YANLIŞ EMEKLİLİK TARİHİ BİLDİREN SGK’DAN TAZMİNAT İSTEĞİ

10 Mart 2015

 

 

Bilindiği gibi SGK 4a yaşlılık aylığı alabilmek için işten ayrılma koşulu bulunmaktadır. Yine Malüllerin aylıkları da  kural olarak işten ayrılma koşulu gerçekleşmedikçe başlamamaktadır.

  

Örnek olayımızda SGK‘dan ne zaman emekli olurum sorusuna aldığı cevaba güvenerek işinden ayrılarak yaşlılık aylığı başvurusunda bulunan, ancak bu defa  SGK tarafından  emekli zamanı yanlış hesaplandığı için emekli olamazsın denilen ve eski işyerini de dönemeyen kişinin  SGK‘ ya karşı açtığı tazminat davasında 10.000TL tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsili (ıslah ile birlikte rakam 21.850TL’ye çıkarılmıştır) istemli davada Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin  E.2013/9023, K.2014/1454 ve 27.01.2014 tarihli kararlarında (kazanci.com) davacı sigortalının sigortalı olarak işe girdiği 01.01.1981 tarihinde 1967 doğumlu iken , yaşının daha sonra 1965 doğumlu olarak değiştirildiği, sigorta öncesi yaşa göre yaşlılık aylığı döneminin hesabı gerektiği halde, kurumun sigortalıya 5.2.2011’de emekli olabileceğini bildirmesi üzerine davacının 07.02.2011 de işten ayrıldığı, davacının emekli talebinin yaş değişikliği nedeni ile reddedildiğinin, Yargıtay H.G.K.nın 1999/10-995, 1999/1011 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere  “  davalı Kurumun davacıya yaşlılık aylığı bağlanabileceğini bildirmesi üzerine, bu bildirime güvenerek davacı işinden ayrıldığı için ve Kurum bilahare hesabı yanlış yaptığını ve aylık bağlanamayacağını bildirmesi nedeniyle, davacının işinden ayrılıp işsiz kalmasından dolayı Kurumdan gerçek zararını istemesi mümkündür. Zira, Kurumun eylemi, sigortalı yönünden haksız fiil teşkil eder. Zararın hesaplama biçimine gelince; davacı işten ayrıldığı tarihten, yaşlılık aylığı hak ettiği tarihe kadar eski işinde çalışamamaktan kaynaklanan gerçek zararını Kurumdan isteyebilir. Kuşkusuz, gerçek zarar hesabı yapılırken, net kazanç dikkate alınmalıdır. Ancak, davacının tazminat istediği tarihler arasında çalışması varsa, aldığı ücret miktarı tazminattan indirilmelidir. Ne var ki, bu işyerinden aldığı ücret ayrıldığı, işyerinden aldığı ücretten az ise, aradaki fark maddi tazminatın belirlenmesinde esas alınmalıdır. Ayrıca, davacının kasten kazanmaktan feragat ettiği miktarla çalışmamaktan dolayı tasarruf ettiği kısım için, belirlenen zarar miktarından uygun bir oranda hakkaniyet indirimi yapılması gerekir.

Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde, somut olayda; 7.2.2011 tarihinden 4.1.2012 dava tarihine kadar ayrıldığı işyerinden alması gereken net maaşın esas alınıp, uygun bir oranda hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle tespit edilecek olan davacının, gerçek zarar miktarı esas alınarak; davalıdan tahsiline karar verilecek maddi tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, yukarda belirtildiği şekilde zarar miktarı belirlenerek karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. “

  Denilmek sureti ile bozma kararı verilmiştir.

  Kararda, sigortalının mahrum kaldığı ücretler kadar zarara uğradığı,ancak aldığı ücretlerin, kasden çalışmayarak  kazanmak istemediği ücretlerin indirileceği, çalışmış ancak eski işindeki ücret daha yüksek ise aradaki farkın isteneceği, hesaplamaya esas alınacak ayrıldığı işyerindeki maaşının ayrılma ve dava tarihi  arasındaki elde edemedikleri olduğu (dava tarihinden sonrakiler ayrı dava konusu yapılabilir, ak dava açılıp birleştirilebilir.) hususları belirtilmiş bulunmaktadır.

  Kararda elde edilemeyen kazançların SGK maaşı üzerindeki etkisi değerlendirilmemiştir. Bu husus istemin yokluğu ile ilgili de olabilir.

 Burada ihtilafa konu işlemin davalısı SGK’dır.

Yargıtay 21.HD’nin 17.02.2014 tarih E.2013/555, K. 2014/2455 sayılı dosyasındaki bozmaya konu olayda ise (kazanci.com)  davacı vefat eden abisinin kimliği ile çalışmış ve sigortalı günler ölen abisi adına kaydedilmiştir. Mahkemece isteğin kısmen kabülüne karar verilmiş ise de Yargıtay bu olayda davacının işlemin düzeltilmesinin zaman almasının Kurumun kusuru olmadığı davacının kendi kusurundan faydalanarak tazminat isteyemeyeceğine karar vermiştir.

Örnek olaylarda muhatap SGK’dır. İçtihatlar Sosyal Güvenlik Mahkemelerinin kararlarının temyiz mercileri olan Yargıtay 10. ve 21. Hukuk Dairelerine  aittir.

İşverenin hiç bildirim yapmaması, zamanaşımı-hak  düşürücü sürelere uğraması nedeni ile tespit davası açılamaması gibi hallerde işverenin sorumluluğu ise iş mahkemelerinin temyiz mercii olan Yargıtay 7., 9. ve 22. daire kararlarında aranmalıdır. Çok eski dönemlerde Yargıtay 9. HD’nin işvereni tazminat ile sorumlu tutan kararları vardır. Yeni dönem için ayrı bir çalışma yapılmalıdır.