TÜRK- İRAN SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİNİN İKİNCİ YILI VE ÖZELLİKLERİ

18 Temmuz 2024

Türkiye ile İran devleti arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesi 01.05.2023 tarihinde yürürlüğe girmiş ve Kurumun 2023/28 sayılı genelgesinde ayrıntılar yer almıştır.

Sosyal Güvenlik Sözleşmesi böylece 35 ülkeye çıkmıştır.

Sözleşmenin özelliklerinden olmak üzere;

4/1-a sigortalıları Türkiye’de çalışırken İran ülkesine geçici görevle giderse 24 ay kadar Türkiye mevzuatına tabi olmaktadırlar. Bu süre 36 aya  toplamda 60 aya uzayabilmektedir.

4/1-b ve c (Bağ-Kur ve Memurlar ise) sigortalıları ise mevzuata tabi olmaya devam dilekçeleri vererek (bir örneği İran’a veriliyor) Türk mevzuatına tabi olmaya devam edebiliyorlar.

Aynı haklar İran sigortalıları içinde geçerli.

Hem İran hem Türkiye sigortalısı olanların emekli dilekçelerinde sadece Türkiye sigortaları tek başına aylık bağlanmasına yetiyor ise (malül,ölüm ve yaşlılık) sadece Türkiye hizmetleri ile aylık bağlanacak, yetmiyor ise birleştirilip bağlanacak ancak birleştirme işinde 1 yıldan az hizmet varsa nazara alınmayacak.( 1 yıldan az hizmet tek başına aylığa hak kazandırıyor ise ayrıca nazara alınacak)

Sosyal Güvenlik Sözleşmesi olan bir ülke ile Türkiye hizmetleri için kısmi aylık denen birleştirme uygulaması az kullanılan ama birleştirilen süreler ile aylık bağlama oranı belirlendiğinden aylık tutarına olumlu etkileri yüksek aylıklar bakımından değerlendirilebilir durumda olmaktan çıkmıştır. Birleştirmeye girmeyen hizmetler ise kendi ülkesinde değerlendirilecektir. İran mevzuatına göre emekli olan birinin Türkiye hizmetleri de İran’da değerlendirilmeyecektir. Bu husus aynı zamanda iki ülkenin ödenen aylıkların kendi paylarına düşen kısmını sürekli birbirine ödemekten kurtarmış denebilir.

Süre tek başına yetmiyorsa o halde her bir ülkeden kısmi aylık istenecektir. Zira kısmi aylıkta her ülke kendi payını, kendi hak kazanma koşularına göre  ödemektedir. Ancak kısmi aylıklarda asgari aylık kuralı olan güncel 12.500TL alt sınırı uygulanmayacaktır. Bu aslında diğer sözleşmelerde uygulanmayacağına dair örneğin 506 md.96 son fıkra hükmünde de bulunmaktadır.

Kısmi aylıkların tam aylıklara dönüşmesi için Kuruma göre ilk aylık bağlama tarihindeki gün-süre koşulları sigortalı için geçerli olacaktır. Yargı uygulamalarında tam aylık başvuru tarihi koşulları yeterli kabul edilmektedir.

İşsizlik sigortası bakımından son çalışılan ülke mevzuatı geçerli olacaktır.

Bir ülkeye yapılmış başvuru aylıklar için diğer ülkeye yapılmış olacaktır. Aylıklar son hizmetin geçtiği Kurum birimince bağlanacak ölümlerde de aylık bağlayan birim işlemleri tamamlayacaktır.

Türkiye’de çalışması olmayanlar seçtikleri Sosyal Güvenlik Merkezinden işlemleri tamamlanarak İran’dan aylık alabilecektir.  İran’da olan Türk’ler aynı hakka sahiptir.

Türkiye’de sigortası olmayanların İran mercilerinden sağlık hizmeti istenirse ülkemizde tamamlanacaktır.

Türk Büyükelçiliklerinde çalışanlar Türk Mevzuatına, İran Büyükelçiliklerinde çalışanlar İran mevzuatına tabi olacak, sigortalılık belgesi diğer ülke birimlerine bilgi olarak gönderilecektir. Bu şekilde İran Büyükelçiliğinde Türk sigortasına tabi olma dönemi bitmiş olmaktadır.(Uygulamada benzer işlemler yurtdışı borçlanma ile çözülmektedir.)

Yersiz ödenen aylıklarda diğer ülke makamları da yetkili olacaktır.

Özellikle kısmi aylıklar nedeni ile İran sosyal güvenlik sisteminin de sosyal güvenlik işlemlerine danışmanlık verenler yönünden öğrenilmesi bir zorunluluğa dönüşmüştür. Örneğin İran mevzuatına göre yeterli emekli gün ve koşulu bulunan aynı zamanda Türkiye dende 1 yıldan fazla sigortası olanlar Türkiye’den kısmi aylık, İran’dan tam aylık alacaktır. Uygulama geliştikçe yeni sorunları çözmek için uğraşıyor olacağız. Zira Türkiye özellikle İran vatandaşı Azeri Türklerinin, yahut Türkiye’de yaşama amacı ile İran’da bir süre çalışmış ve ülkemize gelmiş olanların çok sayıda yaşadığı bir yer.

Burada belki can alıcı soru devreye giriyor. Tahsis talep tarihinde iki ülkeden birinin vatandaşı olmak hatta iki ülkeden birinde ikamet etmek şart mı, bunun cevabı hayır olarak anlaşılıyor asıl olanın vatandaşlık değil sigortalılık olduğunu görüyoruz. Ancak ikamet için aynı şeyi söylemek zor olacak iki ülkeden birinde bulunmak lazım.

İkamet zorunlu ise her iki ülkenin de sosyal güvenlik sözleşmesi imzaladığı ülkelerde ikameti olmak tartışılır hale gelecek.

İkinci yılı hayırlı olsun diyelim.