı izin süresi, toplam izin süresi, kullanmak istediği ay-tarihi içeren bir izin çizelgesi düzenlenmesini sağlamalı ve bu çizelgeye işçinin de imzası alınmalı. Bu çizelge işyeri izin kurulunca (100 ve daha fazla işçi çalıştıran işyeri için zorunludur) değerlendirildikten sonra ve sonuç olarak işçilerin izin kullanacakları ay-tarihler net olarak saptanarak işyeri ilan panosu aracılığıyla duyurulmalı.


İşçi Yıllık İzin Talep dilekçesi ile izin isteminde bulunduğunda bu talebin o yılın İzin Çizelgesine uygunluğu kontrol edilmeli. Uygun ise izne çıkmasına onay verildikten sonra işçinin izne çıkacağı dönemin ücreti peşinen ödenmeli.


İşçiden izni bitip işe başlayacağı zaman izin dönüş dilekçesi alınmalı ve yıllık ücretli izin defterine işçinin izne ilişkin bilgileri ile izin kullanma dönemi işlenmeli. Bu evrakta işçinin de imzası bulunmalı.


Yıllık ücretli izin kullanan işçinin izne çıktığı ayın ücret bordrosuna ve yine o aya ilişkin SSK aylık prim bildirgesine kayıt düşülmeli. Çünkü izinde bulunan işçinin o ayki primlerinden kısa vadeli olanların ödenmeyeceğinden dolayı farklı olacağı unutulmamalı.


İşçinin izin kullanma tarzı olarak 4857 sayılı Yasanın ilgili hükümlerine aykırılık taşımamalı. Keza işçiye yıllık ücretli izni bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere en fazla üçe bölünebileceği unutulmamalı. Bu 10 günden kastın iznin bölünmüş her bir bölümünün kastedilmediği, yalnızca bir bölümünün en az 10 gün olmasının Yasanın aradığı kastın yerine getirilmiş olacağı bilinmeli.


Yıllık ücretli izinlerin işçilere fiilen kullandırılması, işçi kendisi istese dahi yıllık izinsiz çalıştırılamayacağının bilinmesi, bu bağlamda işçinin yıllık izninin mutlaka bir sonraki izin iktisap tarihine kadar kullanmasının sağlanması gerekiyor.


 Yine kısmi süreli işçi ile tam süreli işçi gibi yıllık izin hakkına sahip bulunduğu ve emekli olan işçinin izin kıdeminin sıfırdan başlayacağı bilinmeli.


İşçinin işten ayrılışı halinde işçinin tüm izinleri kullandırılmış olmalı ve düzenlenecek ibranamede yıllık ücretli izin alacaklarının bulunmadığı bilgisi de özellikle yer almalı.


Herhangi bir ani tebligat ihtiyacı düşünülerek yıllık ücretli izni kullanan işçinin izni geçireceği adres ya da adresleri ile (Ev yahut gsm) telefonları alınmalı.


 

Exit mobile version