Kıdem tazminatına hak kazanmada süre ve sebep olmak üzere önemli iki ayıraç karşımıza çıkıyor. Yani kıdem tazminatına hak kazanmak için işçinin sürekli ya da aralıklı, aynı işverene bağlı olarak bir veya birden fazla işyerinde en az 1 yıl çalışmış olması gerekiyor ki bu süre koşulunu teşkil ediyor. Tazminatı hak ediş sebepleri ise 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’üncü maddesinde düzenleniyor.
Sosyal güvenlik mevzuatımızda, iş sözleşmesinin, işçi tarafından, emekli olmak amacıyla feshinin yanı sıra toptan ödeme almak amacıyla da sözleşmenin feshedilmesi kıdem tazminatına hak kazandıran bir olgu. Bu hak esasen İş Kanunu 14 üncü maddesinde düzenlenmiş bulunuyor.
İşçinin sözleşmeyi yaşlılık, malulluk aylığı ya da toptan ödeme almak amacıyla feshetmesi ile birlikte kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için; toptan ödemeye hak kazanmış bulunduğunu ve kendisine aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için bağlı bulunduğu kuruma veya sandığa müracaat etmiş olduğunu belgelemesi şart.
Yargıtayın 22. Hukuk Dairesi de, işçinin yaşlılık aylığı için tahsis talebinde bulunup bulunmadığı, bulunmuşsa yaşlılık aylığı bağlandığına dair Sosyal Güvenlik Kurumu dosyası ile kayıtlarının
Emeklilik nedeniyle iş akdini feshettiğine dair işverene bildirim yapıp yapmadığı, yapmış ise yaptığı tarihe ilişkin belgelerin, ilgili kurum ve taraflardan istenerek, alınacak cevap ve belge eklendikten sonra inceleme yapılması gerektiği görüşünde.
Kamuda Çalışanların Tazminatı
Yine 1475 sayılı İş Kanunu madde 14/4 gereğince, bu gerekçelerle iş akdi fesholan işçininin önceden kamuda geçen çalışması da bulunuyorsa gerek memuriyette gerekse de kamu işçiliğinde geçen hizmetler birleştirilerek kıdem tazminatının hesaplanması gerekeceği gibi tazminat son işveren tarafından ödeniyor.
Şayet değişik işyerlerinde farklı işverenlere bağlı çalışmalar söz konusuysa bu defa işçinin değişik işyerlerindeki çalışma süreleri birbirinden ayrı hesaplanarak çalışma süresince sınırlı olacak şekilde her bir işverenin kıdem tazminatı sorumluluğundan bahsetmek gerekiyor.