TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERİN İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HAKLARI (İŞÇİLER)

25 Ekim 2014

   İş sözleşmesi ile 4a kapsamında sigortalı olarak çalışmakta olanlar bakımından yasal hakların sıralanmasında şu hususlar sayılabilecektir.

  İş Kanunundan Doğan Haklar;

  İşyeri ile ilgili suçlar:

   İşlediği suçların işyeri ile ilgili olması ve bu nedenle yasal süresinde işveren tarafından haklı feshinde işçi kıdem tazminatı alamaz.

   Suçun işyeri ile ilgili olmasına rağmen 4857 md.26. maddesinde göre feshe yetkili kişinin öğrenmesinden 6 iş günü  içinde kullanılmaması halinde ise işçi kıdem tazminatı isteyebilecektir. Bu sürenin geçmesi ile birlikte işveren aklı nedenle feshe dayanırsa, artık haklı fesih yoktur. Bunun bir başka sonucu ise bu durumda olan işçinin işe iade davasının ne olacağı sorunudur. Burada artık yani süresinden sonra fesih haklı değil geçerli fesih olarak kabul edilir. Geçerli feshe bağlanan sonuç kıdem tazminatının ödenmesi, ancak işe iade isteğinin kabul edilmemesidir.

      Bu hususta en dikkat çekici nokta ise md.25 II f’de işçinin işyerinde 7 günden fazla ve hapisle cezalandırılan bir suç işlemesi halidir. Diğer fesih nedenleri içinde yer almamış olan bir sebeple işçi işyerinde işlediği suç  hapis cezası ertelenebiliyor ise veya 7 günden az ve hapis cezası ertelenemese bile haklı fesih nedeni olamayacaktır.

        6 iş günlük sürenin devam eden eylemlerde  son eylemden başlayacağı kabul edilmektedir.

İŞYERİ İLE İLGİSİ OLMAYAN SUÇLAR;

      İşverenin feshi haklı nedene dayansa da işveren kıdem tazminatı ödemekle yükümlüdür. 

      İş Kanunu md.25.maddesinde yer alan işverenin fesih hakkının bir benzeri işçiye tanınmamıştır(Md.24). Tutuklu veya hükümlü olan işçi, işyeri ile ilgisi olmayan tutuklama ve hükümlülük halinde iş akdini feshederek kıdem tazminatı alamayacaktır.

      Feshe bağlı olmayan ücret, fazla mesai,kullanılmayan izin paraları gibi haklar her koşulda istenebilen alacaklardır.

 

 SOSYAL GÜVENLİK BAKIMINDAN ;

1-Tutuklu ve Hükümlü iken;

  Çalıştırılanlar; kısa vadeli sigortalardan yararlanır dilerse uzun vadeli sigortayı isteğe bağlı ile sağlar

   5510  MADDE 5

   Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından aşağıda sayılan kişiler hakkında uygulanacak sigorta kolları şunlardır:

    a) Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular hakkında, iş kazası ve meslek hastalığı ile analık sigortası uygulanır ve bunlar, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.

       Bilindiği gibi kısa vadeli sigorta kolu yaşlılık, malüllük,ölüm aylığı için aranan sürelere etki etmez. Sigortalı gün vermez. İş kazası ve meslek hastalığı halinde  gelir bağlanması ve analıkta tanınan hakları verir. Belirtmek gerekir ki bu durumda olan kişiler işçi olmadığından tazminat davaları iş yargısına tabi olmayıp, idari yargıya tabidir.

       Çalıştırılmasalar da isteğe bağlı sigorta hakları yönünden;

       Ancak yine 5510 md.50.maddesinde düzenlenen isteğe bağlı sigortadan diğer koşullar yerine gelmek şartı ile tüm tutuklu ve hükümlüler yararlanabilirler.

      Çalıştırılan,çalıştırılmayan farklar;

       Çalıştırılanlar 4a kapsamında sigortalı sayılırken, çalışmayanlar 4b kapsamında sigortalı sayılacaktır. Yine çalıştırılan hükümlüler diğerlerine nazaran kendi adlarına bir kısım primler ödendiğinden daha öz ödeme yapacaklardır.

2-BORÇLANMA HAKLARI YÖNÜNDEN;

    Beraat edenler için kanunun 41.maddesinin f bendine göre tutukluluk ve gözaltında geçen süreler borçlanılabilir. Borçlanmada süre yoktur. 4a sigortalıları gibi diğer sigortalılardan bu haktan yararlanabilirken, yeter ki tutuklama ve gözaltı sigortalı iken gerçekleşsin.

  Ancak bu hükümlerin yürürlük tarihi 1.10.2008 olduğundan önceki tutukluluk ve hükümlülükler uygulanması sorunu bulunmaktadır. Bildiğimiz kanunun bu anlamda geriye yürütülmediğidir. (Aksine bilgi sahibi olduğumuzda buraya işlenecektir)

   Sıkıyönetim suçluları bakımından.

   5510 GEÇİCİ M ADDE 36 (Ek: 6111 – 13.2.2011 / 52) 13/5/1971 tarihli ve 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu uyarınca kurulan sıkıyönetim mahkemelerinin görev alanına giren suçlar nedeniyle yakalanan veya tutuklananlardan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğu 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilenlerin, gözaltında veya tutuklulukta geçen süreleri için kendilerinin ya da hak sahiplerinin bu durumlarını belgeleyerek (…)(*), gözaltında veya tutuklulukta geçen süreleri, talep tarihinde 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının % 32'si üzerinden hesaplanacak primlerinin; bu durumlarından dolayı dava açıp tazminat alanların borcun tebliğ tarihinden itibaren altı ay içerisinde kendilerince veya hak sahiplerince, tazminat almamış olanların ise Hazinece ödenmesi suretiyle borçlandırılır. Bu şekilde borçlanılan süreler Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında prim ödeme gün sayısı olarak değerlendirilir. Ancak, sigortalılık başlangıç tarihinden önceki borçlanılan süreler sigortalılık başlangıç tarihini geriye götürmez.

   Düzenlemesi getirilmiştir.  Ancak bu madde de yer alan "…bu maddenin yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde talepte bulunması kaydıyla…" ibaresi, Anayasa Mahkemesi'nin 9.5.2014 tarih ve 28995 sayılı R.G.'de yayımlanan, 29.1.2014 T., 2013/126 E. ve 2014/17 K. ile iptal edilmiştir.

   Buna göre 12 Eylül 1980’den sonra sıkıyönetim kanunu uyarınca tutuklananlar hakkında ister beraat kararı verilsin ister kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilsin, Bu kişiler gözaltı ve tutukluluk sürelerini borçlanabileceklerdir. Prim borçları hazine tarafından ödenir, ancak kazançlar asgariden kabul edilmiştir. Bu kişilerden haksız tutuklama ve gözaltı süreleri için tazminat almış olanlar ise primlerini kendileri ödeyeceklerdir.

  Bu hakta yer alan 6 aylık süre sınırlaması iptal edilmiş olmakla her zaman kullanılabilen bir hakka dönüşmüştür.

  Hazinece primi ödenecek kişilerin prim ödeme işlemleri tamamlanmadan tahsise başvuruları halinde başvuru tarihinden prim ödemesi gecikse de, diğer koşullar var ise tahsise hak kazandıkları düşünülmelidir.

  Prim bedelinden ister hazine ister sigortalı sorumlu olsun borçlanmalardaki kazanılan süreler 4a yani eski SSK lılardan kabul edilir.

  Yazıdan sonra artık eksik günü olan danışanlarıma eksik günleri tamamlamak için mutad olarak sıraladığımız sorulara şu soruyu  eklemeyi  şiar edineceğim. "beraat edilen eski veya yeni süreniz varmı, sıkıyönetimde gözaltına alındınız mı, hakkınızda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen karar var mı?"